• “…eşek herif” sosyal medyada yazılabilir, gazetede yazılamaz
• Yenidüzen’in haberi sosyal medya dilinin, gazete haber diline ‘olumsuz’ etkilerinin bir örneği oldu
• Gazete haber dili, hala kendine özgü kuralları ile geçerliliğini sürdürüyor
Teknoloji çok şeyle birlikte dili de değiştiriyor. Elektronik haberleşme araçlarında önce email ve sms yöntemleriyle “özel bir dil” gelişmeye başladı. Yazılı dil ile konuşma dilinin karışımına benzeyen, kısaltmalar ve görsel sembollerin sıkça kullanıldığı bu dil, bugün sosyal medya mecrasında giderek yeni unsurlar kazanıyor.
Sosyal medya dili gelişiyor
Sosyal medyanın günlük yaşam rutinlerimizde işgal ettiği süre artmaya devam ederken, kullanılan dil de özgünleşiyor. “Sosyal medya dili” olarak tanımlayabileceğimiz bu dilin, konuşma dilimiz gibi yazılı dili de etkileyebileceğini tahmin edebiliriz.
Öte yandan sosyal medyanın geleneksel medyayı da ciddi şekilde etkilediğini görüyoruz. Facebook, twitter başta olmak üzere sosyal medya araçları, geleneksel gazeteciliğin en büyük handikabı olan feedback-geri besleme(bir anlamda okurun katılımı) konusunda geniş olanaklar sağlıyor. Gerek geri besleme, gerek gündemi takip olsun, sosyal medyadan yararlanmayan birgazeteciyi artık düşünemiyoruz.
Bu dil gazetecilikte kullanılamaz
Gerek gazeteciliğin, gerekse sosyal medyanın gelecekte ne olacağını bugünden tahmin edemeyiz. Ama bugün için konuşursak, “sosyal medyada yapılan herşeyin, geleneksel medyada da uygulanması doğrudur” sonucuna varamayız. Konumuz dil ise hemen söyleyelim, sosyal medya dili gazetecilikte kullanılamaz ve bu konuda çok dikkatli olunmalıdır.
Sosyal medya kamusal olmayabilir
Gazetecilik “kamusal” bir meslektir ve kamusal sorumluluklara sahiptir. Sosyal medya içerikleri kamusal boyut taşıyabildiği gibi “özel” yani kişisel-grupsal anlam da taşıyabilir.
Gazeteciliğin kamusal göreviyle ilişkili olarak, (özellikle haberlerde) standartlaşmış, sorumluluk taşıyan bir dili vardır; sosyal medyada kullanılan dil ise herhangi bir sorumluluk içermeyebilir.
Kullandığımız dil Türkçe ise haber, önce Türkçe yazım kurallarına sonra da habercilik kriterlerine uygun ve herkesçe anlaşılır bir dille yazılmalıdır. Sosyal medya paylaşımını yazanın bu kurallara uyma ve herkesçe anlaşılma kaygısı olmayabilir.
Gazeteciler ayni zamanda sosyal medya kullanıcısıdırlar. Her iki mecrada kullandıkları dili birbirine karıştırmamalıdırlar. Özellikle sosyal medya metinlerini haber için kullanırken, aynen aktarmanın yaratacağı sakıncaları tahmin ederek dikkatli olmalıdırlar.
Yenidüzende bir ölüm haberi
15 Mayıs 2015 tarihli Yenidüzen’in 3. Sayfasında yer alan bir haber, sosyal medya dilinin, gazete haber diline ‘olumsuz’ etkilerinin bir örneği oldu. ‘Yenidüzen(Özel)’ imzalı haberde bir gencin 10 metre yükseklikten düşüp öldüğü yazılıyor.
Sosyal medya yazışmalarından yararlanılarak yazıldığı anlaşılan haber, başlığından itibaren çok sayıda hatayla dolu. Hataların sebebinin, bazı sosyal medya ifadelerinin aynen aktarılmasından kaynaklandığını tahmin ediyoruz. Önce başlığa bakalım:
“10 metreden düştü
BU NASIL ÖLÜM?”
Başlık okura öncelikle, pek örneği olmayan, şaşırtıcı, önemli bir ihmalin sonucu gibi olasılıklarla gerçekleşen bir ölümü çağrıştırıyor. Ancak haberi okuyunca ölümün çok olağandışı olmadığını anlıyoruz. Evet, bütün ölümler yakınları için şaşırtıcıdır ve haberler yakınların duyguları da düşünülerek yazılmalı. Özellikle ölenin yakınlarını incitmeyecek, yaralamayacak bir üslup kullanılmalı. Ancak gazetedeki haber sadece yakınları için yazılmaz, tüm okurların haberi bütün gerçekliği ile doğru algılamasını sağlayacak bir dil kullanılmalı. Okurun zihninde farklı anlamlar oluşmasına fırsat verilmemeli.
