Hükümet’in “Yerel Yönetim Reformu” olarak ortaya koyduğu taslak belediyelerde örgütlü sendikalar tarafından “kabul edilemez” bulundu. Sendikalar eyleme gidiyor, bugün belediyelerde hayat duracak, çalışanlar Meclis önünde olacak.
Derya ULUBATLI
Hükümetin Yerel Yönetim Reformu’na yönelik hazırladığı taslak belediye emekçilerinde gerilim yarattı. Belediyelerde örgütlü sendikalar eylem için sokağa çıkıyor. Siyasi partiler ise yasa taslağını kimin hazırladığını sorguladı. Bugün belediyelerde hayat duracak, çalışanlar Meclis önünde olacak.
Parti genel sekreterleri ve hukukçular taslağı YENİDÜZEN’e yorumladı. Muhalefet taslağın iyi düşünülmeden hazırlandığına işaret etti. Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu ise “Biz parti olarak bu reformun bir an önce yapılması taraftarıyız” dedi, destek istedi.
Belediyelerde örgütlü 3 sendika, taslağın ‘kabul edilemez’ olduğunu belirterek eylem çağrısı yaptı.
Birçok madde içeren henüz Bakanlar Kurulu onayında geçmeyen ‘taslak’ geçtiğimiz günlerde Başbakan Faiz Sucuoğlu tarafından Devrimci Genel-İş Sendikası, Kamu İş ve Mağusa Genel İş Sendikası’na sunuldu, başta ‘belediyelerin birleştirilmesi yoluyla belediye sayısının azaltılması’ olmak üzere birçok madde içeren taslak sendikalardan onay alamadı.
Yasa tasarısının emek sömürüsüne yol açacağını savunan sendikalar, ‘bilimsel çalışmalarla AB düzeyinde yapılacak, tüm tarafların katkısı ve uzlaşısı ile gerçekleştirilecek bir reform’ talebinde bulundu.
Olayı hem bir hukukçu hem de bir vatandaş olarak yorumladığında ‘sadece sayılar üzerinden’ bir reform yapmayı doğru bulmadığını vurgulayan DAÜ Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Can Azer, “bu çok kısır bir tartışmadır ve sorunların çok da özüne inilmediğinin bir göstergesidir” dedi. Belediye sayısının az ya da çok olmasının hizmetlerin kalitesiyle doğrudan ilişkili olmadığını da söyleyen Azer, esas önemli olanın ‘doğru organizasyon ve verimli çalışma’ olduğuna dikkat çekti. Böyle bir taslak hazırlanırken yerel yönetimlerden ‘doğrudan’ etkilenen halkın da görüşlerinin alınması gerektiğini savunan Azer, “bu hukuki bir zorunluluk değildir ancak hem tasarıyı hazırlayanlar hem de halk için idare açısından çok önemli bir noktadır”.
CTP Genel Sekreteri Erdoğan Sorakın:
“UBP uyarılarımızı dinlemiyor, bildik tavırlar sergiliyor”
“Biz de reformun önemli olduğunu söylüyoruz ancak bu sadece belediye sayılarıyla sınırlı değildir. Yapılacak değişim çok iyi düşünmeli ve tasarlanmalıdır.”
UBP-DP-YDP hükümetinin ‘bildik’ tavırlarını sürdürerek katılımcılık ilkesine aykırı hareket ettiğini belirten CTP Genel Sekreteri Erdoğan Sorakın, “biz de reformun önemli olduğunu söylüyoruz ancak bu sadece belediye sayılarıyla sınırlı değildir” dedi. Sorakın gerekli adımları şöyle sıraladı: “Öncelikle toplu iş sözleşmesiyle çalışan insanların hakları korunmalı, düzenlemeler sosyal adalet ve eşitliğe uygun olmalı, belediyelere yapılacak devlet katkısı kesinlikle aksatılmamalı ve yerel yönetimlerin özerkliği geliştirilmeli… Bunları sürekli vurguluyoruz ama karşı taraftan böyle bir anlayış göremiyoruz”.
“Hükümet sendikaların sesine kulak vermeli…”
Yaklaşan seçimlerin zamanında yapılması gerektiğini, sonrasında küçük bir anayasal düzenleme ile 1-2 yıl içinde yeniden seçim yapılarak reformun devreye sokulması gerektiğini düşündüklerini söyleyen Sorakın, sendikalar tarafından yapılacak eylemi de desteklediklerini kaydetti.
