Ligin ismi bile bir şüphe uyandırıyor açıkçası. Yine de Marmaris’te geçen hafta sonu bizleri ağırlayan Fırat arkadaşımız sayesinde 3-4 maç izlemiş olduk.
Fenerbahçe iyi başladığı lige aynen devam ediyor. Güçlü bir ekip olan Gaziantepspor’u deplasmanda 3 gol ile geçtiler. Ziegler maçın etkili isimlerinden oldu, ondan beklenen bir performans aslında. Alex ise her zamanki gibi oynadı. Beşiktaş son dakikalara kadar zorlansa da, kazanmayı bildi. Her iki maçın da özetlerini izleyebildim, o yüzden fazla detaya giremiyorum.
Galatasaray ise çok istekli oynadığı maçtan galip ayrılmayı başardı. Güzel bir oyun vardı sahada, özellikle sezon başından beri çok tuttuğum bir oyuncu olan Felipe Melo tam da bizim yıllardır aradığımız “ısıran” oyuncu kimliğini sahaya yansıtmakta.
Bursaspor’u da işin içine katarsak 4 büyük takım da haftayı galibiyet ile kapattı. Tek fire veren takım ise Trabzon oldu.
Hafta içi Milano’da destan yazan Trabzon, ligin dişli ekibi İBB tarafından saf dışı bırakıldı. İBB yıllardır aynı istikrarda, fakat bu sene üzerine biraz daha koymuş gibi. Ligin büyükleri tarafından transfer edilseydi milletin burun kıvıracağı Webo, gollerini atmaya devam ediyor. Üst kısımları zorlayacaktır, Abdullah Avcı bu gibi şeyleri uygulamayı çok iyi başarıyor.
Gelelim benim bu sezon favorilerim kısmında olan bir ekibe, Eskişehirspor’a... Skibbe çok sevdiğim bir teknik adam, gidişine çok üzülmüştüm. Tekrar bu topraklara gelince, biz de sevindik tabii. Özellikle Bülen Uygun gibi “çamur” bir adamdan sonra, onun gelişi takım için çok önemliydi.
İskoç liginin en çok gol atan oyuncusu Kris Boyd, Celtic’te bir dönem oynamış Camara, Dortmund efsanelerinden Dede, bu takımın önemli transferleri. Ayrıca son maçta Mehmet Yıldız da eskiye dönüş sinyalleri verdi. Eskişehir bu sene izlenir. Eminim ki aynı Skibbe’nin Galatasaray’ı gibi, mağlup olsa da zevk verecek bir futbol oynayacaklardır.
Türkiye liginden Avrupa’ya uzanırsak, bu hafta sonu Marmaris’te iki maç izleyebildik sadece. Biri Geordie Bar’da, Newcastle taraftarları arasında izlediğimiz Aston Villa-Newcastle maçı, diğeri ise beklenen derbi Rangers-Celtic maçı. İskoçya derbisini daha detaylı bir biçimde haftaya yazmayı planlıyorum. Bu nedenle sizi biraz daha bekleteceğim. Newcastle maçına geçecek olursak sevdiğim bir takımın maçını o takımın taraftarları ile izlemek çok güzeldi. Maç 1-1 eşitlik ile sonuçlandı, Newcastle’ın golü ile beraber pub içindeki Geordie’ler ile beraber çılgınca sevindik.
Son olarak İspanya liginde Barcelona maçını izledik arkadaşlar ile. Son 2 maçında istemediği sonuçlar alan Barça, bu maçta zayıf rakibi karşısında bulunca hiç acımadı. Katalan ekibinin yeni transferi Fabregas ise yeni takımı ile yeni bir görev, yeni bir tarz futbol ile karşımıza çıkıyor, onu bu forma ile izlemek ayrı bir zevk.
Bu hafta içinde ise Türkiye Ligi devam edecek, bakalım bir hafta içinde iki maç oynayacak takımlardan hangileri forum düşüklüğü yaşayacak. Önümüzdeki hafta da Rangers-Celtic maçı ile ilgili güzel güzel şeyler yazarız bu sayfalarda.
Bir de son olarak Bank Asya’da oynanan derbi maçı, 7 yıllık özlemin sona erdiği Göztepe-Karşıyaka karşılaşması da 1-1 berabere bitti. Bu müthiş mücadeleyi de televizyon başında izledik. Ama hafta içinde güzel bir röportaj planımız var, onun da haberini şimdiden verelim, çok şaşıracaksınız, eminim. Umarım güzel ve futbol dolu bir hafta geçer...