Yades Sandwich & Salad sahibi genç iş insanı Serkan Demirman, ülkedeki sistemsizlikten yakındı, “Bu yaşıma geldim sistemi düzeltmek için uğraşan bir yapı görmedim o yüzden de bu sistemsizlik hep devam edecek” dedi.
Hüseyin ÖZBARIŞCI
Girne’de 2021 yılının henüz başında girişim yaparak Yades Sandwich & Salad dükkânını açan genç iş insanı Serkan Demirman, çocukluğundan bu yana yemekle ve mutfakla uğraşmayı sevdiğini aktararak, o yüzden bu sektörü seçtiğini söyledi.
İşini kurarken oldukça zorlandığını aktaran Serkan Demirman, ülkede girişimciliğe yönelik bir destek olmadığı için, “kendi yağımızla bu işe girdik. Maddi yönden çok zorlandık” dedi ve gençleri girişimciliğe teşvik edecek bir yapının şart olduğunu dile getirdi.
İş yeri olarak büyümeyi ve gelişmeyi hedeflediklerini aktaran Yades Sandwich & Salad dükkanının sahibi Demirman, yurt dışında yapılan Franchise seviyesine gelebilmek istediklerini ifade etti.
Serkan Demirman, “ülkemizin eski esnaflar gibi insanlara ihtiyacı var” diyerek, gençlere girişimcilik yapmaları konusunda korkmamaları tavsiyesinde de bulundu.
- Sizi biraz tanıyabilir miyiz?
- Ben Serkan Demirman. Lefkoşa doğumluyum. Hayatım boyunca genelde sporla ilgilendim. Basketbol ve futbol… Bir dönem Lefkoşa’da bar çalıştırma gibi bir serüvenim oldu. Evlendikten sonra Alsancak’a taşındım. Kısa bir süre özel bir şirkette de çalıştım. Sandviççiler ülkemizin yüzü… Benim de yemek sektörüne yönelik merakım nedeniyle burayı açma fikrimi hayata geçirdim. Biz aslında sandviçin yanında, salata da yapıyoruz.
“Çocukluğumdan beridir yemekle ve mutfakla uğraşmayı severim”
- Yemek sektöründe hizmet veriyorsunuz. Bu sektörü tercih etmenizin sebebi nedir?
- Ben çocukluğumdan beridir yemekle ve mutfakla uğraşmayı severim. Her insanın zevk aldığı işi yapması lazım diye düşünürüm. Aslında zevk aldığım bir iş de spordur ama bizim ülkemizde maalesef sporda tatmin olunabilecek seviyeye gelemezsiniz. Kendimi ne kadar mutlu edebileceğimi düşündüğümde yemek ve hizmet sektörü ilk aklıma geldi ve bunu gerçekleştirmek istedim.
- Genç yaşta atılım yaptınız ve iş kurdunuz. İşinizi kurarken zorlandığınız noktalar oldu mu?
- Bizim ülkede destek almak kolay olmadığı için maddi yönden sıkıntı çektiğimiz oldu. Genç girişimciliğe yönelik projeler var ama açıkçası çok tatmin edici projeler yok. Zaten bunlar da kısa dönemli projelerdir. Bunlardan da çok az kişi yararlanır. Yeteri kadar destek olmadığı için kendi yağımızla bu işe girdik. Maddi yönden çok zorlandık. Çünkü bankadan kredi alıp bir iş kuruyorsunuz. Kredi aldıktan sonra iyi bir seviyeye gelebilmek için 5 yıl geriye gittik. Ayakta kalmak için savaşıyoruz, umarım başarırız.
“Franchise seviyesine gelebilmek istiyoruz”
- İş yaşamında geleceğe dair ne gibi hedefleriniz var?
- Hayallerimiz, hedeflerimiz var. Bunun en önemlisi işimizi büyütmektir. Yurt dışında yapılan Franchise seviyesine (sözleşmeye dayalı, direkt bütünleşmiş bir pazarlama sistemi) gelebilmek istiyoruz. Bizim ülkemizde biraz zor ama temennimiz o seviyelere gelebiliriz.
- Bize biraz sektörünüzden bahsedebilir misiniz?
- Yemek sektörü her gün yaşayan bir sektördür. Alım-satım gibi değil. Sürekli sirkülasyon içerisinde olan ürünlerle uğraşıyoruz ve bunların iyi stoklanması, müşteriye en iyi şekilde sunumu, en iyi şekilde damak tadına uygun bir şekilde verebilmektir yemek sektörü. Bu sektörde sürekli bunları düşünerek yaşarsınız ve biraz zor bir meslek. Ama böyle olduğu için de aynı zamanda keyifli…
- Ülkemizde gençleri girişimciliğe teşvik edecek bir yapı var mı?
- Bir yapı var mı, yok mu aslında tam olarak bilinmiyor. Avrupa Birliği’nin ve Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası’nın projeye yönelik hibe programları var. Ama bunların devamlılığı yok. Ben hiç görmedim, bunlardan yararlanmak için çok fazla araştırmam da olmadı ama açıkçası gün yüzünde görünen bir şey yok. Devletin genç girişimcilere verdiği bir destek yok.
