Ben 'sıradan' bir yurttaşım…
Yeni bir hükümet kurulunca hemen gözüm döner benim…
Kişisel beklentilerim vardır…
Babamın köyünde bir arsa işim vardır, yarım kalmış…
Kamuda istihdam beklentim vardır, mesela…
UBP döneminde yapamadım bu işleri…
Gıcıkları var bana, işimi halletmediler işte…
Şimdi “bizimkiler” başta (!)
Birçoğuyla iyi ilişkilerim var.
***
TDP’li olmasam da Mehmet Harmancı yakın dostum…
Harmancı şimdi bakan, acaba halleder mi bizim işleri?
Turizm Fonu Harmancı’nın elinde örneğin!
Ah ah ne kadar para var o fonda!
Paraların kokusu burnumda…
Bir görüşme ayarlamam lazım, ne de olsa o bir bakan.
Peki İçişleri Bakanı Gülsün Yücel…
Tanımsam da bizim (!) partiden…
Üstelik yakın bir arkadaşımın da akrabası…
Kırsal kesim arsası desen onda…
Ağıl yeri onda…
Silah izinleri, T izinleri, yeni yurttaşlıklar da onda…
Görüşmem lazım mutlaka…
Dışişleri Bakanı Kutlay Erk…
Sık sık görüştüğüm bir siyasi…
O da bizim (!) partiden…
Acaba beni de götürür mü yurt dışı ziyaretlerine?
Çalışma Bakanı da keza öyle…
İhtiyat Sandığı’ndaki paramı çekemiyordum, halleder inşallah…
***
DP’li bakanları pek tanımıyorum, kişisel diyaloğum yok.
Ama başbakan bizden (!)
Daha ne isterim ki…
Üstelik benim doktorum!
Ne istersem yapmaz mı?
Kamuda bir yere beni de sıkıştırmaz mı acaba?
Ne var yani ben de memur olsam?
Öksüz müyüm ben?
Emekliliğim de garanti…
Bizim (!) parti başta artık…
Sıra bende…
[Not: Yukarıdaki yazı siyasi partilere yanaşan-sıvışan kimi 'sıradan' yurttaşın kafasındaki düşüncelerdir, kendi görüşlerim değil… Kendimi onların yerine koyarak kaleme almaya çalıştım… Böyle düşüncelerden arındığımız gün siyasetimiz de düzelecek diye düşünüyorum…Hep bana hep bana değil, hepimize hepimize anlayışı daim olsun…]