Fehime ALASYA
Özveri ve gönüllülük ilkesiyle çalışmalarını sürdüren Kıbrıs Hayvan Hakları Derneği, etkin ve detaylı araştırmaları sayesinde, zehirleme yapanların bulunabileceğine dikkat çekti. Derneğin en büyük hedefleri ise sokaktaki hayvanların refahını sağlamak ve kısırlaştırarak kontrolsüzce çoğalmalarına engel olmak…”
Son zamanlarda gündeme gelen hayvan katliamlarını YENİDÜZEN’e değerlendiren Avukat Göksu Durmuş, etkin ve detaylı araştırma yapıldığı takdirde önlenebileceğine dikkat çekti. Kıbrıs Hayvan Hakları Derneği ve çalışmalarıyla ilgili bilgiler aktaran Durmuş, derneğin yönetim kurumunda yer alıp, hukuki işlerini yürütüyor.
‘Yaşam standartlarını iyileştirmek, kontrolsüz çoğalmalarını önlemek’
Derneğin Seda Günsoy’un başkanlığında 2015 yılında kurulup, adada bulunan hayvanların refahını ve yaşam standartlarını iyileştirmenin yanında kontrolsüz çoğalmalarını önlemek amacıyla çalışmalar yürüttüğünü dile getiriyor. Dernek, gönüllü çalışan ve veterinerlerle işbirliği içinde yürüttüğü çalışmaları bağışlar veya yardımlarla sağlıyor. Çeşitli etkinlik ve aktivitelerle gelir elde etmeye çalışan dernekte çoğu kez üyelerin özverili çalışmalarıyla hayat buluyor.
Sokak hayvanlarını kısırlaştırmak ve hayvan refahı yasasının iyileştirilmesi hedefinde olan dernek, konuyla ilgili yasa düzenlemesi hazırladıklarını kaydetti.
Mart 2013 tarihinde yürürlüğe giren yasanın uygulanmasında büyük sıkıntılar olduğunu dile getiren Göksu Durmuş, cezaların arttırılması, belediyeye düşen görev ve sorumluluklarının artması, hayvan alım ve satımlarının denetim altına alınması gibi bazı maddelerde düzenleme isteyen dernek, özellikle pet shop’larda yapılan üreme ve satışlardan şikâyetçi.
Durmuş; “Halk şikâyet etmekten çekiniyor, yasaları iyi bilmiyor, yasalarda düzenlenmesi gereken maddeler de var. Üreme ve satışların ivedilikle denetim altına alınması şart. Pet shop’larda yapılan kontrolsüz satışlar, özellikle sokaktaki köpek nüfusunun çoğalmasına neden oluyor. Örneğin bu tarz yerlerden satın alınan köpekler, özellikle öğrenciler tarafından eğitim sonunda sokağa bırakılıyor. Köpeğini yurt dışına çıkarmak isteyin öğrenciler birçok zorlukla karşılaşıyor ve kendisi ülkesine geri dönerken köpeğini sokağa bırakıyor. Bu kabul edilemez. Bu sefer de halk sokak havyalarından rahatsız oluyor. Kayıt dışı satışları yasaklarsak bu konuyu daha yakından etkileyebiliriz.” diyerek sitem etti.
“Bulunamadı” denilip konu kapatılıyor”
İlgililerin duyarsızlığından yakınan Durmuş, etkin ve detaylı bir araştırma sayesinde zehirleme yapanların bulunabileceğine dikkat çekti. Durmuş, “İnsanımız şikâyetten kaçıyor, polis de zehirlenmelerle ilgili detaylı ve etkin bir araştırma yapmıyor. Etkin soruşturma yapılırsa zehirlemeyi yapanlar ortaya çıkarılır. “Bulunamadı” denilip konu kapatılıyor. Bir köpek zehirlendiği zaman halk bunu şikâyette çekiniyor. Hayvan hakları refahı yasasına göre böyle bir olayı polise şikâyette bulunabilirsiniz. Polis de bununla ilgilenecek ilk mercidir. Polis rapor tuttuktan sonra ilgili bakanlık olan tarım bakanlığına bildirir. Konu mahkemeye intikal edebilir ve her mahkeme de farklıdır fakat yasalarımıza göre en yüksek ceza bir yıl hapisliktir. Bizler veteriner dairelerinin de etkin bir şekilde görevini yaptığını düşünmüyoruz. Sokak hayvanlarındaki sayı giderek artıyor ve veteriner dairelerinin de müdahalesini zorlaştırıyor” dedi.
