Daha önce de olmamış mıydı ? Olduydu…. Ama sanırım bu kadar da açıktan, bu kadar göstere göstere hiç olmamıştı.
Biraz ucuz olmadı mı ? “Hedef için, ne pahasına olursa olsun” diyor galiba bazıları. Sorular da, gün geçtikçe çoğalıyor kafalarda.
Satın alanlar, ne satın aldıklarının farkında mı acaba ? Satanlar, neyi sattıklarının farkındalar mı acaba ? Ne zaman uyanacaklar ? Güzel rüyalarının ilelebet gideceğini mı sanıyorlar ? Başroldekiler, Ömer Seyfettin’in ‘Diyet’ hikayesini hiç okudular mı ?
***
Birileri “Demokrasi hikaye…. Ben anlamam... Ben de ne dersem o olur…..” diyor. Çıkarcılar da ‘heşa he’ çekiyorlar olup bitenlere. Oynanan oyunun tehlikelerinin farkında bile değiller.
Memlekette para yok… Avuç açıp, ne pahasına olursa olsun, dilenme var. Para, birilerinin elinde. Düdük de aynı ellerde. Üstelik “Parayı ben verdim, düdüğü de ben çalarım” diyorlar.
Yönetmeni ile, başrol oyunları ile figüranları ile, kötü mü kötü bir film izliyoruz ibretle. Üstelik başrol pozlarındaki bazı figüranlar, figüran olduklarının farkında bile değiller.
***
‘Virüs’le Savaş’ devam ederken, okullar açıldı… Daha doğrusu ‘Açılmışşş…. Nasıl açıldı ? Kaç anne-baba çocuğunu okula gönderdi ? Kaç anne-baba, çocuğuyla beraber ‘On-Line’ eğitimde ? Herkes huzursuz. Sadece veliler değil, öğretmenler de.
Memlekette su yok. Gözler ve kulaklar patlayan boruda. Bugün-yarın diyerekten ertelenmekte su akışı. 11 Ekim Seçimi sonrasına aktarılırsa hiç şaşırmayın. Sonrası mı ? Sonrasında ya havalar düzelecek (!) sular akmaya başlayacak, yahut da hava koşulları daha da kötü olacak.
Manzara pek de hoş değil açıkçası. Buna sebep olan ‘bölücüler’ nasıl ‘böldükleri’nin farkında bile değiller.
Şaşkınlar ülkesi
Ne ne yaptığımızı biliyoruz ne de ne yapacağımızı… Biz de bu durumdayız, Hükümetimiz de…
Gelecekle ilgili ne bir planımız var ne de bir projemiz… Biz de bu durumdayız Hükümetimiz de…
Ne mantık kaldı ne de asap… Biz de bu durumdayız, Hükümetimiz de…
Kimisi Allah’a dayadı her şeyi kimisi Kader’e… Umudunu hepten yitirip “Boşveeeerrrrr… Her şey olacağına varır” diyenlerin sayısı da az değil.
Cümleten çok ilginç günler geçirmekteyiz velhasıl. Bıraktık bir yana geleceği, gün’ü nasıl atlatacağımızdan başka bir şey yok kafamızda.
Hal böyleyken, bazılarımızın ‘Koltuk’ uğruna neler neler yaptığını da izlemeye çalışıyoruz yüzümüzdeki tebessümle.
Sokak Ağzı
“Yetmezdi Suriye, Libya, Akdeniz kavgası, bir da Azerbaycan eklendi üstüne. Her tabakda maydanoz. Anavatan galiba bir Yavruvatan daha yaratmaya kararlı.”
***
“Halkını bu kadara aptal yerine koyan bir Başbakan daha var mı dünyada ? Ama itiraf etmeliyim ki zaman zaman gerçekten aptal mıyız diye düşündüğüm de olmuyor değil.”
***
“Artık öyle bir oldum ki ne televizyon seyrederim, ne radyo dinlerim ne da gazedda okurum. Her geçen gün sinirlerim gerildigce geriliyor. Marsa mı göç etsek acaba ?”
***
“Sayın Başbakan. 117 milyon için bir de askeri resmi geçit düzenleseydiniz bari.”
***
“Başbakan’ın yazılı açıklamalarını kendisinin yazmadığından yüzde yüz eminim. Kim kaleme alıyor çok ama çok merak ettim.”
***
“Büyükelçi yalanlama açıklaması yapmak zorunda kaldı. Ne beklerdniz ? Çıkıp evet yazılanlar doğrudur. Olan biten herşeyin karargahı Elçiliktir desin ?”
Anlayana
“Siyaset cambazlığına giren bir adam, iradesine dikkat etmelidir Çünkü siyaset karakteri bozar.” (Otto von Bismarck)