"Bölgeye 375 bin kişi daha taşınabilecek"

Şehir Plancıları Odası Başkanı Merter Refikoğlu’ndan, Mağusa, İskele, Yeniboğaziçi İmar Planı hakkında YENİDÜZEN’e çarpıcı açıklamalar

Fayka Arseven Kişi

Şehir Plancıları Odası Başkanı Merter Refioğlu, Mağusa, İskele, Yeniboğaziçi İmar Planı ile “devletin rant gruplarına peşkeş çektiğini” iddia etti. Refikoğlu, planda yapılan son değişiklikle bölgeye 375 bin kişinin daha yerleşebileceği inşaatlara yol açıldığını söyledi.

Bölgedeki birçok inşaatın kaçak şekilde devam ettiğine de dikkat çeken Refikoğlu, “Yaptıkları suçtur. Cezası da inşaatların mühürlenmesidir. Ama maalesef belediyeler ve Şehir Planlama Dairesi gözetiminde bu inşaatlar devam ediyor” dedi.

Refikoğlu, bunun kabul edilemez olduğunu belirterek, bununla ilgili de hukuksal mücadele başlatacaklarını ifade etti.

Söz konusu plan ile ilgili geçtiğimiz hafta Mahkeme tarafından ara emri verilirken, dava bugün tekrardan görüşülecek.

Bu hafta Şehir Plancıları Odası Başkanı Merter Refikoğlu ile hem Mağusa, İskele, Yeniboğaziçi İmar Planı’nı hem de ‘plansızlığı’ konuştuk. 

u “Mağusa, İskele, Yeniboğaziçi İmar Planı, 2019 yılında bittikten sonra 2021 yılında Şehir Plancıları Odası, Mühendis Mimar Odaları Birliği, çevre örgütleri, orada yaşayan vatandaşlar, halkın katılımı sağlanmadan ve Şehir Planlama Dairesi’nde bulunan şehir plancıları da dışlanarak, Müteahhitler Birliği’nin istihdam ettiği 2 şehir plancısı ile yapıldı. Bu kabul edilebilecek bir durum değildir.”

  • YENİDÜZEN: Bölge için imar planı ihtiyacı nasıl gündeme geldi?
  • Refikoğlu: 1989’da İmar Yasası çıkarıldığında bir an önce ülkesel fiziki plan çıkarılacaktı, ondan sonra da sıra ile imar planları yapılacak ve sonrasında da daha alt ölçek planlara geçilecekti. Maalesef ki ülkesel fiziki planın yapılması yaklaşık 25 yıl gecikti. Buna bağlı olarak imar planları da gecikti. Burada gelmiş geçmiş tüm hükümetlerin suçu vardır.
    İlk önce bu ülke için yapılması gereken şey planlardır. Siz nasıl 5 yılda bir ekonomik kalkınma, eğitim, ulaşım planlamasını yapmamız gerekirse, aynı şekilde ülkenin şehirlerini, kentlerini de planlamamız gerekmektedir.
    Ancak maalesef bunları yapmadık. Biliyorsunuz Lefkoşa İmar Planı güney ile birlikte yapıldı. Ondan sonra uzun süre plan yapılmadı. Küçük ölçekli bazı planlar yapılmamış olsa da iş işten geçtikten sonra Girne İmar Planı yapıldı ve uygulamaya geçildi. Ama Girne’nin durumu ortadadır.
    Ondan sonra Mağusa, İskele, Yeniboğaziçi’nin hızlı büyümesinden kaynaklı olarak imar planı çalışmaları başladı. İmar planı çalışmaları başladıktan sonra bölgeye inşaat çevrelerinin ilgisi daha da arttı. Bundan dolayı da kısa süreli hızlı çözüm olarak emirname yayınlandı.
    Emirname yayınlandıktan sonra da 1 yıl içerisinde imar planının bitirilmesi ortaya konulmuştu. Bu da 2019 Aralık ayıydı. 2019 Aralık’ta imar planı bitti ancak o zaman ki başbakan şimdinin Cumhurbaşkanı Ersin Tatar yetkisi olmamasına rağmen planın resmi gazetede yayınlanmasını engelledi. Resmi Gazete Başbakanlığa bağlı olduğu için Başbakan ‘bunu yayınlamayacaksınız’ dedi. Plan Resmi Gazete’de de yayınlanmadığı için yürürlüğe girmedi.
    O günden bugüne kadar da emirname devam etti.
    UBP kurultayından önce pazarlıkları yapılmış, imar planı, Şehir Plancıları Odası, Mühendis Mimar Birliği, çevre örgütleri, orada yaşayan vatandaşlar, halkın katılımı sağlanmadan ve Şehir Planlama Dairesi’nde bulunan şehir plancıları da dışlanarak, Müteahhitler Birliği’nin istihdam ettiği 2 şehir plancısı ile plan ellenmeye başladı. Bu kabul edilebilecek bir durum değildir.
    Bunu bir önceki Başbakan Ersan Saner’e söylemek için görüşme talebinde bulunduk, talebimiz dikkate alınmadı. Faiz Sucuoğlu geldiği gün kendisinden görüşme talep ettik, hala daha bize geri dönüş yapmadı. Bunun yasadışı ve yanlış olduğunu bu planda şehir plancılarının, kamunun olması gerektiğini, kamu yararını gözeten bizlerin bu planda olması gerektiğini ve yasa dışı olduğunu söylememize rağmen biz dinlenmedik. Plan 25 Kasım’da yürürlüğe kondu. Bizim davamız zaten hazırdı. Ara emri için mahkemeden karar çıktı ve plan durduruldu.

