Bisiklet notları: TMT mi EOKA mı daha başarılı?

Serhat İncirli

EOKA’nın kuruluş amacı neydi?

“Kıbrıs’ın bağımsızlığı” ve ardından da Enosis!

Yani Ada’nın Yunanistan’a bağlanması!

-*-*-

Geçenlerde bir video izledim, coğrafya fakiri ve propagandadan aklını yitirmiş bir Rum genci, yabancı bir ülkede “Kıbrıs Cumhuriyeti” bayrağını gösteriyor ve rastgele kişilere, “bu bayrak hangi ülkenin bayrağı?” diye soruyor…

-*-*-

Kimse bilmeyince de Rum genç, “Akdeniz’de Yunanistan’ın komşusu…” diye ipucu veriyor!

Tabii ki çocuk haklı, “ananın komşusu” dersem, neyse…

-*-*-

EOKA’yı kim kurdu?

NATO, Gladio, derin örgütler…

TMT’yi kim kurdu?

Aynı örgütler…

-*-*-

Haaa TMT’nin hedefi neydi?

“Çifte Enosis” da deniyor!

Yani Taksim!

Yani, Ada’nın yarısını Türkiye’ye bağlamak!

-*-*-

Hangisi daha başarılı oldu?

Bence TMT!

Taksim gerçekleşmiştir…

Ada’nın yarısı kesinlikle “Türkiye’ye” bağlanmıştır, öteki yarısı ise belki Avrupa Birliği (AB) çatısı altında Yunanistan ile birleşmiş olabilir ama asıl hedef tabii ki o değildi, biliyoruz!

-*-*-

Kermiya’dan geçtim dün…

Bisikletimle…

Polis, sigortacılar, gümrükçüler önünden geçip, ana yola çıktığınız anda sola dönerseniz, 500 metre kadar ileride sol kolunuzun üzerinde bir kilise var…

Kilisenin yanında da EOKA’cıların bir derneği!

Ya da şubesi!

Üzerinde Yunanca “Yaşasın Enosis” yazıyor…

-*-*-

Ama Kermiya geçiş noktasına gitmeden, bizim külliyemiz yükseliyor…

Oraya cami da inşa ediliyor…

Ve Kermiya’ya, pardon Metehan mı diyordunuz, hah Metehan geçiş noktasına giden yol tamir ediliyor…

Büyük bir kısmına asfalt döküldü ve dün ilk kez çalışanlar dışında o asfaltı kullanan sanırım ben oldum!

Ne şeref ne şeref!

Çalışanlara el salladım!

Siyasi el sallama!

45 derece sıcakta çalışanzavallı işçilerin, aynı sıcakta bisiklet üzerinde cırmalayan beni “bisiklette bir şişko deli” olarak algıladıkları inancındayım…

-*-*-

Ve belirtmekte fayda var, külliye inşaatı gibi, Güney Lefkoşa’da, Engomi’deki EOKA binacığında da tamirat var…

Gündüzleri kahvehane, akşamları fırın kebabı – taverna usulü işletilecek ve tabii ki “En iyi Türk ölü Türktür” temalı toplantılar yeni salonda yapılacak!

-*-*-

Dediğim gibi, EOKA’cılar kıçlarını yırtsalar bile, bizim külliyenin taksimin mührü olacağı gerçeğinden kaçamayacaklar!

İyi bir şey mi kötü bir şey mi bilemem!

Bir de külliyenin üzerine inşa edildiği toprağın “asıl sahipleri”ne ne verilecek?

-*-*-

Bu arada belirtmekte fayda görüyorum; gerçekten Güney Lefkoşa’da bisiklet sürmek çok keyifli…

Dün sabah yollar bomboştu…

Yani bayındırlıktan, kaldırımlardan, düzenden falan söz edip de, Kıbrıs’ın tamamını geçtim, yarısını bile “vatan” görmeyen “hırsızlık ve ganimetçilik ruhlu faşistlere” ders anlatmanın bir değeri kalmadığı inancındayım!

-*-*-

Yani adamlar işgal edip kapişari paylaştıkları ve hala kalanları da paylaşmak için Yahudi düşmanlığı yapıp, ırkçılığı zirveye çekip, bazı Musevi kökenli iş insanlarının yatırımlarına çökmeyi hedef edinmişler; biz Neşe Yaşın’ın sözlerini, Marios Tokas’ın müziğini yazdığı “Benim yurdum ikiye bölünmüş ortasından, hangi yarısını sevmeliymiş insan?” diye dertlenmesini bekliyoruz!

