Bütün suç Makarios ve Grivas’ta!

Serhat İncirli

Yüksek Seçim Kurulu “yayını durdurun” dedi.
Durdurmadınız!
Suç işlediniz!

-*-*-

Buraya kadar hemfikir miyiz?
Hemfikiriz!

-*-*-

Önce birileri, “yayınlayın korkmayın” dedi.
Sonra aynı “birileri”, “suçunu kabul et, korkma ceza almayacaksın” görüşünü belirtti.

-*-*-

BRTK Müdürü Meryem Çavuşoğlu Özkurt, o yayını kendisinin yaptığını kabul etti.
Mahkemede bunu belirtti, beyan etti.

-*-*-

Ve 2 ay hapis yatacak.
Eminim yarın veya bilemediniz belki bir sonraki gün, Meryem hanım kesinlikle hapiste bırakılmayacak ve hastaneye yatırılacak ki o da ayrı bir mesele…

-*-*-

Burada, kendisinden beklediğim, “yayınlayacaksınız” talimatını veren veya verenlerin isimlerini açıklamasıdır.
Açıklayamıyorsa, üzgünüm…

-*-*-

Bu ülkede gazetecilik yapan veya mesleğe ilgisi olan herkes, BRTK’nın nasıl çalıştığını çok iyi bilir.
Müdür, “siyasi”dir.
Siyasi talimat alır.
Siyasi propagandaya uyar.
Özkurt da uymuştur.
Ve hapistedir.

-*-*-

Eğer “bana talimat veren şudur ya da şunlardır” derse, en azından vicdanen aklanacaktır, değilse; iğrenç propaganda rezaletinin kurbanı olarak tarihe gömülecektir.
Gerçekten çok üzgünüm!

-*-*-

Ve Cumhurbaşkanı dahil, “emir kulu” ya da “işbirlikçi” pozisyondaki herkes, Özkurt’un “kamu yayıncılığı” yaptığını öne sürüp, mahkeme kararını eleştirebilmektedir.
Bu yapılan da “Anayasa ihlali”dir… 

-*-*-

Haaa Meryem Özkurt’tan sonra, Kıb – Tek’in “değişmez” müdürü Gürcan Erdoğan da şu anda tutuklu yargılanmaktadır ve aleyhine 500’den fazla suç getirilmiştir.
Suçu ispat edilinceye kadar tabii ki suçsuzdur.
Ama hala, onlarca siyasi, bu şahsı aklamak için çaba harcamaktadır.

-*-*-

Ve Halil Falyalı cinayeti…
3 veya 5 bilemediniz 7 kişi, cinayeti işledikleri ya da suç ortaklığı yaptıkları gerekçesiyle hapsedilecek…
Ama konuşmazlar ve azmettiricileri ya da “vur emri”ni vereni açıklamazlarsa, kimse “esas suçluyu” bilemeyecek.
Elbette bir yığın spekülasyon yapılacak, o ayrı mesele…


Hem basın – yayın propagandacılığı hem de KKTC’nin “ihale mafyacılığı” ve “genel kirliliği” adına, bu üç acı olay söz konusudur.

-*-*-

BRTK başta olmak üzere, yığınla yayın organı kullanılarak; Kıb – Tek’te yaşanan rüşvetle dopdolu pislikler ve Halil Falyalı cinayeti gibi “karanlık” ilişkiler, KKTC’nin ta kendisidir…
“KKTC çok yaşayacak” diyenler, “eşit egemen devlet” iddiasındaki kişiler; ne yazık ki bu kirli çarkın parçalarından başka hiçbir şey değildir. 

-*-*-

Ve dikkat edin, Özkurt olayında, cumhurbaşkanı başta olmak üzere, hükümetin başındakiler yargıya saldırmaktadır.
Ve yine dikkat edin, hükümet içinden bakanlar, Gürcan Erdoğan’ın kesinlikle yanında durmaya çalışmaktadır…
Ve yine dikkat edin, Halil Falyalı ile neredeyse ayrılmaz ahbap olan aynı kişiler, şu anda sorsanız, “Tanışmıyorduk, hayatımda bir defa ya gördüm ya da görmedim” gibi laflar edecektir…

-*-*-

KKTC mi?
Sonsuza kadar tabii ki…
Sonsuza kadar…

-*-*-

Suçlu mu?
Hep bu Makarios ve Grivas!
Az kalsın bizi kesiyorlardı!
Allah’a çok şükür kurtarıldık!
Kurtarıldık ve bakın bu mutlu, refah günlere ne güzel geldik değil mi?
Allah iyiliğinizi versin!


Gazetecileri susturmak için hazırlanan yasa 
değişiklikleri terbiyesizlik ve ahlaksızlıktır

Meksika’da eylemciler, bir siyasi parti binasına kirli çocuk bezleri fırlattı.
Peru’da eylemciler, ülkelerinin bayrağını büyük bir meydanda yıkadı… Ülke o kadar kirlenmişti ki, bayrağı yıkayarak “temizlenmesi gerektiği” mesajını veriyorlardı…

-*-*-

Dünya, ses getiren protesto şekilleri ile doludur…
Mesela 2009’da bir Iraklı gazeteci, Amerikan Başkanı Bush’a ayakkabısını fırlatmıştı… Çok etkili bir protesto yöntemiydi ve bütün Dünya anında bu protestodan haberdar olmuştu.

-*-*-

Sorununuz, sıkıntınız istediği kadar büyük olsun…
Yapacağınız eylem ya da protestonun “ses getirmesi” çok önemlidir.

-*-*-

Ve bu ses getirme, hem ülkede hem de uluslararası arenada etkileyici olmalıdır.

-*-*-

Gazetecileri ve hatta vatandaşları susturmak, etkisizleştirmek maksadıyla hazırlanan yasa değişikliklerine karşı eylem ya da eylemler gündemde… 

-*-*-

Bu konuda bir komite oluşturuluyor ve eylem şekilleri belirlenecek.
Kesinlikle ricamdır, toplantıda da söylemiştim, “Birlik mücadele dayanışma” ve “Kıbrıs’ta barış engellenemez” sloganları ya da benzerleri ile değil, ciddi ses getirecek, terbiyesiz, ahlaksız, manyakça eylemler düşünülmelidir.
Neden mi?
Elbette bizler terbiyesiz, ahlaksız ve manyak olduğumuz için değil; bize yapılmak istenenlerin terbiyesizce, ahlaksız ve manyakça olduğu için…
Bilmem anlatabildim mi?
 


“Türkiye’den 200 kişilik çevik kuvvet polis ekibi KKTC’ye geliyor…” dedik, ortalık karıştı… Efendim “yazdığın yalandır” diyen de oldu, “ne biçim gazetecisin sen, doğrulatmadan yazdın” diyen de… “Serhat haindir” diyorsunuz ya, bir de “yalancıdır ve gazetecilik bildiği de yok” deyin isterseniz… Polis Genel Müdürü Ahmet Soyalan, Ersin Tatar’ı son ziyaretinde, “polis açığı var giderilmeli” konusunda hemfikir olmuşlardı… O açık, şimdi anavatanımızın katkıları ile kapatılacak inşallah! Hayırlı ve uğurlu olsun!