“Bu işi liderlere bırakmamalıyız”

Derinya’da bir barikat daha yıkılırken, o elindeki “barış” bayrağıyla sembol oldu.  İoli Kythreotou, YENİDÜZEN’e konuştu

İoli Kythreotou, 12 Kasım’da Derinya kapısı açıldığında üzerinde “EIPHNH BARIŞ” yazılı beyaz bir bayrakla koşar adım ara bölgeyi geçen ve günün sembolü olan kadın...
Kıbrıs çözümü için halen hayalleri var. “Sivil toplum çok önemli ve bu işi liderlere bırakmamalıyız” diyor.
Baf doğumlu, çocukluğu Mağusa’da geçmiş, 74 yılında 13 yaşındayken yaşadıkları evlerinden ayrılırken yaşadıklarını “çok travmatik” diye nitelendiriyor. Unite Cyprus Now aktivisti Kythreotou, o zaman yaşadıklarını “Gerekli eşyaları arabaya koyarken hava saldırıları başlamıştı. Çok kötü birşeydi, kurtulup kurtulamayacağımızı bilmiyorduk. Kurtulduk ve belki de bu beni daha güçlü yaptı. Belki de bu tecrübeden dolayı savaşlardan nefret ettim, hep barış yanlısı oldum” sözleriyle anlattı.

YENİDÜZEN’e Derinya kapısının açıldığı gün kuzeye geçmek için geçiş noktasına gitttiğini ancak bayrağı alıp koşarcasına geçmek gibi birşeyi önceden düşünmediğini söyleyen Kythreotou, “Geçişin başlamasının ardından kapıdan geçeceğimi biliyordum ama elime bayrağı alıp koşarcasına geçeceğimi düşünmemiştim, o anlık bir olaydı. Neden koşarcasına yürüdüğümü bilmiyorum, sanki yeniden kapanmasını engellemek ister gibiydim...” diye konuştu.

“Hep birleşik bir ülke hayal ettim, tüm Kıbrıslılar, sadece Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar için değil, Maronitler ve Ermeniler için de birleşmiş bir Kıbrıs” diyen İoli Kythreotou, çözüm konusunda sivil toplumun rolünün önemine vurgu yaptı.

Kythreotou, “Liderler liderliklerini göstermeli, liderlerin vizyonu olmalı, vizyon yoksa hedefler de olmaz... Liderler çözüm olursa çözümün yapacağı olumlu etkileri de insanlara anlatmalı. İnsanlar ikna olursa çözümü daha fazla insan destekler ve çözüm için mücadele eder” diye konuştu.

“Mağusa’ya dair çok güzel çocukluk anılarım var”

  • Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?

  • Kythreotou: 1961’de Baf’ta doğdum. O zaman Baf’ta yaşıyorduk, babam kaymakamdı. 1963’te sorunlar başladığında 2.5-3 yaşındaydım, o zaman babam Mağusa kaymakamı oldu. O dönemde Mağusa’da büyük, bahçeli hükümet evlerinden birinde yaşıyorduk. Büyük bir bahçemiz vardı, annem davetler vermeyi severdi. Mağusa’ya dair çok güzel çocukluk anılarım var. 2003’te geçişlerin başlamasından sonra birkaç defa o eve gittik ama içeriye girmedik, orası şimdi bir ofise benziyor.
    Annem ve babam Omorfolu. Omorfo’ya dair de çok güzel anılarım var. Anneannem orada yaşardı, tatillerde gider orada kalırdık. Babam Omorfo’ya çok giderdi, portokal ve limon bahçelerimiz vardı, oralarda piknik yapardık.

“Her değişim endişe yaratır, korkutur. Liderlerin insanları hazırlaması lazım. Ben onların yerinde olsaydım insanları bir araya gelmeleri, buluşmaları konusunda cesaretlendirirdim...”

 

“İlk Kıbrıslı Türk arkadaşlarım üniversite yıllarında oldu”

 

  • O dönemde Kıbrıslı Türk tanıdıklarınız var mıydı?

