“Bugün bölünmüşlük koşullarından hepimiz kaybediyoruz”

Hayatlarını barış mücadelesine adayan Derviş Ali Kavazoğlu ve Kostas Mişaulis, 1965 yılında katledilişlerinin yıl dönümünde Kıbrıs’ın güneyinde Dali’de ortak etkinlikle anıldı.

Hayatlarını barış mücadelesine adayan Derviş Ali Kavazoğlu ve Kostas Mişaulis, 1965 yılında katledilişlerinin yıl dönümünde Kıbrıs’ın güneyinde Dali’de ortak etkinlikle anıldı.

Kıbrıslı Türkler’in de katılım sağladığı etkinlikte önce konuşmalar yapıldı, ardından ise Kavazoğlu’nun Dali’deki mezarına çiçekler bırakıldı.

Etkinlikte DEV-İŞ Başkanı Hasan Felek ve AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu konuşma yaptı.

Felek: “Bu ülke ne petrol şirketlerinin ne de askeri üstleri olan emperyal ülkelerindir. Bu ülke bizimdir.”

DEV-İŞ Başkanı Hasan Felek etkinlikte yaptığı konuşmaya Kavazoğlu’nun öldürülmeden 25 gün önce 16 Mart 1965 tarihli bir makalesinden alıntı yaparak başladı. Felek, Kavazoğlu ifadelerini şöyle aktardı:

“Dört yüz kusur yıl boyunca bu topraklarda barış içinde kardeşcesine yardımlaşarak beraber yaşadık, tahrikçilere fırsat vermeden müşterek düşmanlarımıza inat bu hayatı devam ettirmeliyiz ve ettireceğiz. Kıbrıs halkına, Türklere ve Rumlara, ölüm, kan, ateş, yıkım, mezar, açlık, gözyaşı değil, hayat, barış ve mutluluk gerekir, iş gerekir, ekmek gerekir. Güzel adamızda barışıcı hayatı yabancılar değil, gene biz Kıbrıslılar, Türkler ve Rumlar beraber kurmalıyız ve kuracağız. Adamızdan kan ve barut kokusunu silmek için barışçı davranışlarımıza yarın değil bugün başlamalıyız.”

Kavazoğlu’nun ifadelerini aktardıktan sonra Felek şu ifadeleri kullandı: “Evet aradan 54 yıl geçti. Savaşlar, çatışmaları, daha pek çok ölümü, kayıpları ve düşmanlıkları geride bıraktık. Peki gerçekten geçmişimizle yüzleşebildik mi? Bu iki yurtsever insan hayatını birleşik Kıbrıs ve barış için verdi. Fakat 54 yıl sonra bugün hala ülkemizde bir barış tesis edemedik, birleşik Kıbrıs’ı yaratamadık. Ben bugün mahcubum. Buruk ve kırgınım. Çünkü hala eksiğiz. Çünkü hala Kavazoğlu ve Mişaulis’in düşünü gerçek yapabilmiş değiliz.”

Felek: “Barışın olmadığı her geçen gün biz kaybediyoruz. Birleşik Kıbrıs’ı yaratamadığımız her gün birbirimizden uzaklaşıyoruz. Federasyon’u oluşturamadığımız her gün bu ülke ayaklarımızın altından biraz daha kayıp gitmektedir. Bugün bölünmüşlük koşullarından hepimiz kaybediyoruz. Kıbrıslı Rumlar da, Kıbrıslı Türkler de… Bu adada yaşayan tüm toplumlar da.”

İşte Hasan Felek’in konuşmasından öne çıkanlar:

“Bugün burada toplanan yüzlerce kişi var. Bugünün anlamı basit bir anma etkinliği veya nostalji zamanı değildir. Olmaması lazımdır. Bugün burada hepimiz biraz da olsun mahcup olmalıyız. Çünkü bir yandan Kavazoğlu ve Miaşaulis’in anılarına ve mücadelesine sadık kalmaya çalışırken diğer yandan hala bu ülkede birleşik kırbıs’ı ve siyasi eşitliğe dayalı bir federasyonu kuramadık. Bu hepimizin  eksikliği ve başarısızlığıdır. Bugün belki de bu etkinliğin anlamı tam da eksikliklerimize ve başarısızlıklarımıza odaklanıp bunları aşabilmek için neler yapmamız gerektiğini ve daha fazla çaba sarfetmemiz gerektiğini anlayabilmektir. Bir yandan geçmişimizle yüzleşirken diğer yandan da artık mücadele çitasını yükseltmemiz gereken bir dönemden geçmekteyiz.”

“AP seçimleri”

“AP seçimleri Federasyon yanlısı Kıbrıslı Türkler için önem teşkil ediyor çünkü gerçek bir federalist ve hayatını barış, yüzleşme ve birleşik Kıbrıs düşüne adamış bir insan olarak Niyazi Kızılyürek’in adaylığı heyecan ve umut yaratmaktadır. Tam da enternasyonal değerlerin yerine milliyetçi ve ırkçı duyguların hakim olduğu bir dönemde Kızılyürek’in kazanması adanın iki yanında büyük bir heyecan ve motivasyon yaratacaktır. Aynı zamanda popülist hareketlerin baskın hale geldiği Avrupa’da enternasyonal bir mücadele hattı örmek anlamında da önem taşıyan bu seçim, Avrupa’nın kaderini de etkileyecektir. Bizim arzumuz da çabamız da, adalet ve eşitlik temelinde çoğulcu, demokratik ve enternasyonal bir Avrupa’nın yaratılmasıdır.”

