KIB-TEK’e borç yapılandırması amacıyla başvuru yapmayan abonelerin elektrik akımlarının 21 Ocak’ta kesilmesi sadece üç gün içinde 10 milyon TL’lik tahsilâta ve 20 milyon TL’lik borç yapılandırmasına değil aynı zamanda kamu kurum ve kuruluşlarının borçlarını ödeyebilmesi için yapılması gerekenlerin tartışılmasına da imkân tanıdı.
Eğer bir şeyleri düzelteceksek gün bugündür.
Anlaşılan o ki bugün (3 Şubat) borcunu ödemeyen veya yapılandırmayan abonelerin elektriği yeniden kesilecektir.
KIB-TEK Yönetim Kurulu Başkanı Akim yaptığı bir açıklamada BRT haricindeki kamu kurumları ve özel kuruluşlarla borçlarının yapılandırılması için görüştüklerini belirtmiştir.
Demek ki bugünden itibaren gözler BRT’nin üzerinde olacaktır.
Başbakanlığa bağlı bir kurum olan BRT’nin borçlarını yeniden yapılandırabilmesi için idare-i maslahatçılığı aşan bir siyasi irade sergilenmesi şart görünmektedir.
Bir kanser vakasından farksız olan mali yardım bağımlılığı hastalığımız dikkate alındığında, sorunların çözümüne odaklanmayı öteleyebilecek soğuk savaş döneminden kalma her türlü yaklaşım tarzını el birliğiyle devreye sokacağımız şimdiden öngörülebilirdir ancak “reform hükümeti” artık bir yerden başlamalı ve bu hastalığımızı da tedavi etmelidir.
BRT’nin eski borçları için KIB-TEK’e ayda 259 bin TL ödeme yapması gerekirken hali hazırda kullanılmakta olan elektrik için ise ayda en az 100 bin TL’lik kaynağa ihtiyaç vardır. Aylık yaklaşık 3,7 milyon TL tutarındaki devlet katkısına rağmen KIB-TEK’e ayda 360 bin TL’lik ödeme yapılamıyor olduğundan, gelirlerin artırılması ve / veya giderlerin azaltılması yoluyla bu kaynağın kurum bünyesinde oluşturulması gerekiyor. Kuşkusuz bir diğer alternatif ise devlet katkısının yıllık en az 4,5 milyon TL artırılması ve bu meblağın kamu bütçe açığına eklenmesidir. Borçlanma oranımızın reel büyüme oranımızdan yüksek olması ekonomimizi iflasa sürükleyen mevcut bütçe yapısını daha da kötüleştireceğinden, BRT’nin elektrik borcu için rasyonel adımlar atmak yerine yeni doğmuş veya henüz doğmamış çocuklarımızın geleceğini mahvetme hadsizliğine tevessül etmek olacaktır bu alternatife yönelmek. Türkiye’nin en azından cari bütçemize katkı yapmayacağı yeni bir döneme geçişin yani kendi ayaklarımız üzerinde durma irademizin temel dayanağı olan bütçe disiplini olgusundan sapmanın KIBTEK, BRT ve tüm diğer stratejik kurumlarımızı kapatmakla eşanlamlı olacağını ise akıldan çıkarmamamız gerekir.
Bu durumda, iktidarda olan CTP’ye düşen görev, insan (seçmen) faktörünü de dikkate alarak yapılması gerekenleri yapmak yani kurum bünyesinde gelirlerin artırılması ve / veya giderlerin azaltılması yoluyla ihtiyaç duyulan aylık 360 bin TL’lik kaynağın oluşturulmasını sağlamaktır.
Yarından tezi yok Sayın Başbakan seçimdeki önemli vaatlerimizden olan diyalog ve katılımcılık ilkesi ışığında kurumun paydaşlarını bir araya getirmeli ve liderlik sergilemelidir. Bunu yaparken hiç kuşkusuz masaya taslak bir yol haritası da koymalı ve taraflara, “sınırlı bir süre içerisinde al takke ver külah belirlenecek yöntemle kurum bünyesinde yıllık 4,5 milyon TL’lik kaynağı birlikte yaratacağız” demelidir. Taraflara diyalog yoluyla her türlü öneriyi yapma imkânını sonuna kadar tanırken, olası irrasyonel yaklaşımlara da bilinçle mukabele etmelidir.
20 Temmuz 2013 tarihinde Türkiye ile imzalanan protokolle gelirleri artırmaya da yarayacak teknik altyapı yatırımlarına ilişkin 6 milyon TL’nin üzerinde bir hibe elde edilmiştir. Siyasilerimize düşen görev ise en son teknoloji ile donatılmakta olan kurumun kamu bütçemize ilave yük getirmeyecek düzenlemelerle ve yayın kalitesini sürekli artırarak ayakta durmasını sağlamaktır.
Bunu bile başaramayacak olduktan sonra halkımızın bize güven duymasını beklemek nafile bir bekleyiş olmayacak mıdır?
Hayatta tek bir başarısızlık vardır o da denememektir. Denemeli ve başarmalıyız. Hem de en kısa sürede…