Avrupa Birliği Dışilişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, 7 Avrupa Parlamentosu üyesinin Cumhurbaşkanlığı seçimlerine Türkiye’nin müdahalesini dile getirdiği mektubuna verdiği cevapta ‘Kıbrıs’taki son gelişmeler ile ilgili endişenizi paylaşıyorum’ ifadesini kullandı.
Niyazi Kızılyürek’in öncülüğünde, Avrupa Parlamentosu Başkan Yardımcısı Dimitris Papadimoulis, Avrupa Parlamentosu Sol Grubu Eş Başkanları Manon Aubry ve Martin Schirdewan ve Sosyalist ve Demokratlar Grubu Başkan Yardımcısı, eski Türkiye Raportörü Kati Piri’nin de aralarında bulunduğu 7 milletvekili, 18 Kasım 2020 tarihli mektuplarında Türkiye’nin Kıbrıs Türk meselelerine benzeri görülmemiş bir şekilde müdahalede bulunduğu uyarısında bulunmuşlar ve Avrupa Birliği’nden Kıbrıs Türk toplumunun varlığını sürdürebilmesi yönünde yardım talep etmişlerdi.
AP üyeleri Borrell’e gönderdikleri mektupta; ‘Bu müdahalelerin sonucunda Kıbrıs Sorununa BM parametreleri doğrultusunda, iki bölgeli, iki toplumlu bir federasyona dayalı çözüm arayışlarını açıkça reddeden, Türkiye’nin desteklediği aday seçimi kazanmıştır. Seçim Kampanyası boyunca Türkiye BM Güvenlik Konseyi Kararlarına karşı gelerek Kapalı Maraş’ın kıyı şeridinin açılmasına kadar vardırılan çeşitli şekillerde müdahalelerde bulunmuştur’ ifadelerini kullanmışlardı.
Kıbrıslı Türklerin Avrupa yurttaşı olduğu belirtilen mektupta, Avrupa Birliği’ne Türkiye’nin Kıbrıs Türk toplumunun içişlerine müdahalesini durdurması için gelen her şeyi yapması çağrısında bulunulmuştu.
AB Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ise cevap mektubunda, 13 ve 15 Ekim tarihlerinde konu ile ilgili yaptığı açıklamalara atıfta bulunarak Avrupa Birliği’nin BM Güvenlik Konseyi kararlarına saygı duyulması ve Maraş ile ilgili son atılan adımların geriye alınması yönündeki duruşunu tekrarladı ve Türkiye’nin sorumlu davranarak müzakerelerin yeniden başlaması yönünde yapıcı adımlar atmasının elzem olduğunu yeniden vurguladı.
‘Bu vesile ile Avrupa Birliği’nin, BM çatısı altında, BM Güvenlik Konseyi kararlarına ve Avrupa Birliği ilkelerine uygun bir çözüm bulunmasına yönelik müzakerelerin derhal yeniden başlaması yönündeki kararlılığını dile getirmeme izin verin’ çarpıcı ifadesine yer veren Borrell, Türkiye’den de aynı şeyi beklediklerini vurguladı.