Komşun, hatta en iyi dostun olabilir. Belki de iş arkadaşın ya da geçen hafta bir
partide konuştuğun birisi. Normal bir hayat yaşar gibi görünmekte- evli, çocukları ve iyi bir işi var-. Başka bir deyişle, sıradan bir adamdır o. Ancak cinsel hizmet satın almakta ve böylece cinsel istismar, fuhuş ve dünyada organize bir suç olan insan ticaretini desteklemektedir.
Birleşmiş Milletler, uluslararası sivil toplum örgütleri ve uzmanların araştırmalarına göre, dünyada 30 milyon civarında seks kölesi var. Bu seks kölelerinin yarısından fazlası çocuk (18 yaşından küçük). Dünyada her yıl 4 milyon yeni kurban seks kölesi yapılmakta. Seks köleliği için her yıl 500 bin kadın ve çocuk kaçırılmakta.
Dünyada seks köleliği ticaretinden doğan rant 100 milyar dolar civarında.
Seks köleleriyle birlikte olan erkek sayısı bir milyarı geçmekte.
Günlerdir Rum eski ekonomi bakanı Sayın Sarris’in bir erkekle seks yaparken yakalanmasını ve yargılanmasını konuşuyoruz. İnsanların cinsel tercihlerinin suç olmaması gerektiğini vurguluyoruz. Kesinlikle insanların cinsel tercihi suç değildir, olmamalıdır da. Yasalar da elbette ki bunu desteklemelidir.
Ancak biz konunun bu yönüne odaklanmışken işlenen çok büyük bir suçu atlamıyor muyuz? Çocuk istismarı, 18 yaşından küçük çocukların seks kölesi olarak satılması! Sayın Sarris gibi aydın kimliğiyle tanınan bir politikacının para karşılığı bu çocukları istismar etmesi! Sayın Sarris yetişkin erkek sevgilisiyle sevişirken yakalanmadı ki. Sarris para karşılığında bir çocukla seks yaparken yakalandı.
Dünya çapında her yıl 2 milyon çocuk seks ticaretinde kullanılmakta ve 2800’ e yakın çocuk her gün çocuk fahişeliğinin içine itilmektedir. Çocukların cinsel amaçlı ticareti Batı Afrika, Doğu-Güney Asya, Güney Doğu Avrupa, Balkanlar, Latin Amerika, Tayland, Çin, Rusya, Hindistan, Komboçya ve Burma’da yaygınlık göstermektedir. Çocuk istismarının en acımasız çıkıntısından hareket edersek eğer; çocuk seks köleliği, çocuk istismarının en uç boyutudur.
Biz ise; özellikle yoksul Türkiye kökenli yerleşim yerlerinde süregelen bu ticareti görmezden gelmekte, üstünü örtmeye çalışmaktayız. Bu olayda da Sarris’in cinsel tercihini savunurken işlenen suçun boyutunu görmemeye çalışıyoruz. Ortada para ile satılan ve alınan bir seks var. Yani seks ticareti yapılmıştır. Satılan kişi kadın, erkek ya da çocuk olsun fark etmez. Konu sadece iki yetişkin kişinin kendi istekleri ile seks yapması değildir. Olayın boyutu çok daha ciddi ve vahimdir. Seks ticareti bu kez erkekler üzerinden, hem de 18 yaşının altındaki erkek çocukları kullanılarak üzerinden yapılmaktadır. İnsan tacirleri yine iş başındadır. Burada seksi satan ne kadar suçlu ise alan da o kadar suçludur.
Bu konuda dünyada en çağdaş yasayı ilk kez uygulamaya koyan İsveç hükümetidir. İsveç 1999’da cinsel hizmetleri satın almayı yasaklayan bir yasa çıkardı. O zaman kendi alanında dünyadaki ilk yasaydı bu. 1999’dan bu yana Norveç ve İzlanda’da da İsveç’tekine benzer seks satın almayı yasaklayan yasalar var. Bu yasal düzenleme, cinsiyet ayrımı yapmaz, başka bir deyişle hem alıcı hem de satıcı erkek ya da kadın olabilir, ancak uygulamada cinsel açıdan istismar edilen kadın ve çocuklara yönelik talebi hedef alır. Bir başka deyişle yasa, seks satın alanı -ki bu genelde hep erkektir- suçlu saymaktadır. Buna karşılık cinsel hizmet satana ceza verilmez. Seks satın alan ve satan konusundaki bu yaklaşım, “İsveç Örneği”nin temelini oluşturmaktadır. Seks satın almayı yasaklayan yasa, İsveç’in fuhuşla olduğu gibi insan ticaretiyle de mücadele stratejisinin önemli bir parçasıdır. İsveç yaklaşımına göre fuhuşla insan ticaretini birleştiren şey, seks satın alanların, kendi paralarıyla organize suçu desteklemeleridir. İnsan ticaretini mümkün ve kârlı kılanlar, seks satın alan kişilerdir.
Bu bakış açısıyla yola çıkarsak insanların cinsel tercihlerinin yasak olmaması gerektiğini ve yasaların yeniden düzenlenmesini savunurken, insan ticareti ile de savaşacak yasaların bir an önce çıkarılması gerekliliği üzerinde de durmak zorundayız.