‘80’lerdeki en önemli akımlardan biri de “yürüyen” adamdı, yani “Walkman”.
Öyle bir salgın hale gelmişti ki, cep telefonlarının ilk çıktığı günlerde nasıl ki pantolonun kemerine tabanca gibi telefonlar asılırdı, işte Walkmanler de aynı şekilde kemerin üzerine asılır, kulaklığı takar, dinleyerek yürümeye başlardınız.
Elbette sadece yürürken takmakla sınırlı değildi, ne kadar “türüyen adam” denilse de (Hahaha), arabada, bisiklette, ve yatırken de Walkman her zaman yanınızdaydı.
Kısa tarihini veremeden önce Walkmanlerin, eski küçük el radyolarını bana hatırlattıklarını söylemeden geçemeyeceğim.
Walkmanler öncesinde küçük el radyoları da dönemine göre önenmli bir teknolojik gelişmeydi. Düşünün ki ilk radyolar hayatımıza girdiğide sadece sabit bir şekilde ve evin ya da kahvehanelerin en müstesna köşelerinden birinde arz-ı endam ederi. Yerinde kıpırdatmak caiz değildi (Hahaha).
Sonra radyolar geliştirilerek daha taşınır hale gedi.
Şimdi piyasada da hâlâ varlığını sürdüren en büyük piller var ya, onlardan da öncesi, sanırım 9 voltluk kare piller vardı. Sonradan en büyük boy pillere, ardından ortanca ve son olarak da kalem pillerle taşınır radyolar yaşamını sürdürdü.
Bu arada radyolar bu değişikliği yaşarken kaset çalar modülü de eklenerek “radyo-kaset çalar”ın farklı bir kulvarda evlerimize de giridiğini belirtelim.
İşte o el radyolarının zamanında hızla gelişen bir aparatla, hoparlörü kulağınıza yapıştırıp dinlemek yerine, tek kulaklıklı ve mono olarak bir bağlantı ile radyoyu kulaklıktan dinleme şansı da elde edilmiştir.
Bundan dolayıdır ki kulaklıklı el radyolarını elbette sadece radyo olarak, Wallkman’in başlangıcı gibi geldi bana.
Neyse Walkman tarihine dönersek, internette yaptığım araştırmada şu bilgilere ulaştım:
“Prototipi 1978 yılında, Sony Corporation’ın kurucusu ve yönetim kurulu başkanı Akio Morita'nın çok sık yaptığı Trans-Pasifik uçak yolculuklarında opera dinlemek istemesini mümkün kılmak için Nobutoshi Kihara tarafından tasarlanmıştır. Orijinal Walkman 1979 yılında Japonya'da piyasaya çıkmıştır. Amerika'da Soundabout, İsviçre'de Freestyle, İngiltere'de ise Stowaway adıyla piyasaya sürülmüştür. Morita bu ismi hiç beğenmemişti ve ismin değiştirilmesi için uğraşmıştı fakat ürün piyasaya çıktıktan sonra bu isim değişikliği çok pahalı olacağı için gerçekleştirilememiştir.”
“...Sony Walkman‘lerin tarihteki yeri kuşkusuz çok önemli... Sony’nin başarılı bir marka haline gelmesine büyük katkı sağlayan Walkman’ler 1979’dan bugüne büyük bir değişime uğradı ve bugüne kadar (2014) 400 milyon üzerinde Walkman taşınabilir müzik çalar ve 200 milyon kaset çalar satıldı.”
Evet Walkmanler de kendi içinde teknolojik değişimlere uğruyordu.
Önceleri sadece taktığınız kaseti ileri-geri-dur-başlat komutları ve ses leveliyle müziklerimizi dinlerken ardından Auto-Reverse (otomatik tekrardan çalma), ekolayzırla seslerde oynama ve radyo eklentileriyle yol almaya başladı.
Tüm bu değişikliklere bazı Walkmanlerde, ki bendeki Sony Walkman’de de var, kasetlerin kalite formatlarının alternatiflerinin çoğalmasıyla, ayrı bir seçenek de eklenmiş oldu: Nomal-CrO2-Metal kasetler.
Hatırlayanlar vardır eminim, Metal kasetler çok pahalı ve diğerlerine göre biraz daha ağırdı ama üzerindeki kayıt kalitesi de bambaşkaydı.
Bir tık aşağıdaolan ise “CrO2” olarak yazılan ama halk dilimizde “kromdioksit” dediğimiz kasetlerin de kalitesi, Normal kasetlerinden daha iyiydi.
Bugün kendi arşivimde iki çalışır durumda Walkman’im var.
İlki “Fisher” marka bir walkman’dir. Deyimi yerindeyse “Allah ne verdiyse” üzerine eklemişler (Hahaha). Gözüne sokulan “Auto Reverse” özelliği, Graphic Equalizer, Fm St.-Fm-Am radyosu vardır. Kaset seçeneği ise sadece Normal ve Metal olarak sunuldu.
Bir diğer Walkman’im ise en son aldığımdı.
SONY WALKMAN SPORTS WM-B52 model söz konusu Walkman’imin en yeni özelliklerinden biri üzerinde bir Solar Alarm Clock’u olması ve saati solar besleyiciyle görebilme şansı.
İki kulaklık girişi, sugeçirmez özelliği ve Normal-CrO2-Metal kaset kalite seçkisi bulunuyor.
İkon haline gelen Yellow Monster Walkman, 1988’de satışa sunulmuştu.