Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürü Nazım Ced, Surlariçi’nde Ravelin üzerine beton dökülüp, bayrak dikilmesi kararının iptali ve akabinde yapılan tartışmaları değerlendirdi. Dikilen bu bayrakların tarihi eserlere zarar verdiği halde halen indirilmediğinin hatırlatılmasına karşın Ced, “Bu tarihi eser eğer yıkılırsa sorumlusu ben değilim” dedi.
Ced, “Betonarme çok ağır, tarihi yapıya zarar verir. bir ortak konsensüs bulunmalı, bu olay daha fazla tırmandırılmamalı. Bu bayrak dikildi, artık inmez, dikili kalsın ama tarihi eser de yıkılmasın” şeklinde konuştu.
Anıtlar Yüksek Kurulu, Mağusa Kaymakamlığı tarafından Surlariçi’nde Ravelin üzerine beton dökülüp, bayrak dikilmesi kararının iptalini istemiş, buna karşın bayraklar bulunduğu yerden kaldırılmamıştı. Bunun üzerinden açıklama yapan Başbakan Yardımcısı Erhan Arıklı, dairenin adını kullanmadan sert açıklamalarda bulunmuştu.
“Bayrağa karşı uzanan bir elimiz yok”
Tüm bu tartışmaların gölgesinde ‘bayrak’ polemiği ile gereksiz kutuplaşma olduğunu ifade eden Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürü Nazım Ced, konuyla ilgili şu açıklamaları yaptı:
“Bu olaylar gerçekten çok üzücü bir noktaya geldi. Bu tartışmalar beni de çok yıprattı. Olaylar aslı astarı olmayan boyutlara çekildi. Biz bu tarihi eserleri korumakla mükellefiz. Bize Kaymakamlık tarafından yazı yazılı ancak biz henüz görüş vermeden bu bayraklar buralara dikildi. Benim ve bizim, bayrakların dikilmesiyle ilgili bir kararımız yoktur. Betonarmenin eski eserlere vereceği zararla ilgisi vardır.
Bizler de en az bunu dikenler kadar bayrak sevdalısıyız. Biz de herkesten fazla bayrak konunun ne kadar hassas bir konu olduğunu biliyoruz. Bayrağa karşı uzanan bir elimiz yok, bizler zamanın cephelerde bayrağımız için mücadele verdik. O bayrağa uzanacak elleri herkesten önce biz kırarız, bayrak sevgimizi kimse sorgulayamaz.”
Ced, bu açıklamaları konuk olduğu Damla Dabiş’in programında yaptı.
“Yapılan bu betonarme ile bilirkişiler uygun bulunmadığını belirtti”
Dikilen bayraklara ilişkin betonarme açısından teknik detaylar da paylaşan Ced, şöyle devam etti: “Keşke bu bayrakları dikmeden önce bizimle, uzmanlarımızla birlikte, nasıl zarar vermeden yaparız konusunda oturup istişare etseydiler. Yapılan bu betonarme ile bilirkişiler uygun bulunmadığını belirtti.
Eğer bu yapı o sırada yıkılsa ben sadece ülkemizde değil, dünyada kimseye hesap veremezdim. Bu sadece bizim değil dünyanın kültür mirası listesindedir.”
“Bu bayrak dikildi, artık inmez, dikili kalsın ama tarihi eser de yıkılmasın”
Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı, Belediye ve Kaymakamlık çalışmalarının sonucunda bu dikimin yapıldığı duyumunu aldıklarını da kaydeden Ced, “Kimler yaptı bilmiyorum, dikildi ve sonra gördüm. Bize sadece dikileceğine ilişkin yazı yazıldı. Bu bayraklar eskiden daha farklı bir noktada vardı. Dikenler de eski günlerde var olanı yeniden hayata geçirmek istedi. Gelip bir ortak konsensüs bulunmalı, bu olay daha fazla tırmandırılmamalı.
Bu bayrak dikildi, artık inmez, dikili kalsın ama tarihi eser de yıkılmasın. Bayrak kimseyi ilgilendirmez.” şeklinde konuştu.
“Kafamıza göre hareket edemeyiz. Anıtlar Kurulu kararları çok nettir”
Anıtlar Yüksek Kurulu kararlarının çok net olduğunu ifade eden Ced, “Bizim tek derdimiz, bu tarihi yapıya betonun zarar verip vermediğidir. Başka da gailemiz yoktur. Diğer açıklamalar bizi bağlamıyor. Biz şu ana kadar üstümüze düşeni yaptık. Kafamıza göre hareket edemeyiz. Anıtlar Kurulu kararları çok nettir.” yorumunda bulundu.
“Olan bayrakların gönderden indirilmesi konusu değil”
Bu konu daha fazla tırmanmadan paydaşlarla bir araya gelip olayın çözülmesi gerektiğine değinen Ced, ‘bayrakların gönderden indirilmesi’ noktasına çekilmesinin çok yanlış olduğunu belirtti.
Erhan Arıklı’nın açıklamalarını üzerine almadığını ifade eden Ced, “Herkesin yaptığı açıklama kendini bağlar, ben bir polemiğe girme istemiyorum.” dedi.
“Programlı olsaydı, konu bu boyuta gelmezdi”
Dünyanın her yerinde tarihi eserlere dikilen bayrak çalışmaları olabildiğine değinen Ced, şöyle devam etti:
“Beton değil de daha hafif bir mekanizma ile bu çalışma yapılsaydı, planlı, programlı olsaydı, konu bu boyuta gelmezdi. Bayrak kutsal bir durumdur ve nerelere dikilip nerelere dikilmeyeceği de aslında yasalarımızda nettir. Ama uygulanmıyor. Bir an önce ortak bir konsensüs bulunup bu iş çözülmeli. Daha hafif bir yapı ile esere zarar vermeden konu çözülmeli. Vatan-bayrak sevenler ve sevmeyenler diye ikiye bölündük, bu çok asılsız bir konu. Bu işlem çok aceleye geldi. Doktor bile teşhis koyar, sonra yanlış teşhistir der ve başka teşhis koyar. Ben kararımı değiştireceğim demedim, bu kutuplaşma beni rahatsız etti, tüm toplumu etkiledi. Bu konu artık çözülsün.”