Meclisteki bazı UBP vekillerinin elektrik konusunda bilimsel, tekniksel, uzun vadeli ve toplumu düşünüyorlarmış gibi konuşmalar yapıp, CTP’li vekilleri de ‘zora sokarım’ düşüncesiyle sorular sormalarını izliyorum da gülsem mi ağlasam mı bu hallerine karar veremiyorum.
Gülsem, kendi halimize de gülüp geçer gibi olacağımdan gülemiyorum… Ağlasam göz yaşıma yazık olacak diye bunu da yapamıyorum…
***
Birilerinin rant elde etmeleri uğruna, ham hum düzeninin devamı niyetine toplumun geleceğini ipotek altına alacak kararları aldırma uğraşlarını kendilerini kullandırarak, bu durumu da hiç umursamadan yapanların kafa yapılarını çok merak ediyorum.
Kafa taslarının içinde ne var, olagelen bencil davranış ve uğraşları neden veriyorlar anlamakta zorluk çekerken, bugün bir seçim yapılsa yine bu insanların meclise büyük bir oranda girecek olmalarının tahmini de bu zorluğu oldukça artırıyor.
***
Meclisteki bu manzaranın aslında konuyla direkt bağlantılı olanlar dışında pek de dikkatle izlendiğini söylemek doğru olmaz.
Konu, ancak bulunduğumuz noktada elektrikler ‘trak’ diye giderse odak noktası oluyor… Nasıl, neden elektrik kesildiği değil, elektriklerin o an olmamasıdır önemli olan… İster kurum, ister sendika, isterse iktidarda olanlar… O an elektriği kesilenin ağızlarından çıkanlardan dolayı sürekli kulakları çınlıyordur.
Elektriğin geldiği an ise biter herşey… Ta ki elektrik tekrar gidene kadar… Toplum yapısı da artık böyle.
Çok garip bir sosyolojik durum.
***
Türkiye’deki Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri öncesi buradaki atanmış hükümetin alelacele bazı işleri emirlere bağlı olarak halletmeye çalışmaları gururlarını zedelemiyor mu yoksa ‘gurur’ diye bir kavram sözcük dağarcıklarında artık yok mu!
***
Bu işler için atanmış da olsa bir Başbakan, elektriğin teslim edilmesi için uğraşılan AKSA’nın Başkanı’yla neden meyhanede buluşur?
Mecliste teslimiyete karşı mücadele sürerken, sokakta sendikal eylem varken, bazı sendikaların desteklerine karşın mobingler uygulanırken bu süreçte böyle bir görüşme nasıl bir cesarettir!
***
Ercan’ın yeni terminal binası ve pisti henüz hazır değilken, terminalin henüz elektriği yokken Erdoğan’ın 18 Nisan’da gelip ‘uyduruk’ bir açılış töreni yapacağı söyleniyor. Sürekli vergi borçları bağışlanan T&T’nin uzun yıllar önce bitirmesi gereken terminal binası seçim öncesi Türkiye kamuoyuna açılmış gibi gösterilip yine kapanacak. Bu bilgi eğer doğruysa bizim emir kulları da oraya gidip Erdoğan’ın seçim propagandasında şakşakçılık yapacaklar.
***
Ancak yukarıda sözünü ettiğim gibi bugün burada bir seçim yapılacak olsa yine bu anlayış/gurursuzluk/midesizlik ve rant düzeninin prim yapacağını ve sayılarının çok da azalmayacağını ne yazık ki söyleyebiliyoruz çünkü meclisteki yapının yapımcısı yine biziz. İşte bu nedenle bizim toplum sosyolojik, psikolojik anlamda incelenmesi gerekiyor ve bu inceleme-araştırma sonunda mutlaka ki çok anlamlı sonuçlar verebilecek bir tarihsel süreci da daha anlaşılabilir hale getirecek bir çalışmaya ihtiyacımız var.
***
Ancak böyle bir çalışmanın sonuçlarını beklemeden bizim yapacağımız şeyler var; Sağlıklı düşünceyi yakalayabilmeli ve kendimizin, ailemizin, toplumumuzun geleceğinin nasıl şekillendirilmesi konusunda biraz kafa yormayı becerebilmeliyiz. Emirlere kulluk edebilmek için bu kadar çaba gösterenlerin neden bunu yapmaya hevesli olduklarını da bir yandan anlamaya çalışmalı, sessiz kalarak yokoluşa ortak olmayı seçmemeliyiz.