Genç işsizlik ve kalifiye eleman sıkıntısı her zaman gündem olmuştur. Kalifiye eleman sıkıntısını gidermek için meslek liselerimiz vardır ancak bu liselerimiz de ne yazık ki düz liselerde dikiş tutturamayan, yani dersleri iyi olmayan çocuklarımızın yönlendirildiği yerler olarak karşımıza çıkar.
***
Evde problem vardır, derslerine çalışamıyordur, derslere merakı yoktur, belki de başka bir şeylere merakı vardır çocuğun… Örneğin sanata, zanaata, kültüre, teknik alanlara, bilgisayara veya berberliğe, terziliğe veya modern deyimiyle tasarıma merakı vardır ama okullarımızdaki klasik derslerimiz; Türkçe, fen, ınkilap tarihi gibi dersler çocukları boğuyordur.
***
O da okuldan kaçıyordur, tepkilerini başka türlü gösteriyordur, agresif oluyordur, bazı hatalar yapıyordur, bu durumdan dolayı evden de okuldan da azar işitiyordur, ceza alıyordur ama bir türlü okuluyla, dersleriyle barışamıyordur o çocuk…
***
Aslında meslek okulları bu durumdaki gençler için, yani derslerde başarısız olan çocuklar için değil, olması gereken şekilde başka alanlarda merakı olan çocuklar için direkt düşünülen yerler olması gerekiyor. Ancak dediğim gibi genellikle ikincil sırada yer alıyorlar.
***
Devletin meslek okulları ikincil sırada yer alırken burada da ‘dikiş tutturamayan’ çocuklar, gençler olabiliyor. İşte burada da Esnaf ve Zanaatkarlar Odası’nın ‘Çıraklık Okulu’ ön plana çıkıyor. Bu okulda türkçe, matematik, ingilizce derslerinin yanında işletme dersi adı altında yan dersler ve seçtikleri bölümlerle ilgili dersleri pratik olarak alma imkânları oluyor.
***
İşte böyle bir olanak, o çocuğun üretime katılmasıyla o güne kadarki belki ‘hatalı’ hayatının da olumlu anlamda değişmesine neden oluyor. Çünkü o genç, Oda’nın onun için ayarladığı işyerinde çalışma hayatına katılmıştır, bir yandan teorik derslerinin yanında fazla zamanını pratikte geçirmeye başlamıştır. Uğraşlarının sonunda eline bir miktar da para geçiyordur ve belki de sorunlarının büyük bir bölümünü bu yöntemle aşıyordur.
***
Bence bu gibi meslek ve çıraklık okullarının ‘derslerde dikiş tutturamayanların’ ikincil, üçüncül adresleri olmaktan çıkması ve ortaokuldan sonra direkt gidecekleri birincil adresleri olmasında yarar vardır. Hem kendileri hem de bu ülke için.
-----------------------------------------------------------------------
Günahım yok!
Bir narenciye alanı ava açılmış. Narenciye üreticileri doğal olarak tepki gösterdiler. Tepkilerinde çok haklılar ve endişelerini de şöyle ortaya koyuyorlar;
“Bahçe içlerinde avlanmanın çok riskli ve tehlikeli, bahçe içlerinde çalışan kesim işçilerinin zeytin toplayan veya başka bir iş yapanların vurulma ihtimallerinin çok yüksek olduğu, atılan her tüfekten meyvelerin zarar göreceğine dikkat çekildi ve bahçe içlerinin ava kapatılması” istendi.
Bir de çağrı yapıldı Narenciye üreticilerinden ve “Akdeniz meyve sineğinin halen aktif olması nedeniyle bu sineğe karşı ilaçlamaların devam etmesi” de istendi.
İşte bu noktada avcılar işe yarayabilir! O sinekleri avlayabilir mesela avcılar!.. Kusura bakmayın ama narenciye bahçelerini bile ava açan Bakanlar Kurulu, böyle tuhaf espriler yapmamıza neden oluyor. Bizim günahımız yok!