Bu iğrenç siyasi yapıdan tüm toplum bıkmıştır, usanmıştır

Serhat İncirli

Bakanlar Kurulu kimlerden oluşacak?

Ülkede siyasetin gündemi bu...

Başbakan’ı kesin biliyoruz, iki de yardımcısını...

Bu yardımcılardan biri Turizm ve Kültür, öteki ise Bayındırlık ve Ulaştırma bakanlıklarını alacak...

Ve 8 bakanlıkla bir meclis başkanlığı, UBP’den 9 vekile dağıtılacak...

-*-*-

Bu satırları yazarken, basına resmi anlamda bir açıklama yapılmamıştı...

Sadece Cumartesi günü gerçekleştirilen UBP MYK ve PM toplantılarında, Genel Başkan Faiz Sucuoğlu’na, “sakın milletvekili olmayan birini bakan olarak atama” denmiş...

Yani bildiğimiz net bir şey var; “Dışişleri Bakanı değişecek...”

-*-*-

Öteki isimler değişmeyecek mi?

Bunu önce Faiz bey ve çok yakınları biliyor...

Sonra, Fuat Oktay’ın KKTC’deki temsilcisi olan kardeş bilecek.

Ardından “yok canım bir kahve içmeye, hatır sormaya gitmiştim” diyerek, apaçık ve de gözümüze gözümüze sokarak liste Büyükelçi’ye gidecek...

O sırada zaten bilgisi olan Fuat Oktay, Recep Tayyip Erdoğan’ı arayacak, “efendim Faiz bey kabinesini kurmuş; isimlere bir de siz bakmak ister misiniz?” diye soracak...

“Bir bakayım” derse, Erdoğan’ı bekleyecekler...

-*-*-

Gerekli görülürse, “bu bize uygun değil” denilirse, son saniye değişiklikleri yapılacak...

Ve Faiz Sucuoğlu listeyi Pazartesi Ersin Tatar’a sunacak...

-*-*-

UBP’li vekiller için “bakanlık”, tam bir işkenceye dönüşmüştür...

Sucuoğlu, “hem işinin ehli olan isimleri seçeceğim hem de dengeyi koruyacağım” gibi bir laf etti... Dikkatinizi çekti mi?

“Dengeyi korumak!!!”...

-*-*-

Bu çok önemli bir şeydir...

Dengeyi iyi koruyamazsanız, bir sonraki genel başkanlık yarışında tökezlersiniz...

Hatta Faiz Sucuoğlu’nun durumu daha da zor; ortada bir de patlama ihtimali bulunan Ersan Saner meselesi duruyor!

-*-*-

UBP’de gerek vekillerin bir birileriyle; gerek vekillerin vatandaşla ilişkisi; iki “şeye” dayanır.

1 – Çıkar ilişkisi.

2 – Türkiye yalakalığı.

Bu ikisi “uygunsa”, UBP’li kişi vekilse hatta değilse bakan da olur, partiliyse kredi alması ve geri ödememesi caizdir...

-*-*-

Ve bu durum gerçekten acıdır...

Çünkü partili vekiller veya tüm partililer arasında dostluk ya da ideolojik bağlılık yoktur... Hatta ülkenin en büyük partisinin, örneğin Kıbrıs meselesi gibi çok önemli bir konuda asla görüşü yoktur... “Türkiye ne derse, odur”.

Ve bu, övünülecek bir şeymiş gibi ele alınır...

Şöyle bir örnek vermek lazım; “FETÖ darbe girişimi başarılı olsaydı, doğacak torununa Fethullah ismini verecek” UBP’li sayısı hiç de az değildi!

Demek istediğim budur!

-*-*-

Haaa seçim zamanı, bireysel çıkarların korunması adına müthiş bir birliktelik ortaya konur...

Bu birliktelik, sürekli algı operasyonları ile yönetilen Türkiye yalakalığı ile birleşince, yüzde 40 oy ortaya çıkabilir, hatta kesin çıkar...

-*-*-

Evet kimler bakan olacak?

Ve acaba kim Meclis Başkanı olacak?

-*-*-

Haaaa, bir vekil elbette bakan olmak isteyecek...

Ama bunu, ego tatmini, makam düşkünlüğü, hısım akrabaya çıkar elde etme hatta üzgünüm ama bazı ihalelerde mammadan faydalanma gibi sebeplerle istememelidir.

Kesinlikle “topluma hizmet” de hedefler arasındadır ama inanın ve güvenin ki bu hedef, hiç bir UBP’li için ilk on hedef içerisinde yoktur...

-*-*-

Dediğim gibi, UBP’nin genel başkanı olmak, gün 24 saat alarmda olmaktır...

Her an arkadan hançerlenebilirsiniz...

Parti, Bizans oyunlarının önemli sahnesidir ama UBP’de onlarca Judas ve yine onlarca Brütüs vardır ve bu yüzden Sucuoğlu, “denge”den bahsetmektedir...

-*-*-

Şu anda Girne’de beş UBP’li vekil vardır ve bunların yeni olanı dahil, hepsinin elbette bakan olma hakkı vardır...

Ama bir örnek vermek lazım; Kutlu Evren bakan olur ve Ünal Üstel olmazsa; veya tersi bir durumda, Sucuoğlu’nun işi helvadır...

E peki, kontenjandan aday gösterdiği İzlem Gürçağ Altuğra ne olacak?

Siyasete girdiği günden beri “bakan olmayı” beklemektedir ve elbette hakkıdır.

E Özdemir Berova’nın günahı nedir?

Oldu olacak Hasan Küçük de son derece başarılı bir kardeşimizdir...

E şimdi 8 bakanlıktan en az üçünü ve meclisin başkanlığını Girne’ye mi vereceksiniz?

Çok zor!

Denge bozulur!

-*-*-

Seçim sistemi gereği, çok yüksek tercih ve karma oy alan isimler de sorunludur.

Çünkü bu kişiler yüksek tercih oyu almışlarsa, demek ki parti içinde güçlüdür. Karma oylar yüksekse, ülkede seveni fazladır.

E şimdi bu ismi veya isimleri bakan yapmazsan;  bir sonraki genel başkanlık yarışında kesin sıkıntıdasın...

-*-*-

Evet, Faiz Sucuoğlu kurultay ya da daha doğrusu “kurultaylar” sürecini çok rahat atlattı ve çok güçlü çıktı.

Ancak şu anda işi çok zordur...

Güçlü isimler bakan olmazsa; akabinde de Ersan Saner meselesi, az ya da çok üzerine kalırsa; “Türkiye öyle istiyor” dese bile, bir yıl içinde ciddi sıkıntı yaşayabilir.

-*-*-

Kısacası, “denge” dediği şeyi kurabilmek için, sadece iyi bir doktor değil; muhteşem bir matematik dehasına sahip olması da gerekir diye düşünmekteyim ve tüm toplumun, ülkenin bu gerçeğinin iğrençliğinden de bıktığını söylemek istiyorum...

-*-*-

Ne mi yapılabilir?

Elbette incelenebilecek çok fazla sistem söz konusudur...

Mesela İngiltere’de her partinin “gölge bakanları” vardır ve bunlar, partileri iktidara gelirse ve vekil seçilirlerse, bakan olmaları neredeyse kuraldır...

Çünkü muhalefetteyken mesaisinin büyük bölümünü, dersine çalışarak geçirmiştir...

Yani öğretmeni tarımın, askeri memuru da maliyenin başına getirmek gibi bir durum söz konusu değildir.

-*-*-

İngiltere’deki sistem çok mu uzak?

Güney Kıbrıs’a bakalım...

Bence harika bir başkanlık sistemi var Güney’de...

Vekiller bakan olamaz mı?

Elbette olur!

Ama bakan olduğu anda, vekillikten ayrılır; kendisinden sonra en yüksek oyu alan partilisi de vekil olarak parlamentoya girer...

Yasama ve yürütme arasındaki ilişki bizdeki gibi hem yalama hem de yalaka olmak zorunda kalmaz.

-*-*-

Kısacası, şu anda Faiz Sucuoğlu’nun yerinde olmak istemezdim...

O bahsettiği dengeyi kurma ihtimali yoktur...

Nisap sıkıntısı olacağını sanmam ama “güvenilir, sağlam genel başkan ve korkusuz başbakan” olma şansı azalır, zayıflar...

Ersan Saner’in mahkeme meselesinde de adı ortaya atıldığı anda, kendisine destek verenlerin sayısı, hem azalır hem de cılızlaşır...

Çünkü vekiller arasında, “Beni dışarıda bırakmıştı, bakan yapmamıştı, bana ne” diyecek olanların sayısı en az 10’dur...

Ne yazık ve acıdır ki sahte devletin UBP başrolündeki laçka siyasi yapısı budur!


Bir değerli büyüğümüzü daha yitirdik... Burhan Yetkili... Lefkoşa’nın eski belediye başkanlarından, iş dünyamızın önemli isimlerindendi... Ve hepsinden önemlisi Baflıydı, Arodezliydi, tarihti... Bir başka severdi Arodez’i... Ve bir başka anlatırdı babasının şarap fabrikasını; tüm ailenin çalışkanlığını... Ve Arodez veya Baf aksanı ile konuşmasına hep bayılırdım... Çok erken ayrıldı aramızdan ... 74 yaşındaydı... Sağlığı son zamanlarda pek iyi değildi... Eşine, evlatlarına, torunlarına, kardeşlerine ve tüm ülkeye başsağlığı diliyorum, Allah rahmet eylesin...