“Bizim bakanlarımız buna onay vermez ki!”

CTP-BG Genel Başkanı Mehmet Ali Talat, su konusundan, Mali Ekonomik Programa, Türkiye ile ilişkilere kadar birçok konuyu YENiDÜZEN’e değerlendirdi

CTP-BG Genel Başkanı Mehmet Ali Talat, su konusundan, Mali Ekonomik Programa, Türkiye ile ilişkilere kadar birçok konuyu YENiDÜZEN’e değerlendirdi

 

• ELÇİLİK AÇIKLAMASI…“Elçilik açıklama yapamaz diye bir şey yok, açıklama yapabilir. Önemli olan yapılan açıklamanın neye hizmet ettiğidir”

• SU KONUSU BAKANLAR KURULU’NA GİDERSE…“Parti Meclisi karar aldıktan sonra CTP’li bakanlar buna onay veremez ki. Bu kadar açık ve nettir.”

• SU KONUSU NE OLACAK? Bu işin artık teknik seviyeden siyasi seviyeye çıkarılması gerektiğini düşünüyorum.

• 13’NCÜ MAAŞ NE OLACAK? Türkiye bize 13’ncü maaşı vermeyeceksiniz demiyor ki.  Yok öyle bir şey. 13’ncü maaş bizim yasal bir zorunluluğumuzdur ve ondan kaçmıyoruz.

• EKONOMİK PROTOKOL NE OLDU? Ekonomik Protokol bugün yarın bitiyor. 1-2 siyasi rötuş yapılarak, Türkiye’ye önerilecek. Bizim şuan Türkiye’den beklediğimiz bir şey yok.  Biz geciktik. Bu su işi ön koşul olarak, konmuş değil ama psikolojik olarak bütün bu çalışmaları zehirledi.

• HÜKÜMET ORTAĞI NEDEN SESSİZ? Sağolsunlar biraz sakin duruyorlar.  Bize biraz zaman tanımış oluyorlar. Onlar da biran önce bu sorunun çözülmesini istiyor.

• HÜKÜMET NE OLACAK? Bu hükümet bu ülkenin son şansıdır. Bu reformları ancak bu hükümet yapar.

• TC İLE DİYALOG EKSİKLİĞİ Mİ VAR? Biraz var gibi görülüyor. Hak vermez de değilim. Türkiye çok yoğun günler yaşıyor.

• PARTİ DİSİPLİNİ NE DURUMDA? CTP’nin iç meselelerinin sosyal medyada tartışılması son derece yanlıştır. Bunun için tedbirler alacağız ama defa defa ‘yapmayın’ diye uyarıyoruz.

Fayka Arseven KİŞİ

CTP-BG Genel Başkanı Mehmet Ali Talat, Türkiye’den gelen su konusunun teknik seviyeden siyasi seviyeye çıkması gerektiğini açıkladı.

Talat, “Benim Ankara ziyaretim buna yardımcı olabilir diye düşünüyorum. Bana göre Ankara da bu işin teknik düzeyde kalırsa çözümlenmesinin zor olacağını anlamış olmalı” dedi.

Talat, gündeme ilişkin birçok konuda YENiDÜZEN’in sorularını yanıtladı.

• TC Elçiliği’nin ‘su konusunda’ CTP Parti Meclisi ve Bakanlar Kurulu hakkında geçtiğimiz hafta açıklamaları oldu. Hükümetin muhatabı bu konuda TC Elçiliği mi?
• Mehmet Ali TALAT:
Elçilik açıklama yapamaz diye bir şey yok, açıklama yapabilir. Önemli olan yapılan açıklamanın neye hizmet ettiğidir. İşe yarar mı yaramaz mı, faydalı mı değil mi? Bu da tartışma konusudur. Benim itirazım ona değil. İtirazım; hükümeti kuran da bozan da Parti Meclisi’dir. Bu Parti Meclisi karar alamaz gibi bir yaklaşım yanlıştır. Hükümetleri bozan ve kuran Parti Meclisi elbette ki hükümet politikaları ile ilgili karar alıp, partili bakanlarına o konuda talimat verebilir. Bu onun yetkisindedir.

