Daha önce de yazdım, yeniden tekrar etmekte fayda var Zira gündem dalgalansa da aynı… Öyle büyük
beklentilerim filan yok artık, umudum kalmadı.
Küçük çözümler de olsa olur.
Mesela liderler müzakere ediyor ya!
Mülkiyet!
Toprak!
Garantiler!
Güvenlik!
50 senedir yahu, 50 sene!..
Müzakere de müzakere.
Bu toplum bunaldı artık bu gündemlerden.
Bir de yeni liderimizin propaganda ekibinin basındaki uzantılarının da çabasıyla öylesine bir “pozitif” hava yaratıldı ki, olanları bilmesek çözüm oldu sanacağız.
Olmadı, hiçbir şey olmadı. Aynı yerde sayıyoruz.
New York’taki 3’lü zirvede eski genel sekreter Ban 4 dakikalık “zirve” açıklamasının 2 buçuk dakikasını Suriye’ye ayırmıştı. Aslında oradan durumun böyle olacağı belliydi.
Yani demek istemişti ki “Kıbrıs’tan daha önemli meselelerimiz var bizim”
Dedim ya; öyle büyük beklentilerim filan yok artık, umudum kalmadı.
Günün birinde olursa iyi olur, günün birinde…
Ama küçük çözümler mutlu edebilir beni.
Mesela bu kez eğer buluşur da görüşürlerse, becerebilirlerse görüşmeyi; liderler “yoğunlaştırılmış” müzakerelerde “Kermiya sorununu” görüşsünler!
6 saat, 10 saat!..
Ve çözsünler bu barikattaki geçiş rezaletini.
Mesela daha fazla kabinler olsa, yol-barikat 200 metre genişlese, kartlı geçişlere imkan veren teknik altyapı ile donatılsa kapı, olmaz mı?
Uzayıp giden kuyruklar tarihe karışsa.
Barikattan geçmek eziyete