Kıbrıs Türk Toplumu’nun en önemli liderlerin Dr. Fazıl Küçük’ün kurduğu Halkın Sesi gazetesinin dünkü manşeti geldiğimiz noktayı özetler nitelikteydi:
“Türkiye bir veriyor, iki alıyor!”
Gazetenin dayandığı veriler TC’nin KKTC bütçesine yaptığı katkı ile TC-KKTC dış ticaret rakamlarıydı.
Bütçeye yıllık 1 milyar TL’lik cari destek veren Türkiye’nin KKTC’ye sattığı mal miktarı ise 2 milyar TL’ye yaklaşıyor.
Yani bire iki…
**
Türkiye-KKTC ilişkilerini rakamlara, maddi boyuta indirgemenin sonucudur bu!..
Halkın Sesi gibi logosunda Dr. Fazıl Küçük’ün resmini ve arka fonda KKTC değil, Türkiye bayrağını kullanan gelenekçi bir gazete bile bu noktaya gelmişse, durumu anlamak için kahin olmaya gerek yoktur.
TC-KKTC ekonomik ilişkilerindeki çarpıklık ilk defa söylenmiyor.
Ekonomi uzmanları, yazarlar, siyasetçiler defalarca bunları dile getirdiler.
Türkiye’ye ihracatı ithalatının sadece yüzde 10’una denk düşen KKTC’nin bu hali neye benziyor?
Kolu kanadı kırılmış, eve kapatılmış, dışarıya çıkıp ekmek bulması engellenmiş ve üstelik evde sürekli dayak yiyen, hakaret duyan bir zavallıya!..
**
Halkın Sesi’nin attığı manşeti isteyen istediği gibi okuyabilir.
‘Liberal’ bakışla bakıp KKTC’ye de ‘normal devlet’ muamelesi yaparsanız “Bu durum sürdürülebilir değildir” der, işin içinden çıkarsınız.
Ama sık sık kimi muhteremlerin de dillendirdiği gibi ‘nev-i şahsına münhasır’ bir entite olan KKTC’de ne ekonomi teorileri doğru düzgün işe yarar, ne sosyal teoriler…
TC-KKTC arasında imzalanan protokollerde ne yazık ki ‘çocuğun adı’ konulmadığından sürekli yanlışa doğru gidiliyor.
Çocuğun adı şudur: KKTC’deki ekonomik sorunların temel kaynağı siyasidir, ekonomik değil!
**
TC-KKTC ekonomik ilişkilerini gösteren istatistikler de eksiktir.
Bu tür rakamlar genelde emtia ticaretini içeren bilgilerdir.
Hizmet sektörü, finans sektörü ve özellikle kumarhane sektörünün o hesaplara ne ölçüde geçtiği soru işaretidir.
Birçok sektörün yaşamakta olduğu ‘haksız rekabet’in KKTC aleyhine artı değer kaybına yol açtığı ayrı bir gerçektir.
Asla ‘buraya gelen nüfus’ gibi yakıştırmalar yapmadım, yapmam da. Benim hesabımda böylesi ırkçılık kokan bir kalem yoktur.
Ama ‘haksız rekabet’ kalemini açarım ve bunun ‘götürüleri’ni de TC-KKTC ekonomik ilişkilerinin içine yazarım!
**
Halkın Sesi “Türkiye bir veriyor, iki alıyor” dedi.
İyi etti!
5 Kasım 2013 tarihli bu gazetenin ön sayfasını çerçeveletip TC’nin KKTC Büyükelçisi Halil İbrahim Akça’ya ve ilişkilerin bu noktaya gelmesinin buradaki asıl müsebbibi UBP adına şimdiki Genel Başkan Hüseyin Özgürgün’e hediye etmek lazım.
Makam odalarında tam karşılarına denk gelen duvara assınlar ve her kafalarını kaldırdıklarında o ifadeyle karşılaşsınlar:
“Bire iki…”