  • Kythreotou: Hayır, Amerika’da üniversite yıllarında Kıbrıslı Türk arkadaşlarım oldu. 1985’te adaya döndükten sonra bir yıl Cyprus Airways’de çalıştım, sonra Bank of Cyprus’ta çalıştım ama bankada mutlu olmadım ve istifa ettim. Pek çok kişi için iyi sayılan bir işten başka bir iş bulmadan ayrılmıştım ama şanslıydım kısa bir süre sonra Cyprus Fulbright Commission’da çalışmaya başladım. Oradaki işim dolayısıyla Kıbrıs Türk toplumuyla yakın temasım oldu. En başta öğrencilere danışmanlık yapıyordum, pek çok iki toplumlu etkinlik yaptım. Bu zaman zarfında kişisel olarak da Kıbrıslı Türklerle arkadaşlıklar kurdum.

 

  • İlk defa üniversite yıllarında Kıbrıslı Türklerle arkadaşlık kurduğunuzu söylediniz. Ne düşünmüştünüz?

  • Kythreotou: Bir Kıbrıs gecesi için bir ekip gibi birlikte çalışmıştık, Kıbrıslı Türklere karşı hiçbir önyargım yoktu. Sanırım ailemin beni yetiştirme şeklinin de bununla ilgisi var, diğerlerini kabul etmeyi öğrenerek büyüdüm.

 

"74’te 13 yaşındaydım. Çok travmatik bir deneyimdi... Bu beni daha güçlü yaptı. Belki de bu tecrübeden dolayı savaşlardan nefret ettim, hep barış yanlısı oldum”

 

“Belki de travmatik tecrübeden dolayı savaşlardan nefret ettim”

 

  • 1974’te Mağusa’da yaşadığınız evden ayrılmak zorunda kaldığınızda 13 yaşındaydınız. Neler yaşadınız?

  • Kythreotou: Çok travmatik bir deneyimdi. 14 Ağustos’ta evimizden ayrıldık, bir sonraki gün dini bir gündü, tatildi ve o gün eve geri dönmemiz gerekti çünkü erkek kardeşim ders notlarını ve kitaplarını alması gerektiğini söyledi. Erkek kardeşim ve ben, annemle babamın yalnız gitmesini istemedik ve biz de onlarla birlikte Mağusa’daki eve gittik. Gerekli eşyaları arabaya koyarken hava saldırıları başlamıştı. Çok kötü birşeydi, kurtulup kurtulamayacağımızı bilmiyorduk. Kurtulduk ve belki de bu beni daha güçlü yaptı. Belki de bu tecrübeden dolayı savaşlardan nefret ettim, hep barış yanlısı oldum. Çocuklarımı da böyle yetiştirdim. 2003’ten sonra kuzeydeki pek çok bölgeyi ziyaret ettik. Sadece Mağusa değil, Girne’ye, Karpaz’a gidiyoruz. Ayfilon’a plaja gitmeyi seviyoruz, oranın bozulmamışlığını, sessizliğini çok seviyoruz. Ülkemizin her köşesine gitmeliyiz. “Diğer taraf” yoktur, bizim diğer yarımız vardır, bunu unutmamalıyız.

 

“Diğer taraf yoktur, bizim diğer yarımız vardır, bunu unutmamalıyız.”

 

  • Unite Cyprus Now aktivistisiniz. Gruba nasıl katıldınız? Biraz oradaki çalışmalarınız hakkında da bilgi verir misiniz?

  • Kythreotou: Her şey Esra Aygın’ın çağrısı ile başladı aslında, binlerce kişinin sokaklarda barış için eylem yaptığını hayal ettiğini söylüyordu. İlk toplantılardan birine katıldım ve sonrasında Lokmacı’daki hemen her eyleme katılmaya başladım. Unite Cyprus Now’dan Crans Montana’ya giden 10 kişiden biriyim. Bence çok iyi bir ekibiz, hepimiz de samimi şekilde kendimizi yaptığımız şeye adıyoruz.