“Resmi olarak planı görmedik”

  • YENİDÜZEN: Yasal olmayan bir plan var, peki yasal boyutu yanında planda sizi başka hangi noktalar rahatsız ediyor?
  • Refikoğlu: Açık söylemekte fayda var ki biz resmi olarak planı görmedik. Şehir Plancıları Odası başkanıyım, şehir plancısıyım ve planı defalarca istememize rağmen planı alamadık.
    Ama YENİDÜZEN Gazetesi bir şekilde plana ulaştı. Biz gazetede yayınlanan halini gördük.

 “Ama çıkar çevrelerinin kazanılmış haktan anladığı; naylon projeler hazırlayıp ‘biz hak kazandık’ diyorlar. Bu kazanılmış hak değildir ve bölgede bu şekilde binlerce konut vardır.”

  • YENİDÜZEN: Nedir değişen noktalar?
  • Refikoğlu: 2 bin dönüm fazladan birinci, ikinci derece tarım arazisi imara açıldı. Aslında bizim tarım yapmamız gereken araziler inşaata açıldı. Bütün imar planı içerisindeki kat yükseklikleri artırıldı. Yoğunluklar artırıldı.
    Bölge içerisindeki doğal hayatı koruma alanı ve sahiller turizm bölgesi ilan edildi.
    Emirnamede de dava ettiğimiz konulardan biri de kazanılmış haklardı. Kazanılmış hak mevzuata göre bir işlemin sonuna gelmiş iseniz ve o sıra mevcut yasa değişirse size geçici bir süre için eski yasadan hak verilir.
    Ama bazılarının kazanılmış haktan anladığı nedir? Bir imar planı ya da emirname çalışmaları başlayacağı duyumu alındığı anda olmayan bir proje sırf hak kazansın diye işleme başlatıyor. Bu zaten mevzuata aykırıdır. Daha işleminizin başına hak kazanmanız mümkün değildir. Bu konuda defalarca açılmış davamız ve ara emirlerimiz vardır.
    Bunu da imar planında genişlettiler. Eskisinde de bizim en fazla karşı çıktığımız noktalardan biri buydu.
    Kazanılmış hakkı olanlar olabilir. Ama bir bakıyoruz her yerde neredeyse kazanılmış hak!..
    O zaman sizin yapacağınız planın hiçbir anlamı yok ki.  Biz inşaata veya kazanılmış hakka karşı değiliz. Bir planın amacı varsa bilimsel olarak o bölgenin kalkınması, gelişmesi, okulunun olması, tarihi eserinin korunması, alt yapısının olması gerekmektedir. Ancak onların anladığı kazanılmış hakla planın hiçbir anlamı kalmaz.
    Binlerce site yapılacak ve kanalizasyon yok ve yapılma gibi bir düşünce de yok… 2019’taki imar planı ile 2021 imar planı arasında onlarca fark vardır.
    İmar planları yaparken, ekonomik kalkınmayı, alt yapı yatımlarının yönlendirilmesini, çevresel ve kültürel değerlerin sürdürülmesini, sit alanlarının, tarihi yerlerin korunmasını sağlamalısınız. Ancak şu an yapılan planın tek bir amacı vardır; rantçı sermayenin daha fazla cebini doldurma ve onların uşaklığını yapmaktır.

