Öncelikle düşüncelerimin sizlere ulaşmasında araç olan gazetemizin bugünkü içeriğine bakarak “değişimin ve gelişimin” ne demek olduğunu anlamak mümkündür.
Herhangi bir ön yargıya varılmaması adına bugünkü yazımızın amacının üzüm yemek olduğunu da belirtmek isterim.
***
Dünya gelişiyor ve geliştikçe iletişimin önemi bir o kadar artıyor.
Kimilerine göre adamın kuzeyinde gelişiyor, kimilerine göre de bir arpa boyu yol almıyor.
“Bireysel” olarak da hayatlarımız değişiyor.
Mesele ben 15 yıllık bir spor yazarlığı sürecini geride bırakırken, özel hayatımda değişmeler ve gelişmeler oldu.
Mesela bu sürede üç tane evladım oldu.
Hayatımı geliştirmek ve değişimlere ayak uydurmak adına çağa ayak uydurmak için çabaladım.
Eminim ki bu söylediklerim birçok insanımız içinde geçerlidir.
***
Ya ülke sporumda neler yaşandı?
Şu bir gerçek; ülke sporunda birçok yenilikler ve gelişmeler yaşanmıştır.
1964 yılından kalma beden eğitimi ve spor yasası 1999’da yenilendi mesela…
İki tane Milli Olimpiyat Komitesi bire indirildi.
İki tane tartan pistimiz gençliğin hizmetine sunuldu.
Sayısız çim sahalar yaptık, bir o kadar da kurttuk.
Kuruttukça çözümü sentetik çim sahalarda bulduk.
Birçok futbol sahasına kapalı tribünler yapıldı.
Meliz Redif Londra Olimpiyatları’nda koştu.
Kapalı yüzme havuzları yapılıp, spor salonları hizmete sunulup “her şey gençlik için” nutukları atıldı.
Binatlı, tarihinde ilk kez Birinci Lig’de şampiyonluk yaşadı.
Gönyeli arka arkaya şampiyonluklar kazandı.
Küçük Kaymaklı, 30 yıllık şampiyonluk hasretine son verdi.
Tüm bu söylediklerim son 15 yılda aklıma gelen gelişmeler ve değişimler.
***
Bu sürede değişmeyen ve en önemlisi GELİŞMEYEN tek şeyimiz ne biliyormusunuz adam kayırma, partizanlık, statüko ve Kıbrıs Türkünün Bayrak Radyo Televizyon Kurumu.
Yanlış anlaşılmasın bu söylediğim.
Mutlaka BRT’de bazı gelişmeler yaşanmıştır.
Mesela birçok kanalı kuruldu.
Ancak “teknik” açıdan plansız da olsa gelişmeye çalışan Kıbrıs Türk sporuna yetişemedi.
Sınıfta kaldı.
Çağa ayak uyduramadı.
***
Geçtiğimiz hafta sonu Bağcıl-Göçmenköy maçı başlamadan önce “20 yıla yakın” bir süre Binatlı formasını giyen, kaptanlığını yapan, şampiyonluk yaşayan ve bugünlerde meslektaş olma yolunda ilerleyen Mehmet Uçaner, “Be Kolcu ben Binatlı A takımına yükseldiğim günden itibaren, ki birlikte yükselmiştik, hatırlan, BRT tek kamerayla maçlarımızı çekerdi. Futbolu bırakacağım güne kadar da tek kamerayla çekmeye devam etti. Şimdi gene ayni. Değişen bir şey yok” dedi.