“Elime bayrağı alıp koşarcasına geçmek o anlık bir olaydı. Neden koşarcasına yürüdüğümü bilmiyorum, sanki yeniden kapanmasını engellemek ister gibiydim...”


“O gün Derinya’ya gidenlerin çoğu 44 yıldır o günü bekliyordu”
 

  • Derinya kapısının açılışında elinizde “EIPHNH BARIŞ” yazılı beyaz bir bayrakla sınırı geçtiniz ve o günün sembolü haline geldiniz. O gün neler yaşandı, duygularınız neydi? Bunu yapmayı önceden düşünmüş müydünüz veya bu yaptığınızın bu kadar etki yapacağını?

  • Kythreotou: İki geçiş noktasının 12 Kasım’da açılacağını duyduğum gün, Derinya’ya gitmeye karar verdim. Açılıştan bir kaç gün önce gazeteci arkadaşım Soula Hadjikyriakou beni aradı ve birlikte gitmek için anlaştık. Açılıştan bir gün önce Unite Cyprus Now’dan arkadaşlarımla konuştum ve eylemlerde kullandığımız pankartları yanıma alacağımı ve Derinya’ya gideceğimi söyledim. Geçişin başlamasının ardından kapıdan geçeceğimi biliyordum ama elime bayrağı alıp koşarcasına geçeceğimi düşünmemiştim, o anlık bir olaydı. Neden koşarcasına yürüdüğümü bilmiyorum, sanki yeniden kapanmasını engellemek ister gibiydim. Açıkçası bu kadar çok foto muhabiri ve kamera ile karşılaşmayı da beklemiyordum, sanki aralarında en iyi fotoğrafı çekme konusunda bir yarış vardı. Sanırım o gün öne çıkma sebebim elimde üzerinde tek kelime “barış” yazan bir bayrak tutuyor olmamdı ve bu çok güçlü bir mesaj verdi. O gün benim için çok duygusal bir gündü ve oranın açılmasının özel bir anlamı da vardı çünkü Mağusa ile ilgiliydi. Bu kapının açılmasının çok sembolik birşey olduğunu biliyorum, o gün Mağusa’ya geri dönmeyeceğimizi biliyorduk ama bu bizim için tünelin ucunda ışığı görmek gibiydi, bunun devamının gelmesini umuyoruz.

 

O gün Mağusa’ya geri dönmeyeceğimizi biliyorduk ama bu bizim için tünelin ucunda ışığı görmek gibiydi, bunun devamının gelmesini umuyoruz”

 

  • Soru: Bu kadar çok insanın Derinya’ya gelmesini bekliyor muydunuz?

  • Kythreotou: Açıkçası daha az insan olmasını bekliyordum. Geçiş noktasına geldiğimde arabamı park etmek için yer ararken kalabalığı görmek çok memnuniyet verici bir sürpriz oldu. Atmosfer çok iyiydi, herkes gülümsüyordu, herkes çok mutluydu. Ben de bir gece önce heyecandan uyuyamamıştım. O gün Derinya’ya gidenlerin çoğu 44 yıldır o günü bekliyordu.

 

“Çoğu insanın çok fazla iyimser olmadığını biliyorum, bana hayalci diyebilirsiniz ama ben hala her şeyin insanlara bağlı olduğunu düşünüyorum.”

 

“Bu işi liderlere bırakmamalıyız”

  • Crans Montana’ya gittiğinizi söylediniz, orada bir hayal kırıklığı yaşandı. Müzakereler bir süredir tamamen durdu, Lute temaslar yapıyor, liderlerden açıklamalar geliyor. Kıbrıs sorunu hakkında ne bekliyorsunuz?