• TC Elçiliği’nin Bakanlar Kurulu’nu işaret etmesini nasıl yorumladınız?  Sorunun orada çözüleceğine inanılıyor? Bakanlar bir bütünlük içinde hareket edecekti?
• Mehmet Ali TALAT:
Bilmiyorum ama Parti Meclisi karar aldıktan sonra CTP’li bakanlar buna onay veremez ki. Bu kadar açık ve nettir.

• Parti Meclisi karar vermeden önce Bakanlar Kurulu’na gitseydi peki? CTP’li bakanlar reddeder miydi?
• Mehmet Ali TALAT:
Gidemezdi. Çünkü Parti Meclisi tarafından daha önceden kararlaştırılan suyla ilgili politika vardı. Bu politikayla uyumlu olmadığı için ortaya çıkan metin mecburen  Parti Meclisi bunu  görüşecekti ve bunu bütün görüşenler de biliyordu, haberleri vardı. Bu Parti Meclisi’ne gidecek diye biliyorlardı.

• Şuanda hangi düzeyde su konusunu konuşuyoruz?
• Mehmet Ali TALAT:
Bu işin artık teknik seviyeden siyasi seviyeye çıkarılması gerektiğini düşünüyorum. Bugüne kadar konu siyasi seviyede ele alınmadı. Alındı, bir iki defa… Sayın TC Başbakanı Davutoğlu’nun adayı ziyaretinde bir metin önerildi, o metin kabul edilmedi. Bunun dışında bütün müzakere şeklindeki görüşmeler hepsi teknik düzeyde yapıldı.

• Siyasi seviyeden kasıt ne?
• Mehmet Ali TALAT:
Bakanlar düzeyinde daha yukarıya çıkması lazım. Şuan da müsteşar yardımcısı ile görüşülüyor.

• Siyasi düzeye çıkması noktasında bir girişim var mı?
• Mehmet Ali TALAT: 
Benim Ankara ziyaretim buna yardımcı olabilir diye düşünüyorum. Bana göre Ankara da bu işin teknik düzeyde kalırsa çözümlenmesinin zor olacağını anlamış olmalı.


“Protokollerin iyi yanları hep unutulur”

• Kıbrıs İşlerinden Sorumlu Bakan Tuğrul Türkeş ile görüşmeniz ne içerdi? Hangi konuları görüştünüz?
• Mehmet Ali TALAT:
Her şeyi konuştuk. Kıbrıs sorununu da konuştuk. Kıbrıs sorununda da herkes ‘ilerlemeler var’ diyor. Kıbrıs Türk kurumlarının güçlendirilmesine ihtiyacımız var. Bu eskiden beri söylediğimiz bir şey zaten. Yani kamunun kapasitesinin artırılması, kurumlarımızın güçlendirilmesi, sağlam yasal zeminlere kavuşturulmaları…  Yani Elektrik Kurumu’nun özerkleştirilerek, yasal zemine kavuşması, isteyenin istediği zaman istihdam yapacağı bir yer olmaktan çıkması gibi…

Günün ihtiyaçlarına çağın teknolojisine uygun yatırımlarının yapılmasının sağlanması ama bunun için de hem teknik hem idari kapasitenin artması lazım. Mali Protokol da buna hizmet etmeli. 

Bana göre bugüne kadar mali protokoller bu maksat için yapıldı. Bir gerçek daha var ki bu mali protokoller tam olarak yerine getirilmemiştir. Düşünün Kamu Reformu… Bir önceki Mali Protokol’de vardı. Protokollerin hep kötü yanları söylenir ama iyi yanları hep unutulur. Mesela limanların, telekomünikasyonun çağdaş şekilde ele alınıp, güncelleştirilmesi çalışmaları vardı, birçok olumlu şey vardı önceki protokolde de ama bunlar da yapılamadı. Mesai saatleri örneğin, ha bire konuşuyoruz sadece hiç adım atamıyoruz.