 “İnşaatlar kaçak olarak devam ediyor”

  • YENİDÜZEN: Yapılan plan seni beni, vatandaşı, çevreyi düşünen bir plan olarak ortaya çıkmadı o zaman… Ama buna engel olamıyoruz da Girne’de bunun örneğini yaşıyoruz. Bu işin sonu nereye varacak?
  • Refikoğlu: Aslında oradaki yapılaşma şimdi yavaşlaması gerekiyordu. Bölgedeki inşaatlar kaçak bir şekilde hızla devam ediyor. Buradaki onların en büyük kavgası budur; yapılan inşaatları kulpuna uydurma… bundan dönemiyorlar. O inşaatlar da kaçak olarak devam ediyor. Biz bunu mahkeme aracılığı ile de uyarıyoruz buna belediyeler ve Şehir Planlama Dairesi ön ayak oluyor, bu inşaatlar kaçak şekilde devam ediyor.
    Oradaki kaçak inşaatlarla ilgili de hukuki mücadele başlatmayı düşünüyoruz.

 “Bölgede inşaatlar kaçak bir şekilde başladı ve devam ediyor. Bunlar mühürlenmesi gerekirken, hiçbir yetkili organ müdahale etmiyor, göz yumuluyor”

  • YENİDÜZEN: Bir vatandaş evine garaj yaptı diye belediyenin müdahale ettiğini gördük. Koca koca binalar yapılıyor ve bunlara göz mü yumuluyor?
  • Refikoğlu: Maalesef ki ülkeyi onlar yönetiyor. İnşaatlar bitiyor, ÇED raporları arkadan geliyor. Bir yere belli büyüklükte bir şey yapacaksanız önce ÇED raporu alırsınız ki yapacağınız şeyin çevreye zararı var ise o şeyi yapmayasınız. Biz inşaatı bitirdikten sonra lüks bir otelde halkın katılımı toplantısı yapıyoruz. İnsanlarla dalga mı geçiyorsunuz?
    Sade bir vatandaş bir inşaat yapmak için aylarca bekletiliyor, prosedürleri uygulasın diye, uygulasın da ama bunu herkes uygulasın.
    Şu an da bölgede kaçak inşaatlar devam etmektedir. Bununla ilgili biz mücadelemizi vereceğiz ama devlet olarak, belediyeler olarak vermemiz gerekir.

 “Yaptıkları suçtur. İnşaatların mühürlenme gerekir. Ama maalesef belediyelerin ve şehir planlama dairesinin göz yumması ile bu inşaatlar devam ediyor.”

  • YENİDÜZEN: Bu kaçak inşaatlara ne yapılmalıdır? Neden yapılmıyor?
  • Refikoğlu: Yaptıkları suçtur. Cezası da inşaatların mühürlenmesidir. Ama maalesef belediyelerin ve Şehir Planlama Dairesi’nin gözetiminde bu inşaatlar devam ediyor.
     