  • Kythreotou: Çoğu insanın çok fazla iyimser olmadığını biliyorum, bana hayalci diyebilirsiniz ama ben hala herşeyin insanlara bağlı olduğunu düşünüyorum. Sivil toplumun rolü çok önemli ve bu işi liderlere bırakmamalıyız. İnsanların Anastasaides, Akıncı veya diğer liderlerden dolayı hayal kırıklığı yaşadığını biliyorum ama onlara gerçek anlamda baskı yapmalıyız. Unite Cyprus Now insanlara yeniden umut verdi. Unite Cyprus Now olarak toplantılar yapıyoruz, büyümek istiyoruz, daha fazla insanın bize katılmasını istiyoruz.

“Sivil toplumun rolü çok önemli ve bu işi liderlere bırakmamalıyız.”

 

“Liderler liderliklerini göstermeli”

  • Liderlere mesajınız nedir?

  • Kythreotou: İnsanları eğitmeleri ve hazırlamaları lazım. Barışı öğretmeden önce öğrenmek lazım. Lider olan onlardır, eğer gerçek liderseler bize yol göstermeleri lazım. Liderlerin insanlara yol gösterme konusunda inisiyatif almamaları şu anda eksik olan şey bence. Her  değişim endişe yaratır, korkutur. Liderlerin insanları hazırlaması lazım. Ben onların yerinde olsaydım insanları bir araya gelmeleri, buluşmaları konusunda cesaretlendirirdim. Hala hiç Kıbrıslı Türkle karşılaşmamış Kıbrıslı Rumlar ya da Kıbrıslı Rumla karşılaşmamış Kıbrıslı Türkler var. Belki de birbirimizin dilini öğrenmeliyiz. Düğünlerimizde, cenazelerimizde beraber olmalıyız. Liderler liderliklerini göstermeli, liderlerin vizyonu olmalı, vizyon yoksa hedefler de olmaz. 44  sene bekledik, bu yeterince uzun bir zaman. Daha fazla mı zaman kaybetmek istiyoruz? Herkes birşeyler yapabilir, bireysel inisiyatifler geliştirilebilir. Liderler çözüm olursa çözümün yapacağı olumlu etkileri de insanlara anlatmalı. İnsanlar ikna olursa çözümü daha fazla insan destekler ve çözüm için mücadele eder.

 

“Dikenli telleri, yıkılmış binaları görünce içim acıyor. Dikenli teller, geçiş noktaları, ordular olmayan bir Kıbrıs hayal ediyorum. Savaş tehdidi olmayan bir Kıbrıs.”

 

  • Gençlerin Kıbrıs konusuna yeterince ilgi gösterdiğini düşünüyor musunuz?

  • Kythreotou: Hayır, yeterli değil. Bu çok üzücü. Göç edenlerin bazıları öldü, yeni jenerasyonların “diğer tarafla” bizim gibi bağları yok. Onları da süreçlere dahil edecek yollar bulmalıyız.

 

“Hep birleşik bir ülke hayal ettim, tüm Kıbrıslılar, sadece Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar için değil, Maronitler ve Ermeniler için de birleşmiş bir Kıbrıs.”

 

“Savaş tehdidi olmayan bir Kıbrıs”

  • Nasıl bir Kıbrıs hayal ediyorsunuz?

  • Kythreotou: Her zaman, özellikle Unite Cyprus Now ile çalıştığım son 18 aylık dönemde hep birleşik bir ülke hayal ettim, tüm Kıbrıslılar, sadece Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar için değil, Maronitler ve Ermeniler için de birleşmiş bir Kıbrıs. Dikenli telleri, yıkılmış binaları görünce içim acıyor. Dikenli teller, geçiş noktaları, ordular olmayan bir Kıbrıs hayal ediyorum. Savaş tehdidi olmayan bir Kıbrıs, hoşumuza gitsin ya da gitmesin aklımızda, arkada bu hep var. Daha iyi ekonomi, serbest dolaşım, daha iyi insan ilişkileri olan bir Kıbrıs hayal ediyorum.

 

 

 

 

 

İlgili Haberler

Röportaj Haberleri