Sorakın şunları aktardı: “Sendikaların yapacağı eylemi destekliyoruz. Doğru ve yerinde bir eylem. Hükümet buna kulak vermeli. Belediyeler reformu böyle üç beş günde yapılamaz. Yerel yönetimler demokrasinin temel taşıdır ve halka hizmet götüren alanlardır. Çok basit bir anlayışla, sadece sayıyı düşürmek doğru değildir”.
DP Genel Sekreteri Ali Tunçtaşlı:
“Belde sakinlerinin de görüşü alınmalı…”
“Konu henüz parti meclisi gündemine sunulmamıştır ama şahsi fikrim bu çalışmaların tekrardan gözden geçirilmesidir. Bu kararda belde halklarının iradesi de çok önemlidir”.
DP yetkili organlarında belediyelerle ilgili taslak konusunda hiçbir görüşme yapılmadığını söyleyen DP Genel Sekreteri Ali Tunçtaşlı, şimdilik çalışmaların tamamen Fikri Ataoğlu’nun kendi bünyesinde yürütüldüğünü belirtti.
Tunçtaşlı şunları kaydetti: “Benim şahsi fikrim çalışmaların tekrardan gözden geçirilmesidir çünkü bu kararda belde halklarının iradesi çok önemlidir ve bu tasarıya olan tepkilerin sürekli artmasından anlıyoruz ki belde halkları bu konuya onay vermemektedir. O yüzden belde halkının görüşü iyice alınmalı ve taslak, topluma daha iyi hizmet verecek sağlam bir çalışmayla yürürlüğe konmalıdır”.
Tunçtaşlı, “kararın tartışılmak üzere partinin yetkili organlarına gelmesini bekliyoruz” şeklinde konuştu.
TDP Genel Sekreter Yardımcısı Erdoğan Bekiroğlu:
“Sorunu çözebilecek kişilerin taslakta katkısı yok”
“Biz bu taslağın kimin tarafından oluşturulduğunu bilmiyoruz ve bu önemli bir eksiklik… İçeriği de kesinlikle doyurucu değil.”
Bu tür yasaların genellikle bu gibi işlerin içinde olan ve buna çözüm getirebilecek kişiler tarafından hazırlanması gerektiğini söyleyen TDP Genel Sekreter Yardımcısı Erdoğan Bekiroğlu, “biz bu taslağın kimin tarafından oluşturulduğunu bilmiyoruz ve bu önemli bir eksiklik” dedi. Bu adımı ‘UBP’nin TC’den para almak için yaptığı bir gösteriş’ olarak yorumlayan Bekiroğlu, taslağın hiçbir şekilde uygulanabilir olmadığını ifade etti.
Bekiroğlu şunları aktardı: “Sorunları tespit etmiş ve bu işi çözebilecek kimsenin taslakta katkısı yok… Zaten taslak içinde doğru çözümlemeler de yok. Baştan bu şekilde bir yaklaşımla yasa geçirmek asla doğru değildir. Bence UBP yasayı değişir gibi yapıp değişmeyecek ve muhalefet ile sendikalar istemiyor gibi davranacak. Tamamen TC karşısında kendi pozisyonunu korumak için bir adım olduğuna inanıyorum”.
Taslağın içeriğinin de ‘doyurucu’ olmadığına inandığını söyleyen Bekiroğlu, toplu taşıma ve terminalin olmadığı yere metro yetkisi verildiğini, kullanılan yöntemin ‘ciddiyetle uzaktan yakından ilişkisi olmadığını’ vurguladı.
“Grevin sonuna kadar arkasındayız”
Sendikaların eylemine destek verdiklerini de anlatan Bekiroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Sendikal eyleme kesinlikle destek veriyoruz çünkü yasa içerisinde olması gereken birincil insanlar zaten onlardır. Onların hiçbir katkısı olmayan bir yasa getirirseniz, elbette tepki verirler. Ayrıca yasaya göre toplu iş sözleşmesinin iptal edilmesi de söz konusu ancak bu kabul edilebilir değil. Yapılacak grevin sonuna kadar arkasındayız”.
