BM Ortadoğu Barış Süreci Özel Koordinatörü Nickolay Mladenov, BMGK toplantısında yaptığı açıklamada, çatışmanın çözülmemesinin Ortadoğu genelinde dini radikalizmin girdabına takılıp kalma riski taşıdığı uyarısında bulunarak, İsrail-Filistin barışını ilerletmek için acilen uluslararası çaba gösterilmesi gerektiğini vurguladı.
Mladenov, Trump'ın kararının ardından şiddetin tırmanabileceğini ve barış hedefini uzaklaştıracak tek taraflı eylemler zincirinin ciddi risk taşıdığını söyledi.
Filistinli protestocular ve İsrail güçleri arasındaki çatışmalara, yeni intifada çağrılarına dikkati çeken Mladenov, Genel Sekreter Antonio Guterres'in İsrail-Filistin ihtilafının doğrudan müzakerelerle çözülmesi gerektiği ve "iki devletli çözüme B planı bulunmadığı" sözlerini yineledi.
"Trump'ın kararı İsrail ile Filistin arasındaki barışın ilerletilmesine yönelik"
ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Nikki Haley, Fransa, Bolivya, Mısır, İtalya, Senegal, İsveç, İngiltere ve Uruguay'ın talebiyle acil olarak toplanan Konsey'de yaptığı konuşmada, Trump'ın kararının soru işaretleri ve kaygıları artıracağını bildiğini ancak kararın İsrail ile Filistin arasındaki barışın ilerletilmesine yönelik olduğunu savundu.
Haley, ABD'nin daha önce hiç olmadığı kadar barışa bağlı olduğunu ve bu hedefe her zamankinden daha yakın olabilecekleri inancını taşıdıklarını savundu.
Haley, Trump'ın açıklamalarını her kim şiddete bahane olarak kullanırsa barış için uygun bir ortak olmadığını ortaya koyacağını söyledi.
Fransa, Almanya, İtalya, İsveç ve İngiltere büyükelçilerinden ortak açıklama
Fransa, Almanya, İtalya, İsveç ve İngiltere büyükelçilerinin toplantı akabinde yaptığı ortak açıklamada, "ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıması ve ülkenin Tel Aviv'deki büyükelçiliğinin Kudüs'e taşınması kararına katılmıyoruz. Bu karar, Güvenlik Konseyi kararlarıyla uyumlu olmamakla birlikte bölgedeki barış umutları açısından yararsız." ifadesine yer verildi.
Avrupa Birliği (AB) üyelerinin bu çerçevedeki sabit fikrinin, Kudüs'ün, nihayetinde İsrail ve Filistin devletlerinin her ikisinin başkenti olması gerektiği yönünde olduğunun belirtildiği açıklamada, "O zamana kadar Kudüs üzerinde bir egemenliği kabul etmiyoruz." denildi.
Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
"Zemindeki geçici durum göz önüne alındığında, tüm tarafları ve tüm bölgesel paydaşları durumu sakinleştirmek için birlikte çalışmaya çağırıyoruz. Hepimiz çatışmayı sona erdirmek adına istekli olduğumuzu paylaşıyoruz. Trump'ın, iki taraflı bir çözümün desteklenmesi yönündeki taahhüdünü ve İsrail'in Kudüs'teki egemenliğinin belirli sınırlarının, İsrailliler ve Filistinliler arasında görüşmelere tabi tutulması gerektiğine yönelik açıklamasını dikkate alıyoruz. Uluslararası alanda kabul gören parametrelere dayanarak, iki devletli bir çözüme yol açacak barış sürecini yeniden başlatma konusundaki tüm güvenilir çabalara katkı sağlamaya hazırız. ABD yönetiminin şimdi İsrail-Filistin anlaşması için ayrıntılı teklifler sunmasını öneriyoruz."
"ABD'nin bu konudaki fikrine katılmıyoruz"
İngiltere'nin BM Daimi Temsilcisi Matthew Rycroft, İngiltere'nin, ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıması kararına sıcak bakmadıklarını belirtti.
Rycroft, toplantı öncesinde yaptığı açıklamada, İngiltere Başbakanı Theresa May'in, ülkesinin, ABD'nin bu konudaki fikrine katılmadıklarını net olarak belirttiğini söyledi.
"Bizim görüşümüz nihai statü müzakerelerinin, İsrail ve Filistinliler arasında Kudüs dahil olmak üzere önemli sorular üzerinde karar verecek yer olmasıdır." diye konuşan Rycroft, Trump'a ve ekibine mümkün olan en kısa sürede somut teklifler sunmalarını önerdiklerini belirtti.
Rycroft, "Herkese, bu konudaki düşünceleri ne olursa olsun, sakin olmaları ve şiddete izin vermemeleri için çağrıda bulunuyoruz." dedi.
"İki devletli çözüme B planı yok"
Fransa'nın BM Daimi Temsilcisi François Delattre, basına yaptığı açıklamada, ülkesinin 7 ortağıyla Güvenlik Konseyi'nde bu toplantının yapılması çağrısında bulunduğunu, zira Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un dün dile getirdiği üzere Kudüs'ün statüsünün uluslararası bir güvenlik meselesi olduğunu belirtti.
Delattre, ABD'nin kararlarının, Kudüs konusunda uluslararası hukuk ve Güvenlik Konseyi kararlarıyla sağlanan parametreleri değiştirmeyeceğini vurgulayarak, Fransa'nın Doğu-Kudüs'ü işgal altındaki topraklar olarak gördüğünü ve Kudüs'ü taraflar arasında anlaşma sağlanmadan herhangi bir ülkenin parçası veya şehri olarak tanımayacağına dair tutumunu da yineledi.
Kudüs üzerinde anlaşma yapılmadığı takdirde barış anlaşması olmayacağının altını çizen Delattre, "İki devletli çözüme B planı yok." diye konuştu.
Kudüs'teki yarım asırlık işgal
ABD Başkanı Trump, düzenlediği basın toplantısında, BMGK'nın 1980 yılında İsrail'in Doğu Kudüs'ü ilhak ederek başkent ilan etmesini geçersiz sayan 478 sayılı kararına rağmen, "Kudüs'ü resmen İsrail'in başkenti olarak tanıma zamanı geldi." ifadesini kullanmıştı.
Trump ayrıca, Dışişleri Bakanlığına, ülkesinin Tel Aviv'deki büyükelçiliğinin Kudüs'e taşınması için hazırlıklara başlaması talimatı verdiğini açıklamıştı.
Doğu Kudüs'ü 5 Haziran 1967'de işgal eden İsrail, 1980'de tek taraflı olarak kentin doğusunu ve batısını "birleşik başkenti" ilan etmişti.
BMGK, 1980'de kabul ettiği 478 sayılı kararla İsrail'in ilhak ve başkent ilanını geçersiz saymıştı.
BMGK kararı çerçevesinde, ABD dahil uluslararası toplum Doğu Kudüs'ün işgal altında olduğunu kabul ediyor.
İsrail yönetimini tanıyan tüm ülkelerin büyükelçilikleri Tel Aviv'de bulunuyor. Hiçbir ülke, Kudüs'ü ya da doğu ve batı bölümlerini başkent olarak kabul etmiyor.
ABD, Trump'ın hamlesiyle Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyan ilk ülke oldu.