Düzen bozuk... Kendimi bildim bileli böyle...
Tarih okuyorsunuz, geçmişte de bozuktu...
Düzen...
Yani statüko...
Sürer durum ya da...
Kurulu sistem...
Mutluluk vermiyor bize bu düzen...
Bozuk çünkü...
İnsan odaklı değil...
Halkların, insanların çıkarı burada değil.
Bozmak gerek o zaman, bu bozuk düzeni!..
***
İnsanlık tarihini 'ezen ile ezilenin kavgası' diye görmek gerek...
Kategorileştirmeye kategorik olarak karşı çıkanlar var, lakin 'tarafsızlık' laf-ü güzaftır.
"Anladık iyisin de, İyiliğin kime?" diye sorarken Brecht, taşı gediğine koyar.
Kimden yanasın sen?
Ve ne yapıyorsun?
Bu iki sual önemli...
Ezenden yanaysan, buyur karşıya geç, orada oyna rolünü...
Cebine para, omzuna apolet doldur, ya da onun hayaliyle yan tutuş.
Ve bu halde silah tüccarlarının ceplerine milyonlar doldurmasına yardım et.
Uyuşturucu baronlarının, kadın tüccarlarının, ucuz emekten semirenlerin yandaşı ol.
Yok, ezilenden yanaysan beri gel. Senin yerin burası. Safları sıklaştır. Yürüyecek yol çok çünkü...
Bozuk çünkü bu düzen ve bozmak lazım onu!..
***
Müzikle, şiirle, tiyatroyla düzen mi bozulurmuş?
Bozulur elbet...
Karaburun'daki halk ayaklanması bugüne dek 'hak mücadelesi' olarak ışık tuttuysa bize, Nazım onu dizelere döktüğü içindir en çok...
'Tamirci çırağı' kulağımıza her çalındığında 'emek'ten yana duruşumuzun haklılığından bir daha emin olabildikse eğer, Cem Karaca üstadın katkısı vardır bunda...
Kıbrıs’a olan sevdamızı sol değerlerle, insan odaklı bir duyguyla içselleştirdiysek eğer, Fikret Demirağ'ın Akdeniz kokulu şiirlerinin katkısı vardır bunda...
Barışa olan sevdamızın alevi küllenmemişse eğer, "Hangi yarısını sevmeli insan, yurdum ikiye bölünmüş ortasından" sözcüklerini yan yana getiren Neşe Yaşın'ın katkısı vardır bunda...
Sanatın ilerici ve barışçı ışığıdır bu korkunçlaşan dünyada belki de hala tek umut...
***
'BOZAN' oratoryosu bunca umutsuzluğun, kötü gidişatın ve yok olma psikozunun arasında adeta bir 'ışık' gibi geldi.
Kararmış hayallerin, solmuş umutların, kırılan duyguların ilacı oldu.
Sahnede dizilmiş yirmi civarında müzik insanı...
Pırıl pırıl iki gencimizin bestelediği, dünyanın her yerinde iş yapabilecek kalitede, hakikaten evrensel bir müzik...
Dünyanın, Türkiye'nin ve ülkemizin şairlerinden özenle seçilmiş ve harmanlanmış barış ve direniş mesajlarıyla yüklü dizeler...
Ve orkestranın yamacına dizilmiş, ses tellerinden değil, şiirleri yüreklerinden okuyan tiyatronun eski be yeni nesil ustaları...
Hınca hınç dolu salonda herkes, hepimiz büyülendik adeta...
Bozulmak şöyle dursun, adeta bilenmiştik BOZAN'la...
Savaşlara hayır, barışa evet demek için...
Sömürüye karşı kavga vermek, emekle dayanışmak için...
Kurulu düzeni bozmak, yenisini kurmak için...
BOZAN bizi bozmadı ama, bozacak birilerini!..