Bu ÜLKE size benzemez!

Cenk Mutluyakalı

 

Senelerdir anlatılan, anlaşılmayan bir durum var.
Kıbrıs bir başka ülkedir!
Çok dillidir, çok dinlidir, çok seslidir, çok kültürlüdür ve bir ülkedir.
Başka bir ülke!
Kardeşinizdir, yavrunuzdur, komşunuzdur, sömürgenizdir, etinizdir, tırnağınızdır, teyzenizin oğludur, amcanızın kızıdır, her nasıl hisseder ya da hissetmezseniz kendi bileceğiniz iştir.
Ama bir başka ülkedir!
Başka bir kültür!
Başka bir coğrafya!
Başka bir hayat!
Başka bir gerçek!

*  *  *

Sevgiye engel değildir bu, saygıya kusur yaratmaz, öyle karşıtlığı falan da anlatmaz!

*  *  *


Kıbrıs acılı bir ülkedir.
Korkular yaşamıştır çok, hınçlar büyütmüş, öfkeler beslenmiştir içinde!
Kimi kalleşçe, kimi ustalıkla, çoğunlukla bilinçli olmuştur tüm bunlar.
Milliyetçilikle kanatılmış, statü kavgalarıyla örselenmiş, şiddetle istismar edilmiştir.
Ama mahkum değildir hiçbirine!

*  *  *

Sömürge artığıdır Kıbrıs!
Gelen kusmuştur mide bulantısını, giden basmıştır sopasını...
İllaki başkaları yönetmek istemiştir, hep bir "itaat" beklentisi arzulanmış; hep "süklüm püklüm" olması istenmiş, hep eğilip bükülmesi beklenmiştir...

*  *  *

Yağma cennetidir, ganimet zehridir, dedikodudur, entrikadır, müzmin çıkar bekçiliğidir, bencilliktir, iki yüzlülüktür, beleşçiliktir, içine kapalı bir güvensizliktir.
Öyle de, bambaşka bir özgürlüktür!
Yobazlığın ve gericiliğin sökmediği, efelenmenin çok da hesaba gelmediği, keyfin ertelenmediği, kibirin sineye çekilmediği, her mevsim aşkın kanatlandığı, meyhane sofrasında içkinin besmeleyle yudumlandığı yerdir...

*  *  *

Yüzyıllardır defa defa kurtarılmış ama kurtulamamış, haraç mezat satılmış ama kimselere yar olmamış, çakır keyif kiralanmış ama içi içine sığmamış diyardır!

*  *  *

Yine gelelim en başa!
Onca anlatılıp, nice anlaşılmayana!
Bir başka ülkedir Kıbrıs.
Bambaşka!
Ne size, ne ona, buna!
Belki biraz hepsine!
Yine de kendine benzer en fazla, illa kendine!