• Neden adım atılamıyor, toplumun, sendikaların olası tepkisinden mi?
• Mehmet Ali TALAT: 
Bence toplumun tepkisi yok, sendikalar niye tepki göstersin ki? Oturup sendikalarla da anlaşılacak. Sendikaların tepki göstereceğini sanmıyorum. Çünkü bu akıl mantık işidir. Kendileri içinde sorundur. Nasıl yaptılarsa bunu zamanında yaz kış saat 15.30’a kadar mesai mi olur?   Daha bir sürü şey var yapılması gereken protokollerde olan ama yapılmıyor. Halbuki şimdi mali protokolü ve mali programı bizim hazırlamamız lazım. Bunun için ilk adım atıldı, 3 yıllık Orta Vadeli Ekonomik Program hazırlandı. Bunu çok daha somutlaşıp, hangi adımların atılacağı o adımların gerekli desteğin finansman dahil belirlenmesi çok daha geniş kapsamlı Türkiye ile bir mali anlaşmaya gitmek lazım. Çünkü bu acildir ve buna acil ihtiyacımız vardır. Dendiği gibi paket istemeyiz değil tam tersine istiyoruz. Biziz isteyen.
Örneğin  sağlıkta reform. Biz kendi mali gücümüzle bunu yapamayız ki. Bunu doktorlar da, Tabipler Birliği de,  sendika da herkes biliyor. Bunları konuştuk. Türkiye’nin mali desteğine ihtiyacımız var. Bunu programa koyacağız ki yapılsın, yoksa başka nasıl olacak?

• 13’ncü maaş krizi yaşanıyor. Reformlarla toplum bir bedel öder mi?
• Mehmet Ali TALAT: 
Tam tersine kazanç elde edeceğiz. Türkiye bize 13’ncü maaşı vermeyeceksiniz demiyor ki.  Yok öyle bir şey. 13’ncü maaş bizim yasal bir zorunluluğumuzdur ve ondan kaçmıyoruz. Nasıl yapabiliriz? 13’ncü maaş bir yük ise devlete ve yıl içine yayılması lazım o zaman yıl içerisine yayarsınız. Ama o sizin yükümlülüğünüzdür. Ben tam tersi düşünüyorum. 13’ncü maaşın ekonomiye en fazla katkı yapan maaş olduğunu düşünüyorum. Bu ölçülmüş bir şey değil ama hissiyatım öyledir. Harcamaları gördüğüm zaman 13’ncü maaşın ekonomiye daha fazla katkı yaptığını düşünüyorum. İnsanlar yıl içinde birikmiş borçlarını öder, ya da kalıcı bir ürün alır evine, yani 13’ncü maaş ekonomiye doğrudan dönüşü olan bir maaştır.

• Ekonomik Protokol bitti mi, Türkiye’ye gönderildi mi? Görüşme var mı?
• Mehmet Ali TALAT: 
Ekonomik Protokol bugün yarın bitiyor. 1-2 siyasi rötuş yapılarak, Türkiye’ye önerilecek. Bizim şuan Türkiye’den beklediğimiz bir şey yok.  Biz geciktik. Bu su işi ön koşul olarak, konmuş değil ama psikolojik olarak bütün bu çalışmaları zehirledi.


‘Vatandaşlık değil şikayet sayısı 26 bin”

• Türkiye’nin  mali protokol için hükümetin önüne  ‘26 bin vatandaş yapılsın’ kararının konduğu iddia edildi. Gündemde var mı böyle bir şey? Nedir bu 26 bin vatandaşlık konusu?
• Mehmet Ali TALAT:
Türkiye kanadının burada yaşayan yurttaşları ve şikayetleriyle ilgili hükümetin dikkatini çeken bir yaklaşımı var. Yani işte burada uzun süre yaşayan vatandaşlarının kaçağa düşen ya da çalışma izni işveren tarafından çıkarılmadığı için sıkıntılar yaşayan ve  bunun içinde sonuçta fahiş paralar ödenmesi gibi şikayetler Türkiye tarafından bizim tarafa iletildi. Bunun herhangi bir şeye ön koşul olarak, ‘vatandaşlık verin’ şeklinde gelmiş bir mesele değildir. Ön koşul hiç yok. Benim bildiğim kadarıyla toplam şikayet sayısı kadar olması lazım sözü edilen 26 bin sayısının.