“Derinlemesine araştırma yapılsa bunu yapanlar bulunabilir”
Gözlemlerine dayanarak adada en çok sokak hayvanının Girne ve Mağusa bölgesinde olduğunu dile getiren Durmuş, son zamanlarda yaşanan şiddet ve katliamların önüne caydırıcı cezalar ile geçilebilineceğine değindi. “Detaylı soruşturma yapılmalı. İnsanlarımızda nasıl olsa bir şey olmaz, polis araştırmayacak, cezası iki kuruştu diyerek suç işlemeye devam ediyorlar. Hâlbuki bu tarz vahşet haberlerinin ardından bunu yapanlar bulunsa ve yüksek bir ceza alsa bu suçu işlemek isteyenlere engel teşkil eden bir örnek olacak, ikinci bir kişi bu suçu işlemeye korkacak… Çoğu köpek ziraat ilacı ile zehirleniyor, bu ilaçları kim satıyor, kimlere satıyor gibi derinlemesine araştırma yapılsa bunu yapanlar bulunabilir. Bu suçları işleyenler belirlenirse asgari ücretin dört katına kadar para ve konunun mahkemeye intikal etmesine karşın hapis cezası dahi alabiliyor.” şeklinde konuştu.
Yasaya göre her belediyede barınak olmalı…
Kısırlaştırma ve satış yüzünden sokak hayvanları konusuna çözüm bulunamadığının altını çizen Durmuş, belediyelerin doğum oranlarını veya evde bakılan köpekleri kayıt altına alması gerektiğine vurgu yaptı. Dernekte çalışanların gönüllülük kapsamında hizmet verdiğini anımsatan Durmuş, yasaya göre her belediyenin barınağı olması gerektiğine de değindi.
Durmuş şöyle devam etti; “Kayıt dışı adaya giren köpekler, artan köpek nüfusunda çok büyük etken. Üstelik dişi köpek sahipleri, yavrulamayı ve kaç yavru olduğunu belediyeye bildirmek ve yavruları kayıt altına almakla yükümlüdür. Fakat belediyelerin bunu denetleyecek ayrı bir birimi yok. İnsanlar da evde köpeklerini çiftleştirip yavrularını satıyor. Bu bile kontrolsüzce çoğalmaya nende oluyor.
Hepimiz çalışan insanlarız ve bu konularla işimizden arda kalan zamanlarda ilgilenmeye çalışıyoruz. Aslında bizim gönüllü olarak yürüttüğümüz çalışmaları belediyelerin yapması gerekiyor. Yasaya göre başıboş köpeklerin toplatılması ve sahiplendirilmesi, sahiplendirilene dek de bir barınakta muhafaza edilmesi belediyenin görevidir diyor. Fakat her belediyenin barınağı yok, keza Mağusa belediyesinin dışında hiç barınak yok…
Üstelik halkta olan yanlış yargı da bu barınakların yanlış kullanımına neden oluyor. İnsanlar sokakta olan tüm köpeklerin barınakta olması gerektiğini düşünüyor. Bu yüzden olan barınak kapasitesi de çok fazla. Kısırlaştır, aşıla, yaşat felsefesini hayata geçiremiyorlar”
“Sevgiyle hiçbir hastalık bulaşmaz”
“Sokak hayvanları, insanlar için bir tehdit oluşturmaz” diyen Durmuş, sokak hayvanlarının en büyük ihtiyacının sevgi olduğuna değindi. Durmuş “Bir sokak hayvanının başını okşayın ve beş, on dakika oyun oynayın, ona çok büyük bir mutluluk bahşetmiş olursunuz. Sonra da elinizi yıkayın, elinizi yıkadığınız zaman da hiçbir sorun olmaz, sevgiyle hiçbir hastalık bulaşmaz…” şeklinde konuştu.
Sosyal medyanın etkisi büyük
Ezelden beridir hayvan katliamı yaşandığını savunan Göksu Durmuş, olayların daha rahat gün yüzüne çıkması ve hayvan severlerin de giderek artmasıyla, bu olayların giderek azaldığını dile getirdi. Bu bağlamda, halkı bilinçlendirme ve farkındalık yaratma adına sosyal medyanın büyük etkisi olduğunu anlatan Durmuş, duyarlı bireylerin de yaklaşımıyla güzel işlere imza atılacağını kaydetti.