‘Devlet’in borç stoku 11 milyar!
Eski para anlamak için altı sıfır ekledim, okuyamadım!..
Borçlu doğuyoruz.
Borçlu yaşıyoruz.
Ve ‘borçlu’ ölüyoruz!..
‘Kişisel’ varlığımıza seviniyor, ancak, eğitimden soluduğumuz havaya; yaşadığımız çevreden sağlığa, en önemlisi ‘geleceğimize’ kadar hepimizden eksildiğini görmüyoruz.
‘Sosyal devlet’in kaybolduğunu son model arabalarımızda fark edemiyor; evimize gelen temizlikçinin sildiği temiz camlardan dünyaya bakarken ‘geri kalmışlığımızı’ ve giderek ‘kirlendiğimizi’ anlamıyoruz.
***
‘Kendi ayaklarımız üzerinde durmak’ ya da ‘kendi kendimize yetmek’ gibi toplumsal bir hedefimiz var mı?
Sözde böyle!..
Ama iş ‘talepler’e gelince farklı.
Görüyoruz ki ‘beklentiler’, sahip olduğumuz ‘kaynaklar’ın çok ötesinde.
***
Şu da söylenebilir…
“Kıbrıs’ın kuzeyinde etkin denetim Türkiye’ye aittir…”
“Bunun da bir bedeli vardır ve ‘ana’ysa bu bedeli ödeyecektir…”
Böyle düşünenleri de ‘anlamak’ mümkündür…
Ama ‘açıkça’ söylenmelidir!
***
Asıl ‘okumamız’ gereken sokağın ‘ruh’ halidir…
“Güvensizlik!..”
‘Kendi kendimize yetsek’ dahi ‘yönetim’ erkinin ‘seçtiklerimiz’de olamayacağı yaygın kanıdır.
Bir de…
‘Ortak kaynaklarımız’ın toplum yararına ve kamusal fayda üzerine kullanıldığına dair ikna olamamıştır kimse…
Bütçede yaratılacak tasarrufun ya ‘partizanlığa’ gideceği, ya da ‘azınlık’ bir zümrenin yaşam kalitesini artıracağı düşünülür…
Yaşananlar çoğu zaman destekler bu düşünceyi.
***
İtiraf etmesek de ‘toplumsal hedefimiz’ yoktur aslında…
Bireysel ya da zümresel çıkarlar üzerinden yaşıyoruz, savaş sonrası yıllarda…
Bunun için ‘seçiyor’...
Bunun için ‘seçiliyor’...
Seçenler seçtiklerine bunun için öfkeleniyor sonra...
Hangimiz ‘masumuz’ acaba?
Düşünmeliyiz!..
İyice...