• Bayağı fazlaymış… 
• Mehmet Ali TALAT: 
Tabi... Çünkü artık Türkiye otomasyona yani E-devlet’e geçti. Başbakanlık sitesine insanlar ulaşıp, şikayetlerini iletebiliyor. Bunu da izleyen operatörler var onlar bu sayıları çıkarıyorlar. Bizim  o imkanımız yok çünkü E-devlet’e geçmedik. Yarın geçtiğimizde biz de örneğin Başbakanlık’tan kaç kişi yardım talep etti, şikayetini iletti söyleyebileceğiz.

• Su konusunun siyasi seviyeye çıkarılması gerektiğini söylediniz. Ancak şuan yok. Olmaması halinde B planınız, yeni ara formül var mı?
• Mehmet Ali TALAT:
Çıkmak zorundadır, su konusu böyle mi kalacak? Su akıyor. Bir şey olmak zorunda. Ara formülleri konuşabiliriz. Bizim kabul etmediğimiz Parti Meclisi’nin reddettiği metindir.

• Su gündemli Parti Meclisi toplantısı var mı bugünlerde?
• Mehmet Ali TALAT:
Olabilir. Sadece su ile ilgili değil örneğin Parti ne yapacak bu krizden veya sıkıntıdan kurtulmak için? Bunun için Parti Meclisi toplanabilir. Zaten bundan önce de birçok kez toplandı.

• Hükümet ortağınız konulara sessiz… İşbirliğiniz, istişareniz nasıl?
• Mehmet Ali TALAT:
Sağolsunlar biraz sakin duruyorlar.  Bize biraz zaman tanımış oluyorlar. Onlar da biran önce bu sorunun çözülmesini istiyor. Net olan şudur; onlarda belediyelerin yani BESKİ’nin işin içinde olmasını istiyorlar. Yani çok ciddi bir görüş farkımız yoktur.

• Hükümetin performansını nasıl buluyorsunuz?
• Mehmet Ali TALAT:
Hükümet performansının birkaç engeli oluştu. Biri UBP kurultayıydı o geçti. Arkasından bütçe geldi. Meclis kilitlendi, o da geçti. Su meselesi o da ciddi kilit oluşturdu. O henüz geçmedi. Ama hiç olmazsa Meclis faaliyetlerine yönelik adımların atılması konusunda Meclis’teki komitelere siyasi partiler çalışmaları yoğunlaştırma isteğini iletti.  Kamu Reformu bu hafta ele alınmaya başlanıyor. DAÜ Yasası var, KIB-TEK yasası hazır, hükümete, Meclis’e sunulacak. Birçok reform zaten yasa ile ilgilidir. Kolay ve yapılabilecek olalar.  O yasalar ekonominin önünü açıcı sonuçlar getirecek. Ekonominin esas olarak ilk günden etkileyebileceği en önemli bizi bekleyen gelişme Mali Protokol’dür.  Reformları hayata geçirebilirsek, aslında bizim hayatımız kolaylaşacak. İngiliz Yüksek Komiseri ile görüştüm. Neyi sordu biliyor musunuz? Kamu Görevlileri Yasası ne zaman geçecek? Onlar da bekliyor. Onlar da biliyor ki kamunun kapasitesinin artırılması için bu yasanın geçmesi lazım.

Sadece Türkiye sormuyor yani. Bunlar bizim ihtiyaçlarımızdır. Sendikalar bazı şeylere kızabilir. Olabilir. Ama yani çaremiz yoktur. Dünyayı, çağı yakalamalıyız.


• Ekonomik Protokol, Türkiye öncesinde sendikalarla, sivil toplum örgütleriyle paylaşılabilinir mi?
• Mehmet Ali TALAT:
Hükümetler arası bir anlaşmadır. Sanmıyorum. Şu olabilir; ekonomik programın hazırlanışında paylaşma.  3 yıllık orta vadeli programda yapıldı.

