BİZİM 80’lerrr (4).

Eralp Adanır

Özelde Bob Marley, genelde ise “Reggae” müzik, ‘70’li yılların sonlarından ve yoğunlukla ‘80’li yıllardan itibaren Kıbrıslı Türklerin en sevdiği müzik türü olmuştur.

Öyle ki “hastalık” derecesinde Bob Marley tutkunluğu vardı bizlerde. Hâlâ daha Reggae müziğin bu adada dinlenirliğini koruduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Peki neden bu kadar içimize işlemişti Bob Marley ve Reagge müzik?

Belki ada ülkesi olmamızdan dolayı kendimizi bu müziğin çıktığı yer olan Jamaika adasıyla özdeşleştirmişizdir! Reggae ritmi ruhumuzda hemen kabul görmüş de olabilir, o aksak ritmi, ya da bir başkaldırı, özgürlükçü bir müzik türü olduğundan mıdır? Belki de tüm bu saydıklarımın bir harmanı olarak Bob Marley ve Reggae müzik kanımızda, kulağımızda dolaşır oldu.

‘80’li yılların başlarından itibaren farklı farklı yabancı pop akımları, gruplar-solistler yer alsa da müzik dağarcığımızda, Bob Marley her zaman ayrı bir yer tutmuştur. Peki kimdi Bob Marley, felsefesi neydi, müziği neyi ifade ediyordu? Bu konuyu biraz inceleyelim ve öncelikle Reggae müziğin tarihine bir bakalım dilerseniz...

Reggae Müzik

Reggae, 1960’ların sonuna doğru Jamaika’da ortaya çıkmıştı. Hızlıca yayılma göstermiş ve 1970’lerin sonunda uluslararası popüler bir müzik türü haline gelmişti. Özellikle İngiltere, Amerika ve Afrika’da. Daha çok ezilmişlerin sesi olarak bilinen bu türde müzikal açıdan, Bas ve davul arasındaki ilişki son derece ritmik olan reggae’in ritmini, kalp atışından aldığı belirtilmektedir. Bazı kaynaklarca Jamaika türü “rock” olarak da değerlendirilen bu müziğin kökleri calypso, ska/rocksteady, rock’n roll ve hatta rythm and blues müziğe dayanır.

Reggae Kelimesinin Kökeni

Reggae kelimesinin, Jamaikalıların İngilizce sözlüğünde ska kelimesinden geldiğini de belirtelim. ”Ska” kelimesi ise aslında eski Jamaika popüler müzik türünün ismi. Bu arada hemen aklıma geldi ‘80’lerde “SKA” akımı diye anılan müziklerinde 2/4 ölçülü hızlı ritmik parçalarla dinleyici karşısında çıkan bir Madness ve The Specials gruplarını da unutmayalım. “To Much To Young” şarkısını da hatırlayanlara gelsin bu sözümüz.

Özgürlüğün Sesi Reggae

“Reggae, 1960’larda Jamaika’da ska ve rocksteady müziklerinden esinlenilerek doğdu. Temposu ska ve rocksteady’ye göre daha yavaş olan reggae özellikle roots reggae türü ile iç içe. 1960’ların sonunda o dönem ska/rocksteady yapan Toots and The Maytals’ın “Do The Reggae” isimli parçası ilk reggae parçası olarak kabul edilebilir. Efsanevi sanatçı Bob Marley ise reggae’in dünya çapında yayılmasını sağladı.

Bob Marley (1945-1981)

Asıl adı Robert Nesta olan Bob Marley, siyahi bir anne ve beyaz bir babanın çocuğu olarak doğdu. Reggae müziğinin sadece Jamaika sınırları içerisinde kalmasından ziyade, onu tüm dünyaya duyuran en önemli isimlerden biri olan Marley’in 130’un üzerinde plağı, yüzlerce şarkısı bulunuyor.

Hem söz yazarı, hem şarkıcı hem de gitarist olan Bob Marley dünyadaki tüm siyahlar için büyük bir anlam ifade eder.

