Birleşik Kıbrıs Partisi (BKP) , müzakere zemininin Rum Yönetimi eski başkanı Dimitris Hristofyas ve 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın ortak açıklamalarında ve BM Güvenlik Konseyi kararlarında da belirtildiği gibi “tek egemenliği, tek vatandaşlığı ve tek uluslararası temsiliyeti olan siyasi eşitliğe dayalı iki bölgeli, iki toplumlu federasyon olduğunu” savunarak, kapsamlı çözüm müzakerelerinin daha fazla geciktirilmeden kaldığı yerden bir an önce başlamasını talep etti.
BKP Genel Başkanı İzzet İzcan yaptığı yazılı açıklamada, taraflara daha fazla zamana oynamaya son verip kapsamlı çözüm müzakerelerine kaldığı yerden biran önce başlamaya çağırarak, “Müzakerelerin başlaması için zemin açık ve nettir. Müzakere zemini Sn Talat ve Sn Hristofyas’ın ortak açıklamalarında yer alan ve BM Güvenlik Konseyi tarafından da benimsenen tek egemenliği, tek vatandaşlığı ve tek uluslararası temsiliyeti olan siyasi eşitliğe dayalı iki toplumlu, iki bölgeli federasyondur. Dolayısı ile başka arayışlara girerek zaman kaybetmenin bir anlamı yoktur” dedi.
Erken federal çözümün tüm Kıbrıslılar için elzem olduğunu ileri süren İzcan, Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumların büyük çoğunluğunun Kıbrıs sorununun en kısa zamanda çözülmesini ve barışın gerçekleşmesini istediğini savundu.
MARAŞ, MAĞUSA, ERCAN VE LİMANLAR EŞ ZAMANLI AÇILMALI
Güven arttırıcı önlemlerin kapsamlı çözüm süreciyle paralel bir şekilde hayata geçirilmesini talep eden İzcan, “Kapsamlı çözüme gidilen süreçte eş zamanlı bir şekilde Maraş yasal sahiplerine iade edilmeli, Mağusa Limanı AB kontrolünde, Ercan Havaalanı ise Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü denetiminde açılmalıdır. Bunun yanında Türkiye Limanlarını Kıbrıs Cumhuriyeti’ne açmalı, Kıbrıs Cumhuriyeti de Türkiye’nin AB üyelik sürecinde müzakere başlıklarına koyduğu vetoyu kaldırmalıdır” dedi.
Bütünlüklü çözüm söylemleri ardına saklanarak güven arttırıcı önlemlerin hayata geçirilmesini engellemenin statükoya hizmet etmek olduğunu ileri süren İzcan, statükonun devamının kabul edilemez olduğunu, Kıbrıs Türk toplumunun içinde bulunduğu tecritten ve yokoluş sürecinden kurtulması ve Kıbrıs’ta çözüm zamanının geldiği görüşünü dile getirdi.
(tak)