UBP Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu:
“Reformun bir an önce yapılması taraftarıyız”
“Biz parti olarak bu reformun bir an önce yapılması taraftarıyız. Sendikalar da emekçinin haklarını savunuyorsa grevden vazgeçmeli ve reformun gerçekleşmesi için bize destek vermelidir”
“Biz parti olarak bu reformun bir an önce yapılması taraftarıyız” şeklinde konuşan UBP Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, belediyelerin birleştirilmesi için tüm hazırlıkların yapıldığını söyledi. Yasanın henüz taslak aşamasında olduğunu ve diğer partiler ve sendikalardan da görüş alınacağını belirten Hasipoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Başbakan sendikalarla görüştü. Zaten yasa taslağı meclis komitesinin bilgisine de geliyor. Diğer partilerle, belediyelerle ve sendikalarla da görüşülecek. Henüz her şey taslak aşamasında... Yasa tasarısı mecliste tartışılmaya başlanmadan greve gidilmesini doğru bulmuyorum”.
“Sendikalar emekçinin yanındaysa bu reforma destek vermeli…”
Mevcut belediye yapılarının sürdürülebilir olmadığına dikkat çeken Hasipoğlu, bu durumu herkesin kabul ettiğini ve herkesin yerelde kalkınmayı destekleyecek adımlara katkı koyması gerektiğini belirtti. Hasipoğlu şöyle devam etti: “Personelinin maaşlarını ödeyemeyecek durumda olan belediyeler var. Bunun için bankalardan borç alıyorlar. Sendikalar eğer gerçekten emekçinin yanındaysa, sürdürülebilir bir belediye yapısına destek vermelidir. Biz güçlü belediyeleri ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Sendikalara çağrımız bu reforma destek vermeleri ve güçlü yerel yönetimleri nasıl yapılandırırız bunu düşünmeleridir. Bir havuz sistemi geliyor bütün belediyelere hakkaniyetli bir pay dağılımı öngörüyoruz. Hükümet kurulurken kimse bu reforma karşı çıkmadı. Bence şimdi kimse bu durumdan siyasi rant elde etmeye çalışmasın. Bu, yerelde kalkınmayı hedefleyecek, kendi ayakları üzerinde duran belediyeler yaratmaya çalışan bir girişimdir”.
DAÜ Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Can Azer:
“Önemli olan sayı değil, iyi organizasyon”
“Sadece sayı üzerinden gidilirse çok kısır bir tartışma olur ve sorunların özüne inilmediğini gösterir. Esas mesele iyi organize olmaktır”
Hem hukukçu hem de vatandaş olarak tasladığı yorumladığında ‘sadece sayılar üzerinden’ bir reform yapmayı doğru bulmadığını vurgulayan DAÜ Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Can Azer, “bu çok kısır bir tartışmadır ve sorunların çok da özüne inilmediğinin bir göstergesidir” dedi.
Belediye sayısının az ya da çok olmasının hizmetlerin kalitesiyle doğrudan ilişkili olmadığını da söyleyen Azer, esas önemli olanın ‘doğru organizasyon ve verimli çalışma’ olduğuna dikkat çekti.
Azer şöyle devam etti: “Eğer belediyeler alelacele birleştirilir ama bu birleşme doğru şekilde yapılmazsa, karşımıza hantal ve hizmet üretemeyen belediyeler çıkar. 28’i eleştirirken bu kez karşımızda 12 adet hantal belediye bulabiliriz. Bu yüzden sayıdan çok organizasyon üzerinden gidilmesi gerektiğini düşünüyorum. Sadece rakamlar üzerinden gidersek, yarın 12 belediye de bize fazla gelebilir. Bu doğru bir çözüm yolu değil”.
“Halkın fikrinin alınması hukuki zorunluluk olmasa da idari açıdan çok önemli”
Birleştirici belediyeler olarak düşünülen belediyelerin de maddi olarak çok iyi durumda olmadığını belirten Azer, tüm yapının sağlam ve doğru kurgulanması gerektiğini dile getirdi. Böyle bir reform için bu durumdan ‘doğrudan’ etkilenecek halkın da görüşünün alınması gerektiğini savunan Azer sözlerine şöyle devam etti: “Belediye reformundan doğrudan etkilenecek olan, yerel hizmetlerden faydalanan halktır. O yüzden bana göre öncelikle halkın görüşlerinin alınması gerekirdi. Bu hukuki bir zorunluluk değildir ancak hem tasarıyı hazırlayanlar hem de halk için idare açısından çok önemli bir noktadır”.
“Normal şartlarda Anayasa böyle bir mazereti kabul etmez”
Son olarak seçimlerin ertelenmesi üzerine de konuşan Azer, Anayasanın 119.maddesi çerçevesinde yerel seçimlerin 4 yılda bir yapılması gerektiğini ve seçimi ertelemenin anayasaya aykırı olacağını söyledi. Azer, “normal şartlarda Anayasa erteleme için böyle bir mazereti kabul etmez” ifadelerini kullandı.