“Bu cinayeti başkaları yaptırdı”

Gözü yaşlı, yüreği acı ve öfke dolu. YENİDÜZEN’e konuşan Gökhan Naim’in annesi Nurten Naim’in feryadı

Evinin önünde, sokak ortasında uğradığı silahlı saldırı sonrasında öldürülen Gesfi Döviz Bürosu’nun sahibi Gökhan Naim’in annesi Nurten Naim polise çağrıda bulundu, “Oğlumun gerçek katillerini bulun, içim o zaman rahat edecek” dedi.

“Bu olayı başkaları yaptırdı. Oğlumun, kimseye ne borcu, ne de harcı vardı. Düşmanı da yoktu.

 “Oğlumu benim mezarıma gömdüler. Düşünebilir misiniz, benim mezarıma…”

“3 kişi tutuklandı. Cinayeti bu kişilere işlettiler. Onlar ne bilir?”

“Yanımızda çalışan çocuklardan biri, zanlıları resimlerinden tanıdı. Evin yanındaki çöp tenekesinin yakında görmüş. Daha önce evin yakınlarında görmüşler.

“Oğlumun evinde güvenlik kamerası yoktu, yalnızca alarm vardı”

“Cinayetin arkasında başka birinin olduğuna inanıyorum. Pakistanlı gelip, oğlumu orada öldürecek, 4 trilyonu alıp gidecek… Hep yalan…”

 “Bu şekilde ölümü hak etmedi. Ben de tek başına kaldım, nereye gideyim? 8 gündür hiçbir şey yemiyorum”

Ayşe GÜLER

Evinin önünde, sokak ortasında uğradığı silahlı saldırı sonrasında öldürülen Gesfi Döviz Bürosu’nun sahibi Gökhan Naim’in annesi Nurten Naim polise çağrıda bulundu, “Oğlumun gerçek katillerini bulun, içim o zaman rahat edecek” dedi.

Cinayet soruşturması kapsamında tutuklanan 3 zanlının arkasında başka bir kişi olduğunu vurgulayan acılı anne Naim, “Pakistanlılar gelip, oğlumu öldürecek, 4 trilyonu alıp gidecek… Hep yalan…” şeklinde konuştu.

Oğlunun ölümün ardından ilk kez YENİDÜZEN’e konuşan Naim, yanlarında çalışan personelden birinin zanlıları resimlerinden tanıdığını, daha önce evin yakınlarında gördüğünü aktardı.

Naim, “Büyük koçlar, yakalanan zanlıları tuttu. Cinayeti işletti. Benim oğlum, bir numaralı dövizciydi. Çünkü benim oğlum az karla çok sürüm yapıyordu. Bu nedenle oğlumu çekemediler” dedi.

Oğlunun tehdit almadığını, kimseyle husumetinin bulunmadığını söyleyen Naim, “Gökhan, dükkandan saat 18.05’te çıktı, 18.15’de öldürdüler. Silahını bile evde bırakırdı, döviz bürosuna götürmezdi. Güvende olduğunu düşünürdü,  “anne bize kim ne yapacak?” derdi” şeklinde konuştu.

İşte Naim’in gözü yaşlı şekilde anlattıkları…

“Bu olayı başkaları yaptırdı. Oğlumun, kimseye ne borcu, ne de harcı vardı. Düşmanı da yoktu. Çocuğumun hiçbir şeyi yoktu. Babasının mevlidi vardı. O gün bana gel dedi, gazeteye ilan verelim diye konuştuk. Ondan sonra beni aradı, gelmememi söyledi. İrsen Küçük’ün cenazesi vardı, yollar kapalıydı. Saat 14.00’de beni aradı, telefona kız kardeşim baktı.  Hasta olduğumu, tansiyonumun yükseldiğini söyledim. Hatta bana, neden tansiyon ilaçlarımı içmediğimi sordu. Son konuşmamız bu oldu. Sabah iki kez beni aradı. Türkiye’de bir gezi turuna katılacaktık, onu konuştuk. Dünya iyisi bir insandı. Pazar günü birlikte yemeğe gitmiştik. Oğlumu en son o gün gördüm.”

“Bana tehdit aldığını falan söylemedi”

“Bana tehdit aldığını falan söylemedi. Öyle bir şey olsa bana söylerdi. Ben onun dert ortağıydım. Karısına bile söylemediklerini bana söylerdi. Bana her şeyini anlatırdı. Karısı da en yakınıydı. 24 saat karısının yanındaydı. Ben yalnız yaşıyorum. Her sabah 08.15’de beni arardı. Gece de telefonla konuşturdu. Ne diyeceğimi bilmiyorum… Kimsenin parasını da yemedi. Çıksınlar desinler, Gökhan Naim benim 10 TL’mi yedi desinler…  Herkese verdi, iyilik meleğiydi. Okullara, kanser hastalarına yardım ederdi. İki çocuk okutuyordu. Kalkanlı’da ihtiyaçlılara oda yaptı. Yaptığı hangi şeyi söyleyeyim? Aldılar gittiler oğlumu… Yakalansalar da etseler de benim oğlumu vermiyorlar... Yakalansalar da kıymeti yok.”

“Oğlumu benim mezarıma gömdüler”

“Her hafta babasının mezarlığını ziyaret ederdi. Tam caminin dibinde bizim mezar. Oğlumu defnettiğimiz gün, babasına da bağırdım. Beni sevseydi, oğlumu benden almazdı. Niçin yaptın annem… Oğlumu benim mezarıma gömdüler. Düşünebilir misiniz, benim mezarıma…”

“Yanımızda çalışan çocuklardan biri, zanlıların resimlerinden tanıdı”

“3 kişi tutuklandı. Cinayeti bu kişilere işlettiler. Onlar ne bilir? Oğlumun evinde çalışanlar, bütün gün kapının önünden birilerinin geçtiğini söyledi. Hiç akıllarına böyle bir şeyin olacağı gelmedi. Yanımızda çalışan çocuklardan biri, zanlıların resimlerinden tanıdı. Evin yanındaki çöp tenekesinin yakında görmüş. Daha önce evin yakınlarında görmüşler. Dükkandan saat 18.05’te çıktı, 18.15’de öldürdüler.

“Silahını bile evde bırakırdı, döviz bürosuna götürmezdi”

“Oğlumun evinde güvenlik kamerası yoktu, yalnızca alarm vardı. Ben yalnız yaşadığım için evime kamera taktırmak istemiştim. Bana karşı çıkmış, “Anne bize kim ne yapacak?” demişti. Böyle şeylere inanmazdı. Silahını bile evde bırakırdı, döviz bürosuna götürmezdi. Kim bize böyle bir şey yapar ki?”

“Cinayetin arkasında başka biri var”

“Büyük koçlar, yakalanan zanlıları tuttu. Cinayeti işletti. Benim oğlum, bir numaralı dövizciydi. Çünkü benim oğlum az karla çok sürüm yapıyordu. Bu nedenle oğlumu çekemediler. Ben, cinayetin arkasında başka birinin olduğuna inanıyorum. Pakistanlı gelip, oğlumu orada öldürecek, 4 trilyonu alıp gidecek… Hep yalan…”

“Güvende olduğunu hissederdi..”

“Oğlumun yanında güvenlik elemanı yoktu. Girne’ye para yollardı, hatta ben çocukları yalnız yollamasın diye kendisine kızardım. Böyle şeylere inanmazdı, güvende olduğunu hissederdi. Yapanlar değil de yaptıranları cezalandırsınlar. Benim oğlumun kursağından tek bir haram lokma geçmedi. Bu şekilde ölümü hak etmedi. Ben de tek başına kaldım, nereye gideyim? 8 gündür hiçbir şey yemiyorum. İlaç içmiyorum. Beni almaları lazımdı, oğlumu değil… Polis eve mevlit günü geldi. İçeri girip konuştular, bilgi verdiler. Ama ben ölü gibi yatıyordum. Bilmiyorum. Gerçek katilleri bulsunlar, içim o zaman rahat edecek. Oğlumu kıskançlıklarından öldürdü.”

 

İlgili Haberler

Özel Haber Haberleri