Sağlık eski Bakanı Filiz Besim, gündeme gelen "tarihi geçmiş ilaçlarla" ilgili konuştu, , bu ilaçların 2012 yılından beridir imha edilmeyi beklediğini açıkladı.
Sağlık Bakanı Ali Pilli’nin, İlaç ve Eczacılık Dairesi’nin deposunda tarihi geçmiş tonlarca ilaç saptandığına dair dünkü açıklamasının ardından yeniden gündeme gelen ‘atıl ilaç konusunu’ değerlendiren Besim, bunun bilindik ve geçmişi olan bir durum olduğunu, bakanlık döneminde bu yönde çalışmalar sürdürdüklerini anlattı.
Sosyal medya hesabından konuya ilişkin açıklama yapan Eski Sağlık Bakanı Filiz Besim, bu ilaçların 2012 yılından beridir imha edilmeyi bekleyen ilaçlar olduğunu kaydetti.
Görevde olduğu sürece konuyla ilgili yapılan çalışmaları anlatan Besim, 15 ayda, 15 kamyon zamanı geçmiş ilacı, İlaç Ecza Deposunu rahatlatmak için güvenli bir merkeze depoladıklarını anımsattı.
Besim, açıklamasında bu konunun yeniden gündeme gelme nedenine değinerek, ülkenin ilaç politikaları ile ilgili kalıcı çözüm önerilerine değindi.
“Ülkenin her alanda maalesef en büyük sorunu siyasi istikrarsızlıktır” diyerek yarım kalan çalışmalara atıfta bulunan Besim açıklamasında şunları ifade etti:
“Dünden beri zamanı geçmiş (expire olmuş) ilaçlarla ilgili bir haber özellikle Sosyal Medya'da dolanıyor. Bu haber elbette ki Sağlık Bakanlığı kaynaklıdır ve doğrudur.
Yıllardır İlaç ecza depomuzda hastanelerde Sağlık merkezlerinde ve devlete ait sağlık kurumlarında tarihi geçmiş binlerce ilaç vardır.
4'lü Erhürman hükümetinde bizim Sağlık Bakanlığını yürüttüğümüz dönemde de öncelikli konularımızdan biri olmuştu ve sadece 15 ayda tam 15 kamyon zamanı geçmiş ilacı ilaç ecza deposunu rahatlatmak için güvenli bir merkeze depolamıştık.
Şimdi bu konu niye gündeme geldi ve aslında ülkenin ilaç politikaları ile ilgili kalıcı çözüm nedir onu irdelemek gerekir diye düşünüyorum ve bu anlamda hem kamuoyunu aydınlatmak hem de Sağlık Bakanlığı yetkililerine bir miktar eğer gerek görürlerse ışık tutmak için yazmak konuyu paylaşmak istedim.
Öncelikle bilinmesi gerekir ki; depolardaki binlerce ve kamyonlarca atıl ilaç 2012 yılından beri biriken ilaçlardır. 2012 yılından beri bu ülkede ciddi ilaç imhası yapılmamıştır. Çünkü ilacı imha etmek çok da kolay bir durum değildir. Gömemezsiniz, çöpe atamazsınız; ille ki sağlıklı bir tıbbi atık merkezinde imha etmeniz gerekmektedir. Eğer doğada imha etmeye kalkarsanız ülkenin çevre, toprak ve su dokusuna ciddi hasar verirsiniz.
Şimdi konu niye gündeme geldi?
Çünkü uzun zamandır beklediğimiz özel bir atık merkezi devreye girdi. Çok da iyi oldu. Biz de bu merkezin bitirilmesi için büyük baskı yapmış ve merkez bitene dek expire ilaçların güvenli bir yerde saklanması için önlem almıştık. Şimdi yapılması gereken öncelikli olarak bu zamanı geçmiş ilaçların güvenli bir şekilde imhasıdır.
Bu ülkenin olmazsa olmazıdır. Ancak bu arada bilmek zorundayız ki ülkemizin çok ciddi bir ilaç politikasına ve bu politikaları oluşturacak güçlü bir İlaç Eczacılık dairesine ihtiyaç vardır.
Otomasyon elbette ki devlet olmanın tüm kaynaklarınızı kayıt altına almanın ve bu kaynakları doğru kullanmanın gereğidir. Bu konu 15 aylık dönemde en çok uğraştığımız konuların başındaydı. Devlete bağlı tüm eczanelerin neredeyse % 90'ı otomasyona bağlandı ve merkezlerin hastanelerle ve merkezle iletişimi sağlandı. Yeterli mi? hala yeterli değil ve mutlaka başlanan projenin devam edilmesi ve bitirilmesi çok önemlidir. İlaç ecza deposunda tüm hazırlıkları tamamlanmış bar -code sistemi bir an önce devreye girmelidir.
İkinci ve daha önemli konu ise İlaç Ecza Deposu'nun gerçek görevi olan ülkedeki ilaç politikalarını düzenleyecek pozisyona getirilmesidir. İlaç Ecza deposu denetim yapabilmeli ve akılcı ilaç kullanımı ile ilgili eğitimler verebilmeli, ilaç politikalarını ayarlayabilmelidir. Halbuki ilaç Eczacılık Dairesi kısıtlı personel sayısı ile tüm yıl sadece ilaç ihalesi yapabilmektedir. Bizim dönemde personel sayısını az bir miktar artırmış ve daireye biraz nefes aldırmış olsak dahi kesinlikle donanımlı personele büyük ihtiyaç vardır.
Eczacılar Birliği ile yürüttüğümüz ve neredeyse sona gelinen projede hedef hastaların istedikleri eczaneden ilaçlarını alabilmeleri ve devlet ilaç ticareti yapmak yerine hastaların ilaç ücretlerini özel eczanelere ödemesiydi. Bu proje de hızla hayata geçirilmelidir.
Ülkenin her alanda maalesef en büyük sorunu siyasi istikrarsızlıktır. Bir hükümetin geldiğinde başlattığı birçok proje yeni gelenler tarafından sindirilip üzerinde çalışmaya başlayana kadar büyük zaman kayıpları yaşanmaktadır. Hele de gelen iktidarların ömrü 15 ay ise bu süre sorun çözmek ve proje bitirmek anlamında büyük sorun yaratmaktadır. İşte böyle bir ortamda projelerin devamlılığı daha büyük önem kazanmaktadır. Sağlıkta dünya normları ve doğrular bir tanedir. Sağlık ise yap boz tahtasına dönüştürülmeyecek kadar hassas ve önemli bir konudur. Hep söylediğimiz gibi sağlık siyaset üstüdür ve hepimize gereklidir.
Saygıyla kalın...”