-*-*-

Düşünün, Erhan Arıklı’ya “Baf” derseniz, aklına ilk gelen eminim, “bir gün oraları da alırız”dır!

Anneme “Baf” derseniz, hele “Tera”yı hatırlatırsanız, gözleri dolar!

-*-*-

Amaaaaan, boş verin!

Taksim tamamdır!

Nasıl mı?

Bir örnekle açıklayayım…

-*-*-

Güney’de başkanlık sistemi değil, bizdeki gibi bir sistem olduğunu farz edelim…

DİSİ’yi de güney tarafın UBP’si sayalım…

-*-*-

DİSİ’de genel başkan seçmek için kurultay yapılacak…

Ünalidis ve Hasanaki adlı iki kardeşimiz yarışacak…

Haaa bir de Karavelioglou!

Büyük çoğunluğa göre Ünalidis ve Hasanaki ikilisinden biri yarışı kazanacak!

-*-*-

DİSİ’nin 8 bin kadar üyesi oy kullanacak!

Sonuç açıklanacak!

Diyelim ki Yunanistan Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nın “istikrar”la desteklediği Ünalidis kazandı!

Eneşi problem!

Yani no problem!

Hükümet devam!

-*-*-

Peki ya Hasanaki kazanırsa?

Yunanistan’ın Kıbrıs’a görevlendirdiği iki ya da üç “dilbandidis” Hasanaki’yi bir otomobile koyacaklar!

Strovolos, Lakadamya belki Peristerona’ya kadar uzanıp dönecekler ve Hasanaki “çekildim” mi diyecek?

-*-*-

Şimdi tekrar soruyorum, işgal var mı Kuzey’de yoksa yok mu?

Eğer işgal yoksa, o zaman Taksim gerçekleşmiştir!

-*-*-

Sahi UBP’de neden kurultay yapıyoruz?

Madem ki Tayyip Erdoğan’ın işaret ettiği, Cevdet Yılmaz’ın “Ünal ile devam” dediği ortadadır; ne yapacak Hasan Taçoy?

İki dilbandi kendisine, “in ulan aşağıya” dediği anda, ki Faiz Sucuoğlu’na denmiştir; inecek mi?

İnmezse?

-*-*-

Neyse…

Güney’de bir de neyi hiç göremezsiniz bilir misiniz?

Mesela sizin bir eviniz var ve kiraya verdiniz…

Kira sözleşmenizin 12 aylık bölümü 6 bin TL’den, 13’üncü ay ise 12 bin TL’den gösteriliyor…

Maliye Bakanlığı’nın vergi uygulamasına göre, sizden alınacak gelir vergisi ya da pul parası, 13 X 12 bin üzerinden hesaplanıyor!

Bre aman zaman!

Devlet vatandaşını soymak için mi vardır?

Evet KKTC’de en büyük soyguncu devlettir!

Sahte devlet!

Efendim, böyle bir hesaplama olamaz!

Bir şahıs, 12 ay 6 bin TL’den kiraladığı evinin vergisini, 12 bin TL’den ödeyemez, ödememeli!

Bu bir soygundur!

Ve daha da kötüsü; vergiciler, depoziti de “gelir” sayıp, onu da vergilendiriyor…

-*-*-

Taksim tamamdır, üzgünüm EOKA’cılar, artık komşunuz “Türkiye”dir!

-*-*-

Kıbrıs Türk toplumu mu?

TMT’nin bu toplumu koruyacağına dair yemini mi?

Geçiniz!

-*-*-

Artık Kıbrıs Türkü vardır!

Kıbrıs Türk toplumunun ruhu için, el Fatiha!

Merhumu nasıl bilirdiniz?

Çok umursuz ve uyuzdu!

EOKA’ya, EOKA B’ye direndi, EOKA C’ye yenildi ve tükendi!


Hafta sonları sabahın erken saatlerinde Metehan’dan (Fotoğraf) geçtiniz, geçtiniz… O saatlerde trafik sakin… Biraz gecikirseniz, kuyrukta bekleme süreniz artıyor… Veya siz de bisikletle geçin… Saatlerce sıra beklemeyin… Sabahları hava da serinciktir… Serin dedim ha, “Serim” demedim! Büyükelçiye henüz tek bir eleştirimiz olmamıştır! İlla ki bir şekilde konuya karışıyorlar… Neyse, iyi Pazarlar dilerim…