Bizim 80’lerrr-11-Diskotekler ve “Damsız Girilmez!”-3

Eralp Adanır

   Rocks Disco bir Girneli olarak bizim için birçok anıya imza attığımız en güzel ve popüler diskoteklerden biriydi.

   Diyebilirim ki yabancı batı müziğinin her çeşitini, aktivitelerin en güzellerini ve dostlukların en sıcağını ben ve arkadaşlarım orada gördük.

   İlk hatırladığım rahmetli Mehmet Fevzi Kaya abinin, kız arkadaşı Barbara ile çalıştırdıkları dönemdi. Mehmet abi disco’nun hem işletmecisi hem de DJ’iydi. Bu arada Mehmet abinin eski müzisyenlerden olduğunu belirtelim. ‘60’lı yıllarda solistlik yaptığını bir zamanlar bir gazetede rastlamıştım. Bunun da notunu buraya düşelim.

   Mehmet abinin dönemi ’79-’80’-’81 yılları olabilir çünkü 1982 yılında işletmeciliğini Hasan Jax (Akbalıkçı) ve Özbil (Billy) üstlenmişti. Onu da anlatacağım ama Mehmet Fevzi abinin dönemine gidelim yeniden.

   Rocks Disco’ya giriş Otel içerisinde yer alan bir kapıdan gerçekleşiyordu. Elbette o giriş kapısına geldiğinizde bir kapı bekçisiyle karşılaşıyordunuz. Bu sizin diskoteğe giriş biletinizdi. O kapıdaki kişinin inisiyatifine kalmıştı aslında diskoteğe girip girmeyeceğiniz. Bu noktada en önemli şey, kapıdaki görevli kişiyle iyi geçinmenizdi.

   Dostum ve bu konuda bilgisine baş vurduğum Taner Cemal’den aldığım bilgiye göre, Mehmet Fevzi döneminde kapıda görevli olan akılda kalan kişiler; Salahi Abuzet, Zafer Taras ve Mehmet (Dümbüllü) idi. Mehmet abi (Dümbüllü) ailemizin bir bireyi gibiydi. Mete’nin çok yakın dostu hatta Mete’nin 1979-81 yılları arasında bulunduğu Londra’daki en yakın dostlarındandı.

   Çok ilginçtir, Rocks Disco’ya ilk gidiş zamanlarımda aklımda; kapıda duran Mehmet abi ve içeri girdiğimde duyduğum, Lipps inc. grubunun 1979 yılında çıkardıkları “Mouth to Mouth” albümlerinde yer alan “Funky Town” parçalarıydı. İnanmayacaksınız ama bazen You Tube’da bu şarkıyı dinlediğimde hep o Rocks Disco günleri gelir aklıma.

   Tabii o günün popüler parçaları yanında Mehmet abinin bizlere kattığı çok değerli bir müzik kültürü de vardı. Led Zeppelin, Deep Purple, Kiss, David Bowie gibi isimleri öğrenmeye başlamıştık. Aslında disco ortamında, rock müziğin bu devleri tarafından aşılanıyorduk.   

   Ardından Rainbow’lar, Black Sabbath’lar, The Clash’lar, Pink Floyd’lar, The Quenn’ler, The Police’ler derken rock’un içine öyle bir dalmışız ki, bizim Girne Gelişim’de, ben, Niyazi Nasıfoğlu, Osman Cankoy, Mehmet Ali Akçal olarak bir alt grup oluşturmuş ve ismini de “Gelişim Rock” koymuştuk. 1984’de itibaren de rock konserleri veriyorduk. Hatta sanırım 1984-85 yılında Rocks Disco’da konser bile vermiştik. Entersandır rock müziğinin kült şarkıları yanında Türkçe bazı şarkılar da çalmıştık galiba. Bir okul partisi havasında (Hahaha)...   

   Mehmet abinin ölüm haberini yıllar sonra Londra’dan alınca üzülmüştük, Allah rahmet eylesin.

   Rocks Disco’nun işletmesinde ikinci bir değişiklik yaşanıyor.

   1982 yılında Rock Disco’nun yeni işletmecileri Hasan Jax (Akbalıkçı) ve Özbil (Billy) idi. Birlikte ortak çalıştıracaklardı fakat, o yıl Hasan Jax ve Taner Cemal askere gidince Billy tek başına discoyu çalıştırmak durumunda kalır.

   Hasan ve Taner askere gitmezden önce Disco’nun iç mekan düzenlemesine el atarlar. O günlerin enteresan iç mimarisinde, alçı ve bezlerden oluşan malzemeyle, sarkıklar yapılmış, küçük oturma odaları hazırlanmış, söz konusu malzeme üzerine renkli boyalar sürülmüştü. Aslında ismine uygun bir konsept çalışmaydı. Rocks adıyla bütünleşen. Ortada pürüzsüz bir pist, tavanda parça aynalardan oluşan o yılların favorilerinden ışıklandırlmış döner top, ve bizim zaman zaman çok da komik görünmemize neden olan “Black Light” uygulaması.

   Özbil zamanında DJ, sevgili dostum Özbek Ersin idi. Barman ise Cemaler abi. Hasan Jax askerde olduğu müddetçe, babası rahmetli Arif dayı (Akbalıkçı) da kapıda görevliydi.

   Hasan Jax ve Taner Cemal askerden terhis olunca 1984 yılında Disco’nun başına geçerler.

İşletmeci ve DJ; Hasan Akbalıkçı, Barman; Taner Cemal, Kapı görevlisi; Hasan dayı...

   Şu DJ’lik işine de biraz değinmek gerekirse; o zamanlar öyle bugünkü gibi ritmleri birbirine uyuşturan teknolojik aletler yoktu. DJ, ritmleri birbirine yakın şarkıları ardarda çalarken, birinin süratini hızlandırıp diğerine yetiştiriyor ve iki şarkının ritmi tuttuğu anda da miks yapıp yeni şarkıya geçiyordu. Tabii bu işlemler plaklarla yapılıyordu. Yaaa böyle işte.... özellikle Hasan jax’tan soul, pop-soul türünde çok şarkı öğrendik, soul müziğe aşılanmamızda önemli rol oynadığını söyleyebilirim. Bu arada Rocks’ta yaptığımız kıyafet baloları da bir harika oluyordu, hatırlatalım.