Bob Marley Dünya Arenasında

Bob, 1975’te kaydedilen “Natty Dread” ve 1975 tarihli “Live” ile İngiltere, Almanya gibi önemli Avrupa ülkelerinde hatırı sayılır bir dinleyici kitlesine sahip oldu. Bu sayede Avrupa’da o yıllar için büyük önem taşıyan konserler verdi. 1976’da Jamaika’da siyasi şiddetin olduğu bir dönemde Marley, İngiltere’ye giderek 2 yıl orada yaşadı. İngiltere’de 56 hafta boyunca İngiliz listelerinde kalan “Exodus” albümünü yaptı. Ardından diğer başarılı albümü “Kaya” geldi. Bu başarıları ile batı dünyası reggae müzik ile tam anlamıyla tanışmış oldu. Böylece Marley uluslararası alanda bir ün kazanmaya başlamıştı.  1975’te, Bob Marley artık üçüncü dünyadan çıkan tüm dünyanın takdir ettiği bir dünya yıldızıydı.

Bob yaşamı, nadiren verdiği beyanları ve politik gücüyle milyonları etkiledi. Müzisyenliğiyle uluslararası alanda kabul gören Marley, insani yönüyle de büyük takdir kazandı. Birleşmiş Milletler “Barış Madalyası” 1978’de Afrika insanına yapılan insancıl yardımlara şarkılarıyla destek olduğu için Bob Marley’e verildi.”( https://emoji.com.tr/reggae-muzik)

 

Bob Marley gibi reggae müzik yapan başka isimlerle de haşır neşir olmuştuk ‘80’lerde. Bir Dennis Brown, Peter Tosh, Jimmy Cliff, UB-40’yi de unutmamak gerekir. Bob Marley’in öldüğü günü de bugün gibi hatırlıyorum. 11 Mayıs 1981. Haberlerde Bob’un öldüğünü duyunca neredeyse bayrakları yarıya indirmek kadar etkilenmiştik. O akşam Rock’s Disco’da Hasan Jax çoğunlukla Bob Marley’den şarkılar çalmıştı. Bugün Nakşibendi olan dostum, çocukluk arkadaşım Osman Suna tam bir Bob hayranı olarak pistten inmemişti. Bir de hatırladığım rahmetli anneanneme bir kazak ördürmüştüm. Renkleri kırmızı, sarı, yeşil, siyah. Jamaika renkleri işte. Yani Reggae sadece müzik olarak değil renkleriyle de yüreğimizdeydi.

Grup TELEX

Ve bu adanın tek “reggae” grubu olan Grup TELEX’i de hatırlatmak isterim unutalnlar ya da bilmeyenler varsa diye. Bugün sevgili dost Mustafa Alkapon zaman zaman bazı barlarda reggae geceleri düzenlemeye devam ediyor. Mustafa Alkapon önderliğindeki TELEX, ülkemizin tek ve en meşhur reggae grubu olarak tarihe geçti. Davulcu dostum Joe (Cavit) mükemmel bir enstrümanistti. Bas gitarda hatırladığım kadarıyla rahmetle andığım Taner Akcan vardı. Mustafa Alkapon gitar ve solist olarak yer alıyordu. Başka elemanlar da olabilir ama şu an aklıma bu arkadaşlar geldi. Birçok yerde konserler vermişlerdi ‘80’li yıllarda ve bizler de kendi grubumuz olmakla birlikte onların konserlerini zevkle izlerdik. Mükemmeldiler gerçekten. Girne Gelişim olarak 1986’da Türkiye’de ADA Kasetçilik’te çıkardığımız “XIX” kasetimizde “Dünya” diye bir reggae bestemiz olduğunun notunu da düşelim buraya. Hatta parçanın bir yerine, reggae müziğin özelliklerinden biri olan “Dub” şeklinde, yani bas ile davul eşliğinde kısa bir bölüm de koymuştuk.

Sonuçta ‘80’lerde bizler farklı türde müzikler dinler olsak da evet, Bob Marley dönemiydi.