Feminist Atölye
info@feministatolye.org
UNDP’nin ara bölgede finanse ettiği ve ilk defa Kıbrıs’ta uygulanan iki toplumlu üniversite dersine Feminist Atölye olarak katıldık. Sivil Toplum Destek Merkezi, Sürdürülebilir Barış ve Demokratik Kalkınma Merkezi ve Kıbrıs Üniversitesinin birlikte organize ettikleri kurs aralık ayı ortasına kadar devam edecek. Akademisyenler Kıbrıs’ın her iki kesiminden eşit şekilde belirlendi. Katılımcılar arasında başta Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk üniversite öğrencilerinin yanı sıra sivil toplum temsilcileri de bulunuyor. Kıbrıs’ın her iki kesiminden katılımcılara ek olarak Kıbrıs Üniversitesi’nden İtalyan, Alman, Polonya ve Filistinli katılımcılar da var. Kursun amacı iki toplumu yakınlaştırmak, birlikte öğrenirken birlikte tartışmak ve düşünmeyi geliştirmek. İşlenen konuların içeriği son derece titizlikle hazırlanarak; devlet teorileri, sivil toplum teorileri, Vatandaşlık ve Barış İnşası Teorileri gibi Kıbrıs Sorunu ve barış üreçlerini yakından ilgilendiren ve destekleyen nitelikte. ‘Devlet, Sivil Toplum ve Vatandaşlık’ isminde açılan kurs ileriye dönük barış kültürünü geliştirmek açısından alt yapı hazırlayabilir.
------------------------------------------------
Akdoğan Yenilikçi Kadınlar Derneği ile Birlikteydik
Feminist Atölye olarak Akdoğan Yenilikçi Kadınlar Derneği ile bir araya geldik. İnsan Hakları ve Kadın Hakları eğitimlerinin bir parçası olarak dernek üyeleri ve Akdoğan’lı kadınlar ile “Kadının Ekonomik Hakları” üzerine keyifli bir çalışma gerçekleştirdik. Kadınların gerek iş piyasasında gerekse ev içinde yaşadıkları ekonomik hak ihlalleri, maruz kalınan ayrımcılıklar üzerine konuştuk. Kadının ev içindeki emeğinin görünmez olduğunu ve değersiz kılındığını, ev içi görev paylaşımında kadın ve erkeklerin eşit sorumluluk almadığını, iş piyasasına katılım konusunda gerçekleştirilmesi gereken teşviklerin yetersiz olduğunu, bunların yanında kadınların iş hayatında da çeşitli ayrımcılıklara maruz kalındığını konuşup deneyimlerimizi paylaştık. Eril tahakkümün doğurduğu bu ayrımcılıklara ne gibi çözümler üretilebileceği üzerine tartıştık.
Eğitimler kapsamında Akdoğan’lı kadınlar ile gelecek haftalarda yine buluşup, “Kadına Yönelik Şiddet” konusunda grup çalışmalarımıza devam edeceğiz.
-------------------------------------
BMGK ‘Kadın, Barış ve Güvenlik’ konularındaki 1325 sayılı kararı 15. yılında
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2000 yılında Kadınlar, Barış ve Güvenlik konularında aldığı 1325 sayılı karar 15. Yılı dolayısıyla New York’ta düzenlen forumla tartışılıyor. BM Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlendirilmesi Birimi ve BMGK 1325 Yüksek Düzeyde İnceleme grubunun birlikte planladığı küresel çalışmayla 1325 sayılı kararın uygulama aşamalarının tartışılması planlandı. Kararın uygulanması sırasında karşılaşılan engeller, başarılar, öğrenilenler ve devam edilebilecek yolların konuşulması tartışmaya açılan konular arasında. 2000 yılında alınan BMGK 1325 sayılı karar bir ilk olma niteliğinde. 2000 yılından bu yana Kadınlar, Barış ve Güvenlik konularına dair BM’nin toplam 7 kararı bulunmakta.
Karar sonrası barışın tesisinde kadınların rolü ve kadınların hayatlarında savaşın etkisi konularında farkındalık açısından ilerleme kaydedilmiştir. Ayrıca, Kadın Barışseverler Programının 2014 Temmuzunda Güney Afrika Cinsiyet ve Militarizm Küresel Danışma toplantısında BMGK 1325 sayılı kararın daha geniş bir yelpazeyi içerdiğini anladık. Şöyle ki, askeri harcamaları azaltma ve anlaşmazlıkların önlenmesi açısından sürdürülebilir ve toplumsal cinsiyete duyarlı barış çalışmaları yapılmalıdır.Kadın Barışseverler Programı temsilcilerine göre mevcut barış ve güvenlik paradigması kadınların sadece sürece eklemlenmesi değil, ‘gör ve yap’ yoluyla bütünsel bir toplumsal cinsiyet perspektifinden barış ve güvenliğin yolunu dönüştürmektir. New York’ta BMGK 1325 sayılı karara ilişkin düzenlenen tartışma haftası içerisinde özellikle Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki son gelişmeler de ele alınacak. 1325 sayılı kararın 15. yılı nedeniyle düzenlenen New York’taki açık oturumların yanısıra kadın barış aktivistleri dünyanın çeşitli ülkelerinde haftaya ilişkin paneller de organize edecek.
1325 sayılı kararın 15. Yıl dönümü haftası olması dolayısıyla Newyork’ta yapılacak olan BM Güvenlik Konseyi Açık Oturum ve Tartışma Paneli, Kadın Barışseverler Programının facebook ve twitter hesaplarından takip edilebilecek.
-----------------------------------------------
Dünyanın Gözü Önünde Yaşandı! Kadın Katliamına Dur Demek...
Kadın bedeni ve yaşamına yönelik bu hafta içerisinde İran’da gerçekleşen idam cezası tüm dünya kamuoyunun gözü önünde yaşandı. 26 yaşındaki İran vatandaşı Reyhaneh Jabbari 2007 yılında kendisine tecavüz eden kişiyi öldürmek suçuyla tutuklandı. Kadın bedenine yönelik olabilecek en eğır cinsel suçlardan olan tecavüz vakalarında ataerkil sistem ve kadın düşmanı bir yaklaşımla kendisine tecavüz eden kişiyi öldürmek suçundan İran’da yargılanan Reyhaneh Jabbari idam cezasına mahkum edilerek hayatına son verildi. Uluslararası düzeyde yapılan ve Jabbarinin idam cezasının durdurulmasına yönelik kampanyaya rağmen bu denli ağır bir şiddet ve ardına gelen idam cezası İran mahkemeleri tarafından durdurulmadı. Tecavüz suçundan çok ‘öldürmeye’ odaklanılan dava biz tüm kadınlara derin bir acı bıraktı. Mahkemenin aldığı ve uyguladığı bu insanlık dışı kararın yaşam hakkını ihlalin yanısıra geriye bir dizi soru bıraktı. Tecavüz görmezden gelinebilecek bir suç mudur? Kadın bedenine yönelik yapılan cinsel suçlar infaz mı gerektirir? Eril tahakkümden kaynaklanan suçlardan kadınlar mı cezalandırılmalıdır? İran’da yaşanan bu olay sadece Reyhaned Jabbariye yönelik değil, tüm kadınlara yönelik bir tehdittir. Kadın katliamına dur demek hepimizin görevi…