Galatasaray basketbol takımı paralarını alamadığı için antrenmana çıkmadı. Serdarlı oyuncuları da aynı.
Galatasaraylı basketbolculara yarı taksitleri verildi. Serdarlı futbolcularına da.
Galatasaray’ın kasasında para yok. Transfer yapmak istiyor. Serdarlı Galatasaray’dan hızlı çıkıp ara transferi bitirdi bile.
Koskoca 75 milyonluk nüfusta futbol oynanacak 5 adet doğru dürüst zemin bulunmuyor. Ne ilginçtir, KKTC’de de ayni problem var.
NOT: Birileri Türkiye’deki yetkililere, gelin Güney Kıbrıs’taki sahaları inceleyin dese, belki de çim saha konusu tarihe gömülecek. Ama o da RAJONA ters. Sakatlanırız, futbol kalitesini düşürürüz, batar-biteriz ama Güney’i incelemeyiz.
Türkiye’de sahalarda seyirci azaldı. Hay aksine! Bizde de ayni.
NOT: Onlar yine de hakem parasını çıkarır. Bizde hakem parasını çıkaran kulüp, o günü milli gün ilan eder.
Türkiye’de futbolcu yetişmiyor. Allah Allah. Aynı problem bizde de var.
Türkiye’de futbol alt yapılarına ayrılan bütçe komik. Vay vay vay vay. KKTC’de trajedi komik.
Türkiye’de olmayan bütçelerle transfere harcanan paraların haddi hesabı yok. Pes doğrusu! Bu kadar da benzerlik olmaz yani. Bizde de ayni.
Türkiye’de UEFA kriteri korkusu var. Bizde KRİTER korkusu.
Türkiye’de günah keçisi seçilen hakem camiası var. Aman Allah’ım, bizde de ayni.
Türkiye’de statlara hakemi eleştirmek için gidilir. Ne tesadüftür ki, “anca beraber ganca beraber”.
Türkiye’de maçtan sonra mütaalasız herkes ya teknik adam, ya yönetici olur. Eeeeeee üzüm üzüme bak baka kararır misali, bizde de ayni.
Türkiye’de gündem yaratılsın diye maçların her karesi 20 kamera ile tek tek incelenir. Bizde bir kamerayla, o da şanslıysak.
Türkiye’de hep kısa vadeli başarı beklenir. Vallahi bizde de ayni.
Türkiye’de gösterişe önem verilir. Yok artık bu kadar benzerlik. Bizde de ultrası.
Türkiye’de başkan ve yöneticiler, futbolu anlamamalarına rağmen futbocudan daha çok bilinir. Pes doğrusu! Bizde de ayni.
Aklımdayken sorayım. Atletico Madrid kulüp başkanının adı neydi? Bulana bir paket çukulata... Google’a sormak yok ha... Sizi gibi densizler.
Türkiye’de futbol özellikle AKP’nin başa gelmesiyle siyasetleştirilip dibe vurdu. Peeeeeee, Türkiye bu konuda bizden geç kaldı. Biz Saray’dan tutun da, Başbakanlık, Parti başkanlığı, Milletvekilliği, müsteşar, müdürlük sayılarını unuttuğum bir çok noktaya durmaksızın futbol yöneticisi italatı yapıyoruz. Daha sonra da futbol battı diye feryat ediyoruz. Hatta, futbolu yöneten kişinin belediye başkanlığı “barradan” döndü.
Türkiye, Uluslararası Futbol Tarihi ve İstatistkleri Federasyonu (IFFFS) tarafından 13’üncülükten 27’nci sıraya düşürüldü ki, bu çöküş futbolda “batmakla” eş anlamlıdır. KKTC’nin bu konuda sıkıntısı yok. Çünkü, biz 1983 yılında doğarken battık.
Türkiye’de Fatih Terim “futbolun mevcut durumundan hepimiz suçluyuz” diyor. Yani, suçsuz insanlarla değil de, suçlularla futbolu düzeltmek istiyorlar. Bizde de ayni. Yıllardır sporun başında oturan suçlular, BAL ligine giden oyuncular için ara yol önerisi yapıyor. Haydi canım sizde... Aklınız neredeydi?
Türkiye’de futbolun bir oyun olduğu hep unutulur. Ne üzücüdür ki, ayni hastalık bize de sıçramış.
Türkiye’de kültür seviyesi yüksek salon sporları, futboldan çok daha başarılı. Bu kültürü futbola enjekte etmiyorlar. Pes doğrusu! KKTC’de de ayni.
Bir konuda örtüşmediğimiz için çok şanslıyız! Türkiye’de seyirciler maça girerken “etiketlendi”. Nazikçe adına PASSOLİG dendi. Allah’ıma bin şükürler olsun ki, bizde koyun ve inekler etiklenir. “Noldu be gardaş” diyerek stada girmek kadar güzel bir olay yok herhalde. Ama o da şimdilik.