• Ama yeterli olmadığı eleştirileri var.
• Mehmet Ali TALAT:
Ama nasıl yeterli olacak. DPÖ bunu sundu, sendikalara gönderdi, topluma açıkladı. Daha ne yapacak. İnsanların kafasını yarıp içine sokamaz. Dünyanın her yerinde böyle paylaşılır. Bizimle paylaşıldı,  Parti Meclisimiz tartıştı, önerilerimizi yaptık. Ne kadar yansıdı, değişiklik yapıldı bilmiyorum. Ama dikkate alındığını düşünüyorum. Diğer partiler de tartışsaydı.

• Kıbrıs İşleri’nden Sorumlu Bakan Tuğrul Türkeş’in adayı ziyaret edeceği haberleri var. Planlanmış görüşmeniz var mı?
• Mehmet Ali TALAT: Gelme ihtimali var ama kesin değil. Şuan planlanmış bir görüşme yok. Ben görüşeceğim diye de bir şey yok. Hükümetle görüşebilir, eğer ihtiyaç duyulura bende görüşürüm.

• Basında bu hafta Başbakan ve bakanların Türkiye’ye gideceği iddiaları çıktı. Sizin bilginizde var mı?
• Mehmet Ali TALAT:
Bilgim yok ama olsaydı Başbakan bana bilgi verirdi.

• Kriz atlatılamazsa, hükümetten çekilme, kabine değişikliği olur mu?
• Mehmet Ali TALAT:
Böyle bir şey öngörmüyorum. Bu hükümet bu ülkenin son şansıdır. Bu reformları ancak bu hükümet yapar. Gerek mali protokolde öngörülen, gerekse bizim  hükümet programında öngördüğümüz hedefleri ancak bu hükümet gerçekleştirebilir. Kamu reformu büyük iştir ve bunu bu hükümet yapabilir. O çoğunluğu, kapasitesi ve gücü vardır. Bu şansı kaybetmemeliyiz.

• Türkiye ile diyalog eksiliği var mı?
• Mehmet Ali TALAT:
Biraz var gibi görülüyor. Hak vermez de değilim. Türkiye çok yoğun günler yaşıyor. İç savaş gibi bir terör belası var, komşularıyla ciddi sorunları var, komşularının kendi aralarında ciddi sorunları var. Şimdi bir de Suddi Arabistan-İran meselesi çıktı. O da Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor. Biri bir taraftan öbürü öbür tarafında. Suriye var, binlerce mülteci var. Bütün bunlar Türkiye’nin etrafında yaşanan şeyler. Yoğun gündemleri olan bir ülkenin bizim küçük sayılabilecek sorunlarımızla en üst düzeyde ilgilenmesi çok kolay olmuyor.

“Defa defa ‘yapmayın’ diye uyarıyoruz”

• CTP başkanı olduğunuzda hedefleriniz arasında parti disiplinini sağlamak vardı. Sosyal medyada halen daha parti için konular konuşuluyor. Disiplin sağlanamadı mı?
• Mehmet Ali TALAT:
Sosyal medyada insanlar birbirinin yüzünü görmediği için herhangi bir kısıtla karşılaşmıyor. Ama bunu CTP’nin aydın insanlarının kendi kendilerini kısıtlamaları gerektiğini düşünüyorum.CTP’nin iç meselelerinin sosyal medyada tartışılması son derece yanlıştır. Bunun için tedbirler alacağız ama defa defa ‘yapmayın’ diye uyarıyoruz. Fakat bir noktada ciddi şekilde buna el atacağız ve disiplin mekanizmasını çalıştıracağız. Bunun için Tüzük Kurultayı’nı gerçekleştirelim bekliyoruz. Tüzükte disiplin ve cezalar olacak. Şimdide var ama onu genişletiyoruz. Gerekli tedbirleri almak zorundayız. Çünkü sosyal medya diğer medyadan farklı değil. Gazeteye söyleyemez de sosyal medyada yazar olmaz öyle şey. İnsan sosyal medyayı da sorumlulukla kullanmalı. Sosyal medyayı ben de kullanırım ama hiç kimseye saygısızlık yapmam. Parti içi meseleleri konuşmam.

Röportaj Haberleri