  • YENİDÜZEN: Bir taraftan yıllarca devam eden bir Boğaz Emirnamesi, bir yanda Girne İmar Planı ile yaşananlar şimdi bir başka plan… Normal vatandaş toprağına toprak diyemezken, bazı bölgeler inşaat yığını… adalet, düzen, ülke planı nasıl sağlanacak?
  • Refikoğlu: Aslında plan yapmak zor bir şey değil. Oturulur, çalışılır, veriler toplanır, ilgili meslek grupları ile çalışılıp gerekli düzenlemeler yapılır. Tüm ülkenin planını yapmak kısa sürede bitirilir. Ancak biz ülke olarak plan yapmak istemiyoruz. Geçen gün Başbakan dedi ki; ‘İmar Yasası’nı da değişeceğiz. İmar Planı yayınlanacak ve bazı bölgelere inşaat yapılamayacak olması Başbakanı rahatsız etmiş ve imar yasasını değiştirip bunun önüne geçecekmiş. Bir ülkenin başbakanının planlarla ilgili düşünceleri ve vizyonu çok üzücü.
    Girne, Boğaz yıllarca emirnameler ile yönetildi.  Çünkü emirname dediğiniz şey 5 dakikada değiştirilebilir. Ben geldim hükümete buranın katını artırıyorum, sen gelin imara açan, bu olmamalıdır. Dünyanın hiçbir yerinde ve bizde sadece inşaat ile ekonomi kalkınmaz. Bunu unutacağız. Ekonomik olarak neler ile kalkınabileceğimizi önümüze koyacağız ve onları yapacağız. Sadece şehirleri değil, her şeyi planlamalıyız.
    Ama 1’nci derece tarım toprağı üzerine inşaat yapmamız bizi felakete sürüklüyor. Her anlamda dışa bağımlıyız. Biz kendi üretimimizi yapmalıyız. Domatesimizden, patatesimize kadar dışa bağımlı olduğumuz için en küçük bir kriz bizi daha fazla etkiliyor.
    Halk da bilmeli ki; her toprak parçasına inşaat yapmamız mümkün değildir. Bir plan sınırı ve inşaat bölgesi vardır. Sizin araziniz eğer buradaysa size inşaat izni verilir. Ancak sizin sırf atadan kalma araziniz var diye buraya apartman yapmayı hayal ediyorsanız bu doğru olmaz. Bu kafa ile Girne’yi bu hale getirdik.
    Girne’nin, Boğaz’ın emirnameler ile yönetilmesi kabul edilemez. Ama imar planlarına dönelim ve her tarafı inşaata açalım diye bir şey de yoktur.

 “Şimdi yaptıkları Mağusa, İskele, Yeniboğaziçi  İmar Planı ile  2 bin dönüm tarım arazisini daha inşaata açıyorlar ve 375 bin insan daha bölgede yaşayabilecek. KKTC’nin nüfusu kadar!.. Derdiniz nedir?”

  • YENİDÜZEN: Yapılan inşaatlar da ya yarım kalıyor ya satılamıyor. Gerçekten bu kadar çok inşaata ihtiyaç var mı?
  • Refikoğlu: İskele bölgesinde ya boş ya da 2’nci konut yüksek sayıdadır. 2019 yılında bu varken biz yaklaşık 280 bin insanın daha yaşayabileceği kadar insanın daha yapılaşmasına izin verdik. Şimdi 2 bin dönüm daha inşaata açıyorlar ve 375 bin insan daha bölgede yaşayabilecek. KKTC’nin nüfusu kadar!.. derdiniz nedir? Bizim söylediğimiz yavaş yavaş ve toplu şekilde büyümekti.
    Dağları bitirip inşaat yapıyoruz, konutlar da boş kalıyor ve bunun ekonomiye katkı olduğunu iddia ediyorlar.  Böyle bir şey söz konusu değil.
    Hiç yapılaşmanın olmadığı yerde sırf birilerine peşkeş çekmek için şehirlerarası yolun sağını solunu ticarete açtılar.
     
  • YENİDÜZEN: Kısaca özetleyecek olursak devlet eliyle bölge peşkeş mi çekiliyor?
  • Refikoğlu: Kesinlikle peşkeş… biz Girne örneğini yaşamamak için uğraşıyoruz. Bugün Girne’de 5 dakikalık mesafe 1 saatte gidiliyor. Girne Belediye sınırları içerisinde çıkan kirli suyun yüzde 80’ne müdahale edilemiyor. Girne Belediye başkanı bunu kendisi söylüyor.
    İklim değişikliği yaşanıyor, dünya bununla nasıl baş edeceğini çalışıyor ama biz mevcut sınırlı sayıda yağan yağmur da bile memleketin ne hale geldiğini görüyoruz.  

Röportaj Haberleri