“Bu ülke bizimdir”

“Bu ülke ne büyük petrol şirketlerini ne de askeri üstleri olan emperyal ülkelerin. Bu ülke bizimdir. Ve biz de bu ülkeyiz. Aynen Kavazoğlu ve Mişaulis gibi. Bugün bu ülkeye daha fazla sahip çıkmalı ve bağımsızlık, barış, federasyon doğrultusunda mücadele bayrağını yükseltmeliyiz. Barışın olmadığı her geçen gün biz kaybediyoruz. Birleşik Kıbrıs’ı yaratamadığımız her gün birbirimizden uzaklaşıyoruz. Federasyon’u oluşturamadığımız her gün bu ülke ayaklarımızın altından biraz daha kayıp gitmektedir. Bugün bölünmüşlük koşullarından hepimiz kaybediyoruz. Kıbrıslı Rumlar da, Kıbrıslı Türkler de… Bu adada yaşayan tüm toplumlar da.”

 

Kiprianu: “Diyorlar ki “Kıbrıs sorunu çözülürse Kıbrıs Türkleşecek”. Kıbrıs sorunu çözülmezse Kıbrıs Türkleşecek. Türkiye yıllardır Kıbrıstürk toplumunu güçsüzleştiren ve Ankara’ya bağımlılığını artıran politikaları yaşama geçirmektedir. Küçük bir toplum güçlü Türkiye karşısında sonsuza kadar direnemez. Kıbrısrum toplumunda sağ ve aşırı sağ bunu zamanında anlamazsa bu kez Kıbrıs’ı bir daha düzeltilemeyecek şekilde yaralayacaktır.”

AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu’nun Konuşmasından öne çıkanlar

“Diyorlar ki “Kıbrıs sorunu çözülürse Kıbrıs Türkleşecek”. Kıbrıs sorunu çözülmezse Kıbrıs Türkleşecek”

“Halkımızın kahramanları Derviş Ali Kavazoğlu ve Kostas Mişaulis’i saygıyla anmak için bu yıl da buradayız. İki değerli yoldaşımızın kanlar içerisinde omuz omuza canlarını verdiğini o son kucaklaşma gözlerimizin önüne geliyor ve bu yıl da onlara olan büyük borcumuzu derinden hissediyoruz. Her Nisan ayı bizi yaralıyor. Halkımızı zehirlemek için milliyetçiliğin akıttığı zehrin ne kadar öldürücü olduğunu, yerli ve yabancı hainlerin halkımız aleyhine işledikleri ihanetin ne kadar büyük olduğunu bize hatırlatıyor. Her Nisan ayı inadımıza inat katıyor. Çünkü ortak bugünümüz ve ortak geleceğimiz için görev ve yükümlülüklerimizi önümüze koyuyor. Dünyanın bu küçük köşesinde barış içinde yaşamamız için biz Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin akıtılan kanlarımızla verdiğimiz mücadeleleri haklı sonuçlarına ulaştırmak için ortak andımızı hepimize hatırlatıyor.”

“Avrupa Parlamentosu seçimleri hem Avrupa’nın, hem Kıbrıs’ın geleceği açısından çok kritiktir. Durum değişmelidir. Hem Avrupa’da, hem Kıbrıs’ta. Sosyal eşitsizlikler insanları çaresizliğe ve sefalete sürüklüyor. İnsanların alım gücü hızla eriyor. Yoksulluk, nüfusun giderek daha da büyük kesimlerini tehdit ediyor. Çalışma ilişkileri sistematik bir biçimde düzensizleştiriliyor. Irkçılık ve yabancı düşmanlığı yaygınlaşıyor. Güvencesizlik hâkim oluyor. Faşizm tekrar başkaldırıyor. Yabancı düşmanlığı, ırkçılık, popülizm, nefret ve şiddet, büyük çıkarlara hizmet. Tüm Avrupa’daki rolleri budur. Kıbrıs’ta da rolleri budur.”

“Diyorlar ki “Kıbrıs sorunu çözülürse Kıbrıs Türkleşecek”. Kıbrıs sorunu çözülmezse Kıbrıs Türkleşecek. Türkiye yıllardır Kıbrıstürk toplumunu güçsüzleştiren ve Ankara’ya bağımlılığını artıran politikaları yaşama geçirmektedir. Küçük bir toplum güçlü Türkiye karşısında sonsuza kadar direnemez. Kıbrısrum toplumunda sağ ve aşırı sağ bunu zamanında anlamazsa bu kez Kıbrıs’ı bir daha düzeltilemeyecek şekilde yaralayacaktır.”

 

 

 

Haberler Haberleri