İlk demokratik genel seçimler 1976 yılında yapıldı. 37 yıl önce...Ben henüz KTFD kurucu meclis üyesiyken..Çocluk çocuğa kavuşmadan önce..
1976’dan günümüze çok seçimler geçirdik.
Bu tarihsel süreci ilgilenenler ve yaşayanlar bilecek; geçmiş seçimler ile şimdiki seçimler arasında temelde benzerlik olmasına rağmen, şimdiki seçimler, zamanın getirdiği yenilikler, metodlar ve teknoloji ve sosyal yapının değişmesi sayesinde çok farklı boyut kazanmıştır.
Acaba 1976, 1981, 1985 yılından beri hala seçimlere aday olarak katılan var mıdır? Bir kısım isimler aklıma gelmiyor değil..”Ömür boyu milletvekilliği” isteğinin çeşitli nedenleri olabilir ama sanırım en önemli etken milletvekilliğinin meslek olarak kabul edilmesidir. Hangi yılda olduğunu unuttum. Milletvekilleri “siyasal kamu görevlisi” sayan yasa geçtikten ve emeklilik hakkı da verildikten sonra milletvekilleri üst kademe memur statüsüne girmiş oldu.
Bu yasadan önceki dönemlerde vekillerin bu denli ekonomik ayrıcalıkları yoktu. Hatta 1975 öncesi meclislerdeki vekillerin sembolik belki toplantı başına ücret aldıklarını öğrenmiştim. O dönemlerde, meclise girenlere temsili ücretler verildiğinden, hali vakti yerinde, işinde ve mesleğinde başarılı olanlar vekil oluyordu. 1975-76 dönemini anımsıyorum, vekillerin çoğu iyi hukukçuydu. Anayasa ve temel yasaları hazırlayan bir mecliste, onların bilgisi ve deneyimi değerliydi. Tabii, dünya görüşüne göre farklılıklarımız vardı ama yasa yazım usullerini iyi bilirlerdi. Başka yasa ile çelişeceği, ya da devamı olup olmayacağı konusunda titizlik gösterirlerdi. Gel zaman git zaman şimdilerde mecliste hukukçu olmadığı söyleniyor. Bu seçimde partilerden kaç hukukçu aday var ve kaçı seçilebilecek acaba?
Aslında, 30-35 yıl içinde hukuk sistemimiz de alt-üst olmuştur. İngiliz yasalarının üstüne Türk yasaları da konulmuştur. Titiz hazırlanmadığından çıkan yasaların mecut yasalar ve hukuk sistemiyle çelişki içinde olduğu söylenmektedir. Yeni çıkarılan yasalara hukukçular tepki göstermekte, yöneticiler bile, bu yasalarda sık sık değişiklik yapmaktadırlar.
Özellikle bu seçimlerde yurttaşlar, genç ve yeni çağın insanlarının meclise girmesini istiyor. Gençler/Yaşlılar tartışması yapılıyor. Sanayi ötesi, bilgi ve teknoloji çağının gençlerinin 2013 seçimlerinde kazanmasını istemekten daha doğal birşey olamaz. Eski ve yaşlıların bu akımdan rahatsız olması anlamsızdır. Çünkü onlar da gençken siyasete girmiş ve vekil olmuşlardı. Biz 1975 yılında Sn.Denktaş’ı yaşlı bulurduk ama 51 yaşındaydı. Şimdilerde 60-70 yaşlarında vekil adaylarımız vardır sanırım. Emeklilik yaşı yok sanırım. Halbuki kamu görevlilerinin, yargıçların emeklilik yaşı vardır.
1975’te KTFD kurucu meclisine STÖ’lerden seçilen vekiller 27-30 yaş arasındaydı. Anayasayı demokratikleştirmek için ben, Mustafa Akıncı ve Turgut Afşaroğu Ecevit’i Ankara’ya gidip ziyaret ettiğimizde bizim milletvekili olmamıza hayret etmiş, “CHP’de, sizin yaşınızdakiler, ancak parti gençlik kolunda yer alabilirler” demişti.
Bu nedenle gençlerden “huylanmanın” anlamı yoktur..Zamanın inadına gidilmez!
Geçmiş dönemlerde 3 kez genel seçimlerde aday olmuş birisi olarak, o dönemlerdeki seçimleri, propaganda yöntemlerini, siyasi partilerin mali sıkıntılarını, unutulmayan veya benim unutamadığım olayları her Cuma günü okuyucularımla paylaşmak isterim.
Sol görüşlü veya sosyal demokrat, demokrat ve barışsever partilere ve adaylara hiç kimse, hiç bir iş adamı yardım etmezdi. Sadece UBP’ye yardım yaparlardı. Bu durum, solcuların iş adamlarına karşı çok mesafeli olmalarından da kaynaklanıyordu.
Bir defa solcuların tümü komünist olarak algılanır ve özel mülke karşı insanlar sayılırdı. Barışçılar “vatan haini” damgasını yerdi.
Solcu partilerin parası yoktu..Reklam diye birşey bilinmezdi..En fazla siyah beyaz broşür ve elde yazılan pankartlar hazırlanırdı. Adaylar ve onların arkadaşları, temel masraflar için katkı yapardı. Her aday köy gezilerine arabasıyla giderdi.
Seçimler çok zordu, çok. Sonu da solcular için hüsranla biterdi...
Fatma Ekenoğluna mesaj:
İnternet gazetelerinden birinde okudum. Yurdagül Beyoğlu’na röportaj vermişsiniz ve benim “hakiki” değil anlamında, “atanmış” milletvekili olduğumu söylemişsiniz..Kim atamış beni söyler misiniz lütfen? Eczacılar Birliği genel kurulunda iki kez seçildiğim( ilk seçimde salt çoğunluk olmadığı için tekrar seçime gittik) Meclis arşivlerinde yazılıdır. 1975 Kurucu Meclisine, benim gibi diğer STÖ temsilcileri, meclisin belirlediği kurallar altında kendi örgütleri tarafından demokratik ve salt çoğunlukla seçilmişlerdir. Yeniden seçilirseniz KTFD tarihine bir göz atmanızı rica edeceğim. Seçim kampanyasında kolaylıklar dilerim..