- Pandeminin sektörünüze ne gibi bir etkisi oldu?
- Biz bir buçuk aylık bir yapıyız. Bizim de gelişimimize etkisi var tabii. Kapasite olarak bütün kapasitemizi kullanamıyoruz, çalışma saatlerimiz kısıtlı ve ona göre çalışıyoruz. Aynı zamanda ülkede eleman bulmakta da çok zorluk çekiyoruz.
- Özellikle son 1 yıl içerisinde birçok kişi işsiz kaldı, birçok iş yeri de kapandı. Genç bir girişimci olarak bu durum sizi korkutuyor mu?
- Açıkçası korkutuyor ve gidişatın da normalleşmeyeceğini düşünürsek, gerçekten daha kötü yerlere geleceği aşikar. Çünkü biz bu durumda hem turizm, hem de öğrenciye yönelik ülke olduğumuz için bütün sektörlere yansıdı ve bu bayağı korkutucu. Hiçbir esnaf, hiçbir kişi olarak önümüzü göremiyoruz.
“Alınan önlemler yeterli değildi, bunun en büyük sebebi bilgisizlik ve bilinçsizlik…”
- Bu süreçte hükümetin aldığı önlemler yeterli midir? Ne yapılmalıydı?
- Alınan önlemler kesinlikle yeterli değildi. Bunun da en büyük sebebi bilgisizlik ve bilinçsizlik olduğunu düşünüyorum. Aslında onların da elinde olan bir şey değildi. Çünkü kapasiteleri bu kadardır. Yani yapmaya çalıştıklarını bir gün farklı bir şekilde yapıyorlar, tepki geldikten sonra değiştiriyorlar. Evet, bir şey yapılmaya çalışıyorlar ama bilinçsizlik bizi bu noktaya getirdi. Aslında bu ülkenin salgın açısından kontrol altına alınabilmesi çok basitti. Çünkü küçük bir ülkeyiz ve kalabalık değiliz. Bu seviyeye bizi maalesef bilinçsizlik getirdi.
“Bu yaşıma geldim sistemi düzeltmek için uğraşan birini görmedim. Bu sistemsizlik hep devam edecek”
- Ülkemizde bir sistemsizlik söz konusu… Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
- Bu kesinlikle değişmeyecek. Ben 34 yaşındayım ve küçük yaştan beridir gözlemlediğimiz, ülkenin tamamen siyasete yönelik düşünce yapısı var. Ülke içinde sistemli olabilmeyi sağlayacak bir yapı maalesef yok. Hangi parti iktidara gelirse Kıbrıs’ın tanıtılmasını düşünür. Tamam, tanınalım ama bizim içimizde hastanelerimiz, yollarımız, devlet dairelerimiz, eğitim sistemimiz çok kötü. Bu yaşıma geldim bunları düzeltmek için uğraşan bir yapı görmedim o yüzden de bu sistemsizlik hep devam edecek. Çünkü buna kafa yormuyorlar. Kafa yordukları konular başka konular…
- Özel sektör hakkında ne söylemek istersiniz
- Özel sektör desteksiz… Özel sektör her zaman günü birlik ve desteksiz yaşayan bir sektör. Hele de bunun gibi bir süreç olduğu zaman en çok desteklenmesi gereken özel sektörken ne yazık ki pratikte bu olmuyor. Devletin bütün kolları her zaman bir şekilde ayakta kalabiliyor ama özel sektör maalesef doğru bir şekilde desteklenmediği için ayakta kalmakta güçlük çekiyor. Bence özel sektör desteklenmeli çünkü aslında devleti ayakta tutan özel sektördür. Kamu görevlisi ve özel sektör çalışanları arasında bir de ayrışma söz konusu. Devletin kendi içerisinde düzensiz ve sistemsiz bir şekilde eleman alındığı ve bunun da kontrolünü sağlayamadıkları için oradaki kaos alında daha büyük. Özel sektörde bu yok.
- Genç yaşta girişimci olmak isteyen arkadaşlarınıza ne gibi tavsiyelerde bulunabilir siniz?
- Açıkçası ben kendi huzurum ve mutluluğum için bu işi ve özel sektörü seçtim. Çünkü biz Kıbrıslılar olarak yetenekli ve başarılıyız. Sadece imkânlarımız kısıtlandığı ve şartlarda hareket ettiğimiz için korkularla devlet kurumlarına girmek zorunda kalıyoruz. Çünkü zor olan kısmı seçmek her zaman daha zordur. Bunu başarmak zorundayız. Ülkemizin eski esnaflar gibi insanlara ihtiyacı var. O yüzden korkmamız lazım, korkarsak tamamen kaybedeceğiz.
- Son olarak ne söylemek istersiniz?
- Korkularla yaşamamız lazım. Bu süreçte bile, zor bir dönemde olmamıza rağmen ülkemizin geleceğini zorundayız. Ülkemizin daha iyi seviyeye gelebilmesi için atılımcı olmalıyız. Çünkü daha ileriki seviyeye gelmek için farklı bir dünya var. Biz burada biraz geri planda kaldık. Biz esnaflar olarak, bu sınırları yıkmalıyız.