UBP Kurultayı hesaplarını, Meclis Başkanlık Divanı seçimlerini, kavgaları, oyunları, küsmeleri ve barışmaları 22 Ekim’de bir kenara bırakıp, Adıyaman’da görülecek olan İsias Davası’na odaklanmalıyız.
Sadece Meclis’te ve Meclis dışındaki siyasi partiler ve milletvekilleri değil, tüm memleket olarak 6 Şubat 2023'te Adıyaman’da kaybettiğimiz "Şampiyon Meleklerimiz" için adalet arayışını sürdürüyoruz.
Bu adalet arayışı kapsamında, Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği'nin çağrısıyla Kıbrıs, davanın görüşüleceği 22 Ekim tarihine kadar her yanı, her akşam akşam 3 dakika karanlığa bürüyoruz.
***
Adıyaman Adalet Sarayı’nda dördüncü duruşması gerçekleşecek olan İsias Davası’nda, sadece otel sahiplerinin değil, otelin yapım sürecinde ihmali olan kamu görevlilerinin de yargılanması talep ediliyor. Çünkü İsias Otel’de otel sahiplerinin yanında bazı kamu görevlilerinin de ciddi ihmalleri var. Tüm bu ihmallerden sorumlu olanlar “olası kast” ile cezalandırılmalı.
Bu sorumlular “olası kast” ile cezalandırılıncaya kadar da bu mücadele, nefes almaksızın devam edecek.
***
Önceki sabah Kanal Sim’de Serhat İncirli’nin konuğuydu İsias Otel’de 6 Şubat 2023’te kaybettiğimiz Şampiyonlarımızdan Aras’ın babası Murat Aktuğralı.
İsias Davası’nı yakından takip eden biri olarak gözlerim dola dola izledim programı.
Depremde kendisi de İsias Otel’de olan ve enkaz altından sağ kurtulan Murat Aktuğralı, programda yaptığı konuşmada, “Benim dünyada bulunmak istediğim en son yerdir Adıyaman. Ancak mecburiyetten gidiyorum” dedi.
Baştan sona acıdır Adıyaman ve bu acının, yıkımın izleri var her yanında.
Havaalanından inip de sokaklarına çıktığınızda, yüzünüze yüzünüze çarpar acı.
Büyük bir heyecan ve gururla memleketten uğurladığımız şampiyon sporcularımızı, ailelerini ve öğretmenlerimizi çaldı bizden, aynı hotelde konaklayan turist rehberleriyle birlikte. O yüzden acıdır, ağrıdır, yıkımdır bizim için.
***
Adıyaman’da çocuklarımızı bizden koparan İsias Otel’in yakınlarında bir çember üzerinde saatli heykel var. O heykelin saatleri 6 Şubat depreminin olduğu saatte durdu. Sonrasında da unutulmasın diye depremin acı bir izi olarak, öylece bırakıldı.
Sadece bu heykel üzerindeki saatler değil, yaslı ailelerin de tüm zamanı 6 Şubat’ta 03:17’de durdu.
Murat Aktuğralı, verdiği bir röportajda, içindeki acıyı anlatarak “Biz her gün 6 Şubat’a uyanıyoruz. Gözümüzü her kapatıp açtığımızda yaşla uyanıyoruz” demişti
***
Şimdi 22 Ekim duruşmasından beklenti, otel sahiplerinin ve ihmali olan herkesin “olası kast” ile yargılanması.
Olası kast ile yargılansınlar ki; kayıplarımızın hesapları sorulsun, hotel sahibi Ahmet Bozkurt’un uzaktan bağlantıyla mahkeme salonuna yaptığı tahrik edici konuşmalarının, onların avukatlarının tahammül sınırlarını zorlayan savunmalarının hesabı sorulabilsin.
Yeni bir bilirkişi heyeti, hotel enkazından aldığı örneklerle raporunu hazırlamaya çalışıyor, yetişmesi zor görülüyor 22’sine. Bu rapor davanın seyrini değiştirebilecek bir rapor. Bekliyoruz.
İşte bu davaya destek olabilmek adına, tüm yüreğimizle orada olurken, mahkeme gününe kadar her akşam saat 20:00’de 3 dakika ışıklarımızı kapatıyoruz ve adayı karanlığa gömüyoruz.
Unutulmasın ki, İsias ortak davamızdır ve İsias ortak acımızdır.
2 emekçi hayatını kaybetti
Bilmem, farkında mısınız?
Biz Meclis’e başkan seçmeye ve UBP’nin parti içi kavgalarını çözmeye çalışırken, ülkemizde iki emekçi daha ekmeğinin peşinde koşarken hayatını kaybetti.
***
Girne’de 10 Ekim’de sabahın erken saatlerinde yaşanan iş cinayetinde, 27 yaşındaki Muhammad Waleed hayatını kaybetti.
Olay, inşaat alanına yük kaldırma ipiyle inşaat demiri indirilirken, yüksekten düşen bir inşaat demirinin, 27 yaşındaki emekçinin başına isabet etmesiyle meydana geldi. Ağır yaralanan Waleed, kaldırıldığı hastanede yaşa mücadelesini kaybetti.
***
Diğer bir acı olay da İskele’de yaşandı…
9 Ekim tarihinde, temizlik yaptığı kuyuya düşerek ağır yaralanan 35 yaşındaki Muhammad Asıf, tedavi gördüğü hastanede yaşama tutunamadı ve hayata gözlerini yumdu.
Asıf, arıtma tesisi içerisindeki kuyunun temizliğini yaptığı sırada, kuyu üzerindeki sunta tahtayı kaldırıp taşıyacağı esnada kuyu ağzına adım atarak, yaklaşık 3,75 metre derinliğindeki kuyuya düşmesi sonucu ağır yaralanmış ve hastaneye kaldırılmıştı. Kurtarılamadı.
***
İş sağlığı ve güvenliği önlemlerinden uzakta çalışılan iş yerlerinde, ekmeğinin peşinde ter döken emekçiler canlarını yitiriyor.
Yazık çok yazık…
Koruyamıyoruz, yaşatamıyoruz…
“Bitmemeli Umutlar ve Hayaller”
DAÜ’de anlamlı ve “ses çıkartan” bir yürüyüş düzenlendi.
Kadına yönelik şiddete karşı düzenlenen farkındalık yürüyüşünde, kadınların korunmasını sağlayan mekanizmaların güçlendirilmesi, yasal düzenlemeler hayata geçirilmesi, 6284 sayılı kanun ve İstanbul Sözleşmesi’nin eksiksiz şekilde uygulanması talep edildi.
Son dönemde Türkiye’de peşi sıra yaşanan cinayetler, taciz haberleri ve şiddet olaylarının ülkemizde de derin bir infial yarattığına dikkat çekilen yürüyüşte, “Bitmemeli Umutlar ve Hayaller” sloganları atıldı.
Yürüyüşte konuşan DAÜ personeli Tuba Ertürk, kadınların ve kız çocuklarının yaşam hakkının, temel bir insan hakkı olduğunu vurguladı ve bu hakkın hiçbir gerekçeyle ihlal edilemeyeceğini söyledi.
Son olsun, son bulsun ve bir daha yaşanmasın…