Bu hesabı nasıl verecekler?

Cenk Mutluyakalı

Önce “seçmen” sormalı bu hesabı…
Sandıkta, sokakta, eylemde, çarşıda, düğünde, dernekte…
Her yerde sormalı, nerede görüyor, nerede yüz yüze geliyorsa…

Partilileri sormalı…
Evladı sormalı, komşusu, öğretmeni…
Berberi de sormalı bahçıvanı da…

“Ne yaptınız bu ülkeye böyle” demeli.
“Bu bataklığı nasıl yarattınız?”

***

23 aktif, 13 ön izinli olmak üzere 36 üniversiteye “tamam” denmiş.
Henüz kapatılan yok!
Karar yok!
Adım yok!
Sonuç yok!

Hem de toplam 23 izin iki bakandan gelmiş.
İkisi de “Ulusal” şapkalı, söylemeye gerek yok.

16 üniversite iznini Kemal Dürüst vermiş.
7 üniversite iznini Özdemir Berova…

***

Yükseköğretimde yaşanan onca plansızlığın, kirliliğin, hesapsızlığın araştırılması için Meclis’te özel bir komite kuruldu.
Komitenin Başkan Vekili Dr. Sıla Usar İncirli bilgi veriyor.

“Yanardağ patlayacak diye yıllardır söyledik” diyor Sıla Usar…
Patladı!
Şimdi “lavlar” dört bir yanımızdan dökülüyor.
Hepimiz yanıyoruz.

***

Polisle, YÖDAK’la, muhaceretle, rektörlerle toplantılar yapmış komite…
“Kimi bilgilere ulaştık ancak çok kolay olmadı” ifadelerini kullanıyor Dr. Sıla Usar.
“Bildiklerimizin yanında halen bilmediklerimiz var,  bunların da peşine düşeceğiz.”
Araştırma komitelerinde sürenin 3 ay olduğunu hatırlatalım.

***

İki temel sonuca ulaşmış komite…
Birisi, “üst denetim kurumu” olarak düşünülen YÖDAK’ın yetersizliği…
Ne denetim yapabildi, ne düzenleme…

Sıla Usar’ın sözleriyle, “Eğitim Bakanlığı ile YÖDAKın birbirlerinden haberleri dahi yok.”

Biliyorsunuz…
Bu mesele de “devir teslim”le çözüldü (!)
Türkiye’den YÖK çağrıldı ülkeye…
Halbuki tüm bu üniversiteler zaten YÖK denetiminden geçmiş, akredite edilmişti.

Ercan Havaalanı gibi…
Elektrik gibi…
Hükümet gibi…
Saray gibi…
“Al, sen yönet” dendi yine…

“Kendi veri tabanlarımızın ve kendi kurumlarımızın güçlendirilmesi öncelikli olmalıdır” diyor Sıla Usar…

Bunun için tüm toplum hesap sormalıyız önce…
“Ne yaptınız bu ülkeye böyle…”


Komite de “öğrenci sayısını” öğrenemedi

Yükseköğretimle ilgili Meclis’teki araştırma komitesine göre…
23 “aktif” üniversite var.
22’si öğrenci kaydı yapıyor.
O tek üniversite kimin, hangisi, niye öğrenci almıyor, bilmiyorum.

Gelelim öğrenci sayısına…
Bu rakama Meclis Komitesi de ulaşamadı.
“Öğrenciler ülkeye geldikten sonra nereye gidiyor” sorusunu birbirine sormuş, komite üyeleri…

“84 bin aktif öğrenci olduğu” gibi bir bilgi var ancak net değil…
Muhaceret ile bakanlığın rakamları da örtüşmüyor.

Yükseköğretimden daha karanlık bir alan ise eğitim kurumları.
Bunlar kurs veriyor, meslek ya da dil öğretiyor, öğrencilere sertifika sunuyorlar.
Güya (!)

39 eğitim kurumu varmış.
İzinli!
“12 bin de kontenjan…”
Yine Eğitim Bakanı onaylıyor kontenjanı!

Buralara “ilgi patlaması” oldu, ne zaman ki kayıt yaptırmak, “ikamet izni” yerine geçti!

Muhaceret’e göre yükseköğretim dışındaki eğitim kurumlarında 4 bin 691 öğrenci “aktif” görünüyor.
5 bin 520 öğrenci ise “pasif” (!)
Kayıp.

Düşünsenize “kurs” için adaya geldiği iddia edilen öğrencilerin fazlası kayıp!
“Öğrenci” diye gelmişler ama nerede olduğu bilinmiyor.
Daha anlaşılır söyleyelim, bunlar kaçak!

Ya kaçmışlar, ya kaçırılmışlar.
Ya insan kaçakçılığı var ortada…
Ya da kaçak işçilik…

Bu kadar çok “pis” iş nasıl başarılmış, bu bir avuç ülkede, hayret!

Tufan Erhurman’ın sözleriyle noktayı koyalım:
“Üniversite ön açma iznini bir bakanın imzasıyla alırsınız, elinizde tutarsınız, günü gelir hava parasına satarsınız.”


Komite başkanı değişecek mi?

Yükseköğretimle ilgili komitenin başkanı da “şaibeli.”
Sahte diplomalarla meşhur üniversitede hocalık yapmış.
Polise yansımış kimi iddialar var, sonucunu bilmiyoruz çünkü polisimizin böylesi toplumsal olaylarda brifing verme geleneği yok.

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, basın toplantısında, bir soru üzerine söylüyor.
“Komite Başkanı Ziya Öztürkler’in önümüzdeki günlerde değişmesini bekliyoruz.”

Göreceğiz, değişecek mi?


308 ürünün fiyatı bir yıl boyunca hiç değişmemiş

Yeni seneyi olağanüstü bir pahalılıkla karşıladık.
Gel gör ki Ocak ayında hayat pahalılığı oranı yüzde 3.84 ilan edildi.
Toplumun çoğunluğu bu rakama inanmadı.

İstatistik Kurumu’yla ilgili Meclis’teki araştırma komitesi de böyle kuruldu.
Hakkını teslim edelim Devrim Barçın çok didindi bu konularda, Meclis’te, sosyal medyada çok bağırdı.

İstatistik Kurumu’nun 14 aylık verileri incelenmiş.
“Hayat Pahalılığı”nı belirlemek için alınan listelerde onlarca ürünün fiyatının hiç değişmediği görünmüş.

Mümkün mü?
Bir yıl  boyunca fiyatı hiç artmayan herhangi bir ürün var mı?

***

308 ürünün fiyatı bir yıl boyunca hiç değişmemiş.
İstatistik Kurumu yetkilileri de kabul etmiş yanlışı…
“97 üründe hata var” demiş…

Sepeti oluşturan 829 ürün var toplamda...
97’sinin hatalı olduğu söyleniyor…
Söylenen bu!

Çoraptan zeytin yağına, deterjandan mamaya on dört ay boyunca hiç “artmamış” fiyatlar….

Alın siz hayatımıza dayatılan yeni bir “sahtelik” daha!


Araştırma komitelerinden ‘ara rapor’

İstatistik Kurumu’nun “Hayat Pahalılığı – Enflasyon” hesaplamaları tartışmalıydı.
Market, çarşı, pazar ateş pahası ama kuruma göre hayat yüzde 3 artmıştı.
Kimse de inanmıyordu.

Meclis’te bunun için özel bir araştırma komitesi kuruldu.

Yükseköğretim bir diğer başlık…
Diplomalar sahte, öğrenci sayıları bilinmiyor, insan kaçakçılığı iddiaları ciddi…
Bir özel araştırma komitesi de buna…

Meclis’te her iki komite Cumhuriyetçi Türk Partisi tarafından gündeme getirildi.
İlk toplantılar yapıldı, kimi verilere ulaşıldı.
Dün bir basın toplantısı düzenledi CTP ve gelişmeleri anlattı.
Bir anlamda topluma “ara rapor” sunmak istedi.

İyi de oldu, yeniden konuştuk, kimi yeni bilgiler öğrendik, kimi duyumlarımızı pekiştirdik. Üstte okuduğunuz tüm değerlendirmeler bu basın toplantısından yapıldı.

Ana muhalefet, sorunları verilerle, rakamlarla, belgelerle gündeme getirmeyi sürdürmeli… Ayrıca yeni döneme dair kendi çözümlerini de anlatmalı… Bir de bu bozuk yapının nasıl rehabilite edileceğini…

Böyle gitmez!
Bu ülke dürüst, ilkeli, adil, nitelikli yönetime mutlaka kavuşmalı…