“Murat’ın ölüm sebebi yapılan otopsinin ardından kesinlik sağlayacak”
Bu cümle haberin spotunda yer alıyor. Yazı dilinde, haber dilinde (hatta konuşma dilinde) yukarıdaki cümlenin “…kesinlik kazanacak” kelime grubuyla tamamlanması gerekir. Sosyal medya dilinde bu tür hataların fazla önemi olmayabilir; sayısız yazım hatası yapsanız da facebook arkadaş grubunuz sizin söylemek istediğinizi anlayabilir. Yukarıda alıntı yaptığımız cümlede de ne anlatılmak istediğini tahmin edebiliyoruz.
Ancak gazeteler ayni zamanda eğitim kurumudurlar ve dili doğru, kurallarına uygun olarak öğretmelidirler. Eğer, “nasıl olsa ifadeyi bozmaz” diye küçük yanlışlıklara izin verilirse, bunun nereye varacağını kestiremeyiz.
“Girne dün sabaha kötü haberle uyandı”
Haber metni bu cümle ile başlıyor. İfade gücü yüksek, edebi bir giriş yapılmış. Ancak haber edebi bir yazım türü değildir ve anlam kaymalarına yolaçabileceği gerekçesiyle edebi ifadelerden kaçınılması gerekir.
Haberin bütün unsurlarının gerçeğin bir parçasını yansıttığını gözönüne alırsak(ki öyle olmalıdır), yukarıdaki haber giriş cümlesinden, olayın kulaktan kulağa yayılarak sabah saatlerinde bütün Girnelilerin ölümden haberdar oldukları sonucuna varırız. Fakat Girne küçük bir köy değil ki; 20 bin üzerinde nüfusun yaşadığı bir kentin sakinleri, benzer bilgileri daha çok medyadaki haberlerle öğrenir.
Giriş cümlesinde “bütün Girnelilerin gencin ölümüne üzüldüğü” vurgulanmak istenmişse, ölen kişinin kentlilerin çoğunluğu tarafından tanınan birisi olması gerekir. Elbette insanlar her ölüme üzülür. Ancak haberde ölen kişinin kentli tarafından ne kadar tanındığını öğrenemiyoruz; hatta ölenin kim olduğunu da anlayamıyoruz. Çünkü haberde isminden başka bilgi verilmemiş.
“…sosyal medya üzerinden taziye mesajları yayınlandı”
Haberde ölen genç Murat Haligür’ün yakınları ve arkadaşlarının sosyal medya aracılığı ile taziye mesajları yayınladığı yazılıyor. Türk Dil Kurumu sözlüğünde “Taziye” kelimesinin anlamı söyle açıklanıyor: Ölen kimsenin yakınlarına başsağlığı dileme.
Haberde üç kişinin mesajlarından alıntı yapılmış, ama hiçbiri ölenin yakınlarına başsağlığı dilemiyor. Sadece ölenle anılarını ve kendi üzüntülerini anlatıyorlar. Demek ki bu mesajlar taziye değil.
Okurlar gazete okurken sözlüğe pek başvurmaz, bir kelime ve kavrama metin içinde verilen anlamı benimser. Şimdi düşünelim, çok sayıda haberde taziye, yukarıdaki gibi üzüntü anlamında kullanılırsa, okurlar (özellikle de gençler), bu kelimeye nasıl bir anlam yükleyecek? Sonuç belli, okur bir kelimeyi medya aracılığıyla yanlış öğrenecek.
Yani mesele basit bir yazım hatasından ibaret değildir.
“…eşek herif”
Sosyal medyada paylaşılan ve Yenidüzen’deki haberde de alıntısı yapılan mesajlarından birinde eşek herif ifadesi geçiyor. Bir yakınlık ve samimiyet ifadesi tabii ki ve sosyal medyada kullanılmasında sakıncası yok.
Ancak haber dilinde böyle ifadeler(çok gerekmedikçe) kullanılamaz. Gazetecilik sorumluluğu ve medya etiği de benzer ifadelerin kullanılmasına onay vermez. Gazeteci, ölenin arkadaşlarının samimiyetini aktarabilmek için başka yöntemler bulabilmeli, ayni kelimeleri kullanmak zorunda değildir.
Sonuç olarak şunları vurgulayabiliriz:
- Toplumsal sorumluluk düzeyi gazetecilik ile sosyal medyada ayni değildir.
- Artık, sosyal medyadan yararlanmadan gazetecilik yapılamaz. Ama bu sosyal medyada yapılan her şeyin gazetelere de aktarılabileceği anlamına gelmez.
- Gazete haber dili, bir yazı türü olarak hala kendine özgü kuralları ile geçerliliğini sürdürüyor ve bu dili iyi kullanmak için çaba göstermek gerekiyor.