YENİDÜZEN’in manşeti ülke gündemini sarstı; Ercan’a Antalya’dan özel uçakla ‘karantina koşulsuz’ gelenler, geri bir çok soru işareti ve sorumluluğu birbirine atan hükümet üyeleri bırakarak apar topar ülkeden kaçtı.
Antalya’dan özel uçakla Ercan Havaalanı’na gelen ve “Biz özel izinliyiz” diyerek karantina koşulsuz ülkeye giren 9 kişi için toplum ayağa kalktı. ADA Havacılık’a ait TC – ATG uçağı ile cuma akşamı saat 22.00’de ülkeye giren 9 kişilik “sır” kafileden 7’si dün akşam apar topar geri döndü.
12 Haziran Cuma akşamı Bodrum’dan 6 turizmci ve ayrıca Antalya’dan da 3 ‘özel’ ismi alarak Ercan Havaalanı’na yönelen uçakta inen yolcuları özel bir otelden, özel bir taksi karşıladı. 3 gün adada kalan ‘kafile’ dün onlarca soru işareti bırakarak ülkeden ayrıldı. Ülkeye gelen 9 kişiden 7’sinin geri dönen uçakta yer alması dikkat çekti.
Dün gece ayrıldılar
VIP Salonu yanından ülkeye giriş yapan kafile, bu kez, terminaldeki giden yolcu salonundan uçağa alındı. Özel jetin uçuşu için havanın kararmasının beklendiği ve kafilenin uçağa kadar özel araba içerisinde götürüldüğü öğrenildi. Uçak 20:50’de havalandı.
YENİDÜZEN muhabiri Ercan'a alınmadı
Kafilenin Ercan’dan gidişini görüntülemek isteyen YENİDÜZEN muhabiri ise alana alınmadı. Ercan girişindeki polis ekibine “Kimseyi içeriye almayacaksınız” talimatının verildiği öğrenildi. Toplumun büyük tepki gösterdiği ülkeye “karantinasız” özel izinli seyahat olayını görüntülemek isteyen YENİDÜZEN engellendi.
'Lapta marina' dendi, başkanın haberi yok
Turizm Bakanlığı, Ercan’dan ülkeye “karantinasız” girişleri doğruladı, "Halkın arasına karışmayacaklar" savunmasını yaptı. Turizm Bakanlığı “Bahse konu heyet Lapta Marina projesinin hayata geçirilmesi için gerekli teknik çalışmaları tamamlamak üzere Adamıza gelmiş bulunmaktadır” derken, Lapta Belediye Başkanı Mustafa Aktuğ ise bu bilgiyi yalanladı, gelişmeleri YENİDÜZEN’in manşetinden öğrendiğini söyledi.k
Lapta Belediye Başkanı Aktuğ’ın şu sözleri dikkat çekti: “Ön bilgimiz olmadı, herhangi bir bakan ya da yetkili bizi aramadı, gelişmeleri Yenidüzen’in manşetinden öğrendik ve basından takip ettik. Gelişmeler tümüyle Lapta Belediyesi’nin uhdesi dışındadır. Adamıza gelen heyetin ne amaçlı geldiği tarafımızca bilinmemektedir.”
Karikatür: Hüseyin Özel / Yenidüzen
Kimine karantina koşullu, kimine serbest
Fehime ALASYA | YENİDÜZEN
3 Haziran tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan iki ayrı kararda 22 kişinin ülkeye girişlerine PCR testi ve karantina şartıyla izin verilirken, 4 kişi için ise test ve karantina koşulu olmaksızın girişine izin verildi.
Enerji santralinin yıllık rutin bakımı için 4 Trafo Servis Firması çalışanına ülkeye giriş izni verildi ancak ne karantina uygulaması ne de PCR testi istendi.
Bakanlar Kurulu kararı ile verilen bir diğer giriş izninde ise toplam 22 kişilik bir heyete ‘gerekli olan PCR testlerinin yapılması ve 14 günlük karantina koşullarına uyulması’ şartıyla izin verildi.
Karayolları Dairesi bünyesinde devam eden bazı yol yapım projelerinde görev alacak olan 22 personelin Taşyapı İnşaat ve Proyap İnşaat personelleri olduğu ve ‘gerekli olan PCR testlerinin yapılması ve 14 günlük karantina koşullarına uyulması’ şartıyla ülkeye girişlerine izin verildiği belirtildi.
Söz konusu Bakanlar Kurulu detayında bu kişilerin Şantiye şefi-inşaat mühendisi, harita teknikeri, laborant, kamyon şoförü, iş makinesi operatörü ve düz işçi olduğu kayıtlara geçti.
Söz konusu iki kararda da adaya gelen elemanların isim-soy isim ve kimlik bilgileri de açıkça yayımlandı.
Siber: “Bize uzun zamandır resmi bir bildirim veya görüş sunulmadı”
Başbakanlık Covid-19 Koordinasyon Komitesi Başkanı Dr. Sibel Siber de ‘karantinasız ve PCR testsiz’ ülkeye girişlere tepki gösterdi, bilimin hiçe sayıldığını veya yeterince önemsenmediğini belirtti.
Başbakanlık Covid-19 Koordinasyon Komitesi olarak kendilerine uzun zamandır resmi bir bildirim veya görüş sunulmadığını ifade eden Siber, bu durumu da eleştirdi.
Siber şunları söyledi:
“Pandemi döneminde tüm devlet yönetimlerinde bilimin ve hukukun üstünlüğü öne çıkmıştır. Hükümet bilimi kılavuz ederse halka güven verir, ilerlediği yol da doğru olur. Ama bilime yeterince önem vermezse ‘miş’ gibi yaparsa kılavuzu çok olur ve doğru sefer yapması mümkün değildir. Toplum sağlığı konusunda alınan kararlar, kendi kararlarını uygulamalarıyla çürütme herkesin kafasında soru işareti bırakır, güvensizlik duygusunu arttırır ve sorgulanmaya başlar. Güvensizlik kadar kötü bir durum olamaz. Bunlarla kendi kararları çiğnendi. Bu hem toplum sağlığı açısından hem kendi kararlarını çiğnemeleri açısından hem güvensizlik açısından çok yönlü sorgulanacak bir olaydır. Kaldı ki olağanüstü durumlarda bile bilimin vereceği yanıt tabi ki vardı ama bize hiç yansımadı. Bize zaten uzun süredir resmi olarak görüş sorulmuyor.”
İngiltere basınına da yansıdı
Öte yandan YENİDÜZEN'in manşeti İngiltere basınına da yansıdı... T-VİNE haber sitesi, YENİDÜZEN'i kaynak gösterdiği haberde konunun İngiltere'de de öfkeye neden olduğunu aktardı.
“Nasıl bir kamusal yararı var açıklanmalı, toplum sağlığını tehlikeye atıyorlar”
“Resmi olarak sınırlar henüz açılmadı, tek yönlü gidiş için açıktır deniliyor ama özel izinler verip yine de insanları sokuyorlar, özellikle karantinaya tabi olmayanlar toplum için risk oluşturacaktır. Ne gibi bir aciliyet var diye sormak gerek, pandemi hastanesi hala ortada yokken, onkoloji bölümünde arızalı makinemiz hala ekip bekliyorken, bu kadar acil durumlar varken, hiçbir önemle alınmazken toplum faydasına, nasıl bir kamusal yararı var, açıklanmalı. Kaldı ki bu kararlar konu haber manşetlerine taşındıktan sonra açıklanıyor.
Pandemi hastanemiz olmadığı gibi mevcut hastanemizde de hala hazırlıksızız, gerekeli hazırlık hala yapılmadı ama yapılmış gibi rahat davranılıyor, bizi esas korkutan budur.
Yüzlerce hasta tedavi edebiliriz tablosu yansıtılıyor ama bu doğru değil. Yeni gelen ventilatörler hala depoda ve bu sürede sadece 1 laboratuar oluşturuldu, bunun dışındaki hazırlıklar açıklanmıyor.
Hala komiteler tam anlamıyla oluşturulmadı böyle bir durumda acil denilerek, kamusal yarar olmayan işler için izinler veriyorlar, toplum sağlığını tehlikeye atıyorlar, salgın riskini arttırıyorlar.”
“Bilime önem verilmiyor”
“Hükümet halkla dalga geçiyor. Kıbrıs Türk halkı 2 ay eve kapandı, salgını önledi, sağlık alanındaki bu başarı halkın başarısıdır. Buna karşın hükümet, kimseye danışmadan gizli gizli karantinasız ve testsiz bu ülkeye girişler halka yapılan büyük bir saygısızlıktır. Zaten tüm süreç çelişkili kararlarla dolu, yapılan tüm açıklamalar ve uygulamalar çelişkili, alınan kararlar tepkiler neticesinde değiştiriliyor. Bilime ve bilin insanlarının düşüncelerine önem verilmiyor. Hükümeti aklıselim hareket etmeye davet ediyorum.”
TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit:
“Toplumla alay ediyorlar”
“Hükümet yine iş bilmezliğini gösterdi ve halkın sağlığını korkunç riske attı. Bir yandan 1 Temmuz tarihini işaret ediyorlar ama diğer yandan bu girişlere izin veriyorlar. Bu tarihte bile Bilim Kurulu resmi desteği yok, net bir duruş yok. Ülkeleri de sıralamaya koydular ama bunlar da yapılanlarla örtüşmüyor. Kendi açıklamalarına da aykırı hareket ediyorlar. 1 Temmuz’a dek kim gelirse gelsin karantina süreci olacak dediler ama buna da uymadılar, ücretleri de devlet ödüyor, herkes kendi ödeyecek dediler. Birçok konuda çelişkili kararlar aldılar, bu da onlardan bir yenisi. Kendi aldıkları kararlara da uymuyorlar. Bir süre önce Besim Tibuk’un oğlu da oteline gitmişti ve tepkiler nedeniyle açıklama yapılmıştı. Bozuk tıbbi cihazlar varken marina için teknik ekip getirmek toplumla alay etmektir, toplum sağlığını hiçe saymanın göstergesidir. Kendi aldıkları kararları bile çiğniyorlar. Bu kişiler kimdir ki karantinasız giriyorlar, herkes kurallara uymalı.”
“İnsanlarımız da biz de her şeyin farkındayız”
CTP milletvekili Sıla Usar, “Bu hükumet ya gerçeği değerlendirme yetisini kaybetti ya da insanlarımızın gerçeklerden uzak bir masal aleminde yaşadıklarını sanıyorlar” ifadeleri ile yaşananlara dair tepkisini ortaya koydu. Usar, “İnsanlarımız da biz de her şeyin farkındayız. Özel izin, kriterler dışında istisna-i uygulama/ ayrımcılık asla kabul edilemeyeceği gibi açılmanın güvenli bir şekilde sürebilmesi için çok daha doğru, tutarlı, dikkatli adımlar atılmalı hazırlıkların tamamlanması hedefinden şaşılmamalıdır.”
Usar’ın Yenidüzen’e yaptığı açıklama:
“Küresel Covid-19 salgını henüz ne dünyanın ne de ülkemizin gündeminden düşmemişken, alınan kararlar, yapılan düzenlemeler toplumun sağlığı, geleceği ve ülke ekonomisi ile sıkı sıkıya bağlıyken UBP-HP hükumeti sıklıkla değişen, anlaşılması güç kararlara şimdi bir de keyfi uygulamalar manzumesi eklemeye başladı. Geçen haftaki Bakanlar Kurulu 1 Temmuzdan itibaren ülkeye girişlerde hangi koşulların aranacağını ve hangi uygulamaların yapılacağını belirlendi ve topluma duyuruldu. Haliyle 1 Temmuza kadar önceki kararlar doğrultusunda koşulların aranması ve uygulamaların yapılması gerekmektedir ki bu da karantina uygulamasının devam etmesidir. Önceki ve halen uygulamada olan karar uyarınca evde karantinayı gerektirecek zorunlu bir sağlık durumu olmadığı hallerde kişiler merkez karantinalarda gözetim altında tutulmalıdır. Evde kalma çağrıları, iş yerlerinin kapanması, öğrencilerin okullara gidememesi, insanların sevdiklerini görememesi ve daha birçok sınırlamanın bir amacı vardı. O da yaşamın bizatihi devamı için yeniden açılmanın güvenli, yavaş ve kademeli bir şekilde başlayabilmesi. Yeniden açılmanın kilidi sağlık sisteminin güçlenmesi, eksikliklerin tamamlanması ve yeni bir salgın için organizasyonun yapılmasıydı. İnsanlarımız üzerine düşeni yaptı ama hükumetin eksiklikleri tamamladığını söylemek mümkün değildir. Pandemi hastanesinin henüz projesi yokken, bir çivi bile çakılmamışken Sn. Başbakan pandemi hastanesinin olmadığını söylemeyip varmış gibi davranmamızı istiyor. Bakanlar Kurulu karantina uygulamalarının gevşetilmesi ile ilgili koşulları belirlerken ülkeye gelen bazı kişilere “özel izin” verebiliyor ve karantina ve/veya PCR testi yapılmış gibi kabul görmelerini istiyor. UBP-HP hükumeti pandemi hastanemiz varmış gibi, ülkeye gelen herkese karantina ve/veya PCR testi yapılmış farz edelim istiyor. Olmayan şeyleri varmış gibi farz etmek gerçeği değerlendirme yetisinin kaybolduğunun en önemli göstergelerindendir. Bu hükumet ya gerçeği değerlendirme yetisini kaybetti ya da insanlarımızın gerçeklerden uzak bir masal aleminde yaşadıklarını sanıyorlar. İnsanlarımız da biz de her şeyin farkındayız. Özel izin, kriterler dışında istisna-i uygulama/ ayrımcılık asla kabul edilemeyeceği gibi açılmanın güvenli bir şekilde sürebilmesi için çok daha doğru, tutarlı, dikkatli adımlar atılmalı hazırlıkların tamamlanması hedefinden şaşılmamalıdır.”