Bağımsızlık Yolu Parti Meclisi üyesi ve Lefkoşa milletvekili adayı Cemre İpçiler, "Bağımsızlık Yolu'na verilen her oy rejime karşı bir direniş, bir eylem" olduğunu savundu.
İpçiler, Bağımsızlık Yolu’nun nihai hedeflerinin “halkın iktidarı olduğunu” ifade ederek, "Bütün mücadelemizin zemini, söz, yetki, karar ve iktidarın halka ait olmasıdır" dedi.
Partiden yapılan açıklamaya göre, Bağımsızlık Yolu Parti Meclisi üyesi ve Lefkoşa milletvekili adayı Cemre İpçiler, Yeni Bakış TV'de bir programa katılarak seçimlere ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“Bağımsızlık Yolu'nun hükümete değil, muhalefete talip olmasının sebebinin ülkedeki muhalefet boşluğu olduğunu” belirten İpçiler, hükümeti “iktidar olarak görmediklerini” söyledi.
İktidar odaklarının hükümeti yönettiğini savunan İpçiler, “akaryakıt şirketlerinin hükümeti istediği noktaya çektiğini” iddia etti.
İpçiler, “bu rejim içerisinde hükümete gelseler bile iktidar odaklarına karşı halkla birlikte direniş göstereceklerini” söyledi. Düzen partilerinin sermaye ile ilişki içinde olduklarını veya sermayeyi kırmak istemediklerini ifade eden İpçiler, “Bu düzeni yönetmeye değil, değiştirmeye talip olduklarını” söyledi. Nihai hedeflerinin halkın iktidarı olduğunu ifade eden İpçiler, "Bütün mücadelemizin zemini, söz, yetki, karar ve iktidarın halka ait olmasıdır" dedi.
“İş Mahkemeleri kurulmalıdır”
İş mahkemelerinin kurulmasının gerekliliğinden bahseden İpçiler, özel olarak bu alana odaklanan mahkemelerin, emekçilerin davalarının hızlı ve adaletli bir şekilde çözülmesine katkısı olacağını vurguladı.
İnşaat şirketlerinin, öğrenci adı altında gelen kişileri insanlık dışı koşullarda çalıştırdığını söyleyen İpçiler, özel sektörde iş saatlerinin yasada belirtilenden fazla uygulandığını, resmi tatillerinse uygulanmadığını anlatarak, bu gibi sorunlara karşı sendikalaşmanın önemini vurguladı.
Yıllardır sürdürdükleri "sendikasız çalıştırılmak yasaklansın" kampanyasından da bahseden İpçiler, yasa önerilerini iki kez Meclis'e sunduklarını ancak rejim partilerinin sermayeden yana bu düzeni değiştiremeyeceğini belirtti.
“Çevreciliği değil ekolojiyi savunuyoruz”
İnsanı merkeze alan bir çevre anlayışından ziyade doğadaki tüm canlılarla birlikte uyum içinde yaşama hakkını savunan ekoloji anlayışıyla hareket ettiklerini anlatan İpçiler, inşaat faaliyetlerinin doğa katliamı yaptığını ve işbirlikçi hükümetlerin de buna çank tuttuğunu öne sürdü.
Doğanın talanına karşı mücadele ettiklerini söyleyen İpçiler, Bağımsızlık Yolu'nun mücadele alanları arasında bir hiyerarşi kurmadığını, ekoloji, kadın özgürleşmesi, Kıbrıs sorunu, kültür-sanat gibi alanlarda bütünlüklü bir direniş örgütlediğini belirtti.
“Bağımsızlık Yolu'na verilen her oy rejime karşı bir direniştir”
Yoksullaşan emekçi halkın Meclis'te yeterince temsil edilmediğini vurgulayan İpçiler, Bağımsızlık Yolu'nun seçime girmesinin bile diğer partilerin söylemlerini değiştirdiğini ortaya koydu. Özelde sendikalaşma, servet vergisi, asgari ücretin en düşük kamu maaşına endekslenmesi gibi yıllardır söyledikleri emekten yana düzenlemelerin, bugün başka partilerce de dile getirilmek zorunda kalındığını belirtti. Meclis'e girmeleri halinde ise resmin tümüyle değişeceğini ifade eden İpçiler, "Bağımsızlık Yolu'na verilen her oy rejime karşı bir direniş, bir eylemdir" ifadelerini kullandı.