Liderler geçen haftayı İsviçre’de geçirdiler. Benim bildiğim sıradan insanlar bu mevsimde İsviçre’ye kayak tatiline gider. Ama Kıbrıslılar İsviçre’nin Mont Pelerin kasabasını 2 haftadır mesken tutuyor.
Amaç Kıbrıs’ı yeniden birleştirecek ve yarım yüzyıldır çözülemeyen Kıbrıs sorununu artık tarihin çöplüğüne gönderecek müzakerelerin en kritik aşamasına tam anlamıyla konsantre olmaktır.
Geçen hafta bütün konular üzerinden geçildi. Her başlıkta büyük oranda ilerleme sağlandı. En kritik olana toprak konusunda da anladığımız kadarıyla Türk tarafından reddedilemeyecek açılım geldi.
Bu durumda 5’li, ya da çoklu konferansın tarihinin belirlenmesi ve haritalar üzerinde karşılıklı al-ver sürecinin başlaması gerekiyordu. Bu aşamada Rum lider Anastasiadis “rölans” dedi. Anastasiadis hem siyasi partilere, hem de kendi anavatanı Yunanistan hükümetine bilgi vererek onay almak istedi. Bu durumda da müzakerelere aynı yerde devam etmek üzere 1 hafta ara verildi.
Akıncı ve müzakere heyeti bu Anastasiadis’in bu ara istemini olumlu bulmakla çözüm için ne kadar istekli olduklarını bir kere daha ispatladı. Bu durum toplantı sonrasında Eide’nin yaptığı açıklamada da vardır.
Anastasiadis Kıbrıs’a döndükte sonra ilk olarak Yunanistan seyahatini planladı. Ardından da “Ulusal Konsey’i” toplamayacağını, bunun yerine siyasi parti yetkilileriyle ayrı ayrı görüşeceğini açıkladı. Bence bu iki konu sürecin ilerletilmesi için atılmış bir adımdır.
Rum ulusal konseyinin çözümün önünde en büyük engel olduğunu, burada küçük ve radikal partilerin, büyük partileri esir aldığını ve ilerlemenin mümkün olmadığını birçok yazımda gündeme getirdiğimi düzenli okuyucularım anımsarlar.
Anastasiadis önceki gün Atina’da Yunanistan Başbakanı Alexis Tsipras’la görüştü. Görüşmeden sonra yapılan ortak basın toplantısında verilen mesajlar bana sürecin artık sona doğru gittiğinin işaretleri gibi geldi.
Tsipras “müzakerelerin süreceğini ümit ettiğini, öncelikle kesin bir haritayı yansıtacak olan toprak ayarlamaları üzerinde ortak bir anlayış olacağını vurguladı”.
Anastasiadis de sürecin sonraki aşamalarına ve çok taraflı bir konferans olasılığına götürecek “koşulların yaratıldığına” da değinerek “aradaki dönemde kalan fikir ayrılıklarını gidermek için diyaloğun yoğunlaştırılacağını, garantiler konusu üzerinde görüşmelere zaman verileceğini” bildirdi.
BM de bu arada Pazar günü başlayacak ve kaldığı yerden devam edecek Mont pelerine zirvesinin 2 gün olarak planlandığını, bu amaçla liderlere mektup gönderildiğini ve liderlerden mektupları aldıkları yönünde teyit aldıklarını açıkladı.
Bu durumda zirve gerçekleşecek. Zirvenin asıl amacı da 5’li, ya da çoklu konferansın tarihinin belirlenerek haritaların görüşülmesi olacak. Bu iş için 2 gün ayrıldığına göre son aşamaya gelindi demektir. BM işi fazla uzatmak istemiyor. 2 günün yeteceğini düşünüyor. Ama liderlerin istemesi halinde belki 1 gün daha uzatılabilecek. Ancak herkes de kabul ediyor artık bu işi çok fazla uzatmaya gerek yok. Bir an once sonuca gidilmelidir.
Bu arada Türk tarafı da bilgilendirme ve değerlendirme süreçlerini tamamlamaya çalışıyor. 15 Kasım KKTC’nin kuruluş yıldönümünde hem KKTC, hem de TC yetkililerinin mesajları çözüm için Türk tarafının bir bütün olarak hazır olduğunu gösteriyor.
Akıncı “elbette bu haftada biz de öncelikle müzakere ekibimizle burada da çalışmalarımızı sürdürürken, siyasal partilerimize de yine bilgi vereceğiz. Türkiye yetkilileri ile de en üst düzeydeki istişarelerimizi devam ettireceğiz. Bir hafta sonra aynı irade ve kararlılıkla yeniden İsviçre’de olacağız” dedi.
Erdoğan da Akıncı’ya gönderdiği kutlama mesajında “uzun yıllardır çözümsüz kalan Kıbrıs sorununa artık bir çare bulmak için sizlerle yakın istişare ve dayanışma içinde yürütmekte olduğu müzakerelerde, neredeyse son aşamaya ulaşmış bulunmaktayız.Bu çabamızın olumlu sonuç vermesi egemenliğin her iki toplumdan eşit olarak neşet edeceği, iki eşit kurucu devlete dayalı, iki kesimli, iki toplumlu federal bir ortaklığın kurulması tüm taraflar için yararlı olacaktır” dedi.
Bu arada başkanlıkta son günlerini sayan ve veda ziyaretleri çerçevesinde Yunanistan Başbakanı Tsipras ile Atina’da görüşen Obama da verdiği mesajda Kıbrıs sorununun çözümü için haftalar ya da aylardan bahsetmesi sürecin artık sona yaklaştığını gösteriyor.
Artık geri sayıyoruz. Yarım yüzyıllık bu sorundan kurtulmak için en kritik günlerden geçiyoruz. Ama Kıbrıslılar olarak hala sessizliğimizi sürdürüyoruz.
Temkin mi? Temkinli iyimserlik mi? Yoksa başka bir şey mi?
Boş verin. Mangallar yansın, yenilsin içilsin. Kıbrıslılar için bundan iyisi can sağlığı.