Bir süredir Çevre Bakanı Dr. Hakan Dinçyürek’le, Elektrik Kurumu Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Akim arasında medya üzerinden bir tartışma sürüyor. AKSA’nın filtresi, Teknecik’in yakıtı konularında... “Ben senden daha çok çevreciyim” muhabbeti...
İnsan sağlığı ile direkt ilgilenen örgütler ve çevre örgütleri yıllarca filtresiz elektrik santrallerinin bacalarından çıkan kükürtün bizi nasıl zehirlediğine; kanser başta olmak üzere nasıl birçok hastalığa davetiye çıkardığına vurgu yaptı. Bu konularda paneller, sempozyumlar düzenledi.
Bir süre önce AKSA’ya, yani ülkemizdeki özel çalışan elektrik santraline filtre takıldı. Tam bu uygulamayı alkışlamaya, ülkede güzel şeyler de oluyor demeye hazırlanırken, bir başka yetkili kurumun başkanı Sayın İsmet Akim’den “bu filtre efektif değil, üstelik filtrenin çalışması için çok fazla üre kullanılıyor. Kullanılan ürenin atıkları ise yeterince dinlendirilmeden denizin 300 metre ilerisine veriliyor ki, bu da deniz suyunu kirletiyor” iddiası geldi.
Hoppala… Hükümetin iki önemli mensubundan biri “yıllardır takılmayan filtreyi taktırdık. Bizi alkışlayın” diyor. Diğeri ise “durun, yanlış filtre takıldı” diyor.
TARAFLARLA TEMAS…
Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği olarak Çevre Bakanı Dr. Hakan Dinçyürek’e yaptığımız ziyarette; Sayın Bakan bize içini döküyor… Bunca yıldır yapılmayan bir işi yaptığını belirtip buna çamur atıldığından dert yanıyor. Filtrenin efektif olduğunu, kullanılan ürenin filtrede süzüldüğünü ve atıkların denize 1300 metreden verildiğini, bunun da denizi kirletmediğini anlatıyor.
Elbette ki biz Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği olarak konunun peşini bırakmıyoruz ve İsmet Akim’den de bir randevu alarak konuyu onun tarafından da dinlemek istiyoruz. İnsan sağlığı ile direkt ilgili olan bir örgüt olan bizler için konunun içeriği önemli...
İsmet Akim, KIB TEK Yönetim Kurulu olarak kurumu düze çıkarmak için yaptıkları çalışmaları konuya çok hakim bir şekilde anlatıyor. KKTC’nin elektrik politikasına deyim yerindeyse “dünyalı açılımlar” getirerek içinde bulunduğumuz coğrafya ile ilintili bağlantılar kuruyor, çözüm önerileri sıralıyor. Gerek Güney Kıbrıs’la, gerekse Türkiye ve diğer ülkelerle bu konuda yaptıkları çalışmaları anlatıyor. Kendisini dinlediğimiz zaman ileriki yıllarda elektrikle ilgili pek de bir sorunumuz kalmayacağını anlıyoruz.
ELEKTRİK KURUMU’NA YATIRIMLAR…
Peki ama hâlâ daha çevreyi kükürt yağmuruna tutan, %3-3.5 oranında kükürt içeren yakıt ve filtresiz santrallerimiz ne olacak? O bölge insanı daha ne kadar süre zehirlenmeye devam edecek?
Bu konuyu gündeme getirdiğimiz zaman İsmet Akim hoşumuza giden cevaplar veriyor. Yine kendinden emin... Hafta başında imzalanacak anlaşmayla kullanılan yakıt bundan böyle %1’lik kükürt içeriği ile alınacak. Yani bundan böyle gelecek olan yakıt artık %1 kükürt içerecek.
Bu biz insan sağlıkçıları için muhteşem bir haber. “Peki ya filtre?” diyoruz. “Filtre takmak için 2017’ye kadar zamanımız var ama en kısa sürede Avrupa Birliği standartlarında filtreleri de takacağız” yanıtını alıyoruz Akim’den.
Yeni alınan jeneratörlerin katkılarını, elektrik üretiminde sağlayacakları elektrik artışını anlatıyor ve bu jeneratörlerin de ÇED raporunda gerektiği gibi filtreleneceğini söylüyor. Yeşil enerjiyi konuşuyoruz… Onun katı atıktan elektrik üretilmesi ile ilgili görüşlerini paylaşıyoruz… Ki o bambaşka bir yazı konusudur.
Bir yıl öncesine kadar satışı düşünülen Elektrik Kurumu borçlarını büyük ölçüde ödemiş, ya da ödenmesini plana bağlamış… Kuruma yeni jeneratörler alınıyor… Ve en önemlisi insan sağlığına daha az zararlı kaliteli yakıt kullanılacak. Artık santraller %1 kükürt içeren yakıtla çalıştırılacak. Yeni istihdamlar için ise “gelirim var ihtiyacım da var onun için personel alıyorum” diyor Elektrik Kurumu Yönetim Kurulu Başkanı...
Elektrik Kurumu’nun şu anda geldiği nokta kesinlikle alkışlanacak bir durumdur.
DOKTORLAR VE ÇEVRE…
Gelgelelim, Sayın İsmet Akim tüm bu iyi gelişmelere rağmen nasıl olur da bir Çevre Bakanı’na “çevre mühendisi mi, yoksa doktor mu? Bildiğim kadarıyla ortopedisttir” gibi sözler sarf edebilir?.. “Meclisin %34ünün doktor olduğu; Cumhurbaşkanı’nın, Meclis Başkanı’nın ve çoğu bakanların doktor olduğu bizim KKTC’de bu ne perhiz, bu ne lahana turşusudur?” demezler mi insana?
Gerçek olan şu ki, bir doktor en çok çevreden anlar… Çünkü sağlıklı çevre, sağlıklı insan demektir. Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği’nin de öncelikli görevleri arasında sağlıklı çevrede yaşayan sağlıklı insanlar ilkesine bağlı kalmak, bu doğrultuda mücadele vermektir.
İşte bu kaygıyladır ki, Tabipler Birliği olarak sağlıklı bir çevre için bu kadar çok emek ve enerji harcıyor ve sürekli sorguluyoruz. Elbette ki KTTB AKSA’daki filtreyi de, denizin kirlenmesini de sorgulayacaktır. Tarafsız laboratuar ve üniversitelerden uzman görüşleriyle konuyu aydınlatmak için uğraş verecektir. Ve topluma da gerekli bilgileri aktaracaktır. Yapılan güzel işler her zaman alkışlanacak; yanlışlıklar, ya da soru işaretleri ise sorgulanacaktır.
Ben diyorum ki; “ne olur beyler biraz siyasi etik...”
Düzeltme: Geçen haftaki yazımda Lefkoşa Belediye Tiyatrosu’nun şu anda sergilediği ‘Halktan Biri’ adlı oyunu anlatmıştım. Dekor kostüm tasarım için Rıza Şen demiştim. Özür dileyerek düzeltiyorum. Bu güzel oyunun dekor kostüm ve tasarımını Özlem Deniz Yetkili yaptı.