BİRBİRİMİZİ YİYORUZ

Sami Özuslu

Memlekete uzaktan bakmak zorunda kaldım bir süre... Yazmadan, konuşmadan...
Böyle olunca söyleyecek, kağıda dökecek çok cümle birikiyor insanın beyninde...
Ama bir yandan da olup bitenlere dair söylenmişleri tekrar etmek, temcit pilavı tadı verir, verse verse...
İşin özeti ne peki?
Başlıkta yazdım: Birbirimizi yiyoruz!..
Uzaktan bakınca çok net görünüyor bu...


**

İki yanlış bir doğru etmez.
Beş yanlış da bir doğru etmez.
Hatta bin, milyon yanlış da bir tek doğru üretmez.
Başkasının yanlışları varken sizin de yanlış yapmanız, yaptığınızı doğrulamaz.
Test sorularında dört yanlış bir doğruyu götürür de, dört yanlıştan sizin notunuza bir tek doğru eklemezler.
Bir 'yanlışlar senfonisi' çalınıyor memlekette...
Şarkı yanlış, nota yanlış...
Şef yanlış yönetiyor orkestrayı, müzisyenler de yanlış çalıyorlar.
İzleyenler de yanlış yanlış dinliyorlar konseri.
Lakin kimse 'yanlış' demiyor.
Çalıp dinlemeye devam ediyoruz.
Ve birbirimizi yemeye de...


**

Bir yapı oluştu Kıbrıs'ın kuzeyinde...
Bağımlı bir yapı...
Bilerek, isteyerek.
Uyanmadı toplum, entegrasyon adım adım gerçekleşti.
Ankara'nın Lefkoşa'yla ilgili siyasi ve bürokrasi ekibi ne derse o oluyor artık.
Siyaset alanı artık 'küçük kale' maç sahası kadar bile değil.
Geçtim Merkez Bankası'nı, polisin sivile bağlı olmamasını...
Bir milyon defa yazıp söylemedik mi belediye başkanlarını Yardım Heyeti'ne bağladık diye?
Suda kriz, elektrikte kriz, ek mesaide kriz, emekli maaşında kriz...
Krizlerin kaynağı hep aynı yer.
Ama biz birbirimizi yiyoruz.


**

Kimi 'fırsatçılar' da türedi yine bu ortamda bakıyorum.
'Türkiye'nin sözcülüğü'ne soyunmuşlar bir güzel...
Belli ki 'içerili' bilgiler sızıyor Yardım Heyeti'nden bazı 'sözde solcular'a...
'Solu dizayn etme' operasyonu var, belli.
Kimileri 'ayar' çekiyor aklınca, sol partilere...
Mesajlar, imalar, karalamalar, hatta tehditler uçuşuyor havada...
Hizaya gelirse Kıbrıs Türk solu, entegrasyonun son çivisi de çakılmış olacak.
'Ne farkları var?' sorusu iş yapıyor sokakta...
'Fasulyanın yahnisi' olmaya az kaldı yani!..
Birbirimizi yerken biz...


**

Toplum bölünmüş, parçalanmış.
Böldüler, parçaladılar bizi de ondan!
Birbirimize düşürdüler.
Oyuna geldik, avlandık maalesef...
Ortak paydamız çok ama unuttuk onları...
Dahası ve en fenası, açlıkla karşı karşıya artık bu toplum...
Raşon dönemlerini arayacağız gibi görünüyor.
Kimse umutlu değil, ışık gören yok ufukta...
Ankara'ya muhtaçlık hali derinleşiyor gittikçe...
Çaresiz, zavallı bir haldeymişiz hissi var çoğumuzda...
Lakin birbirimizi yemeye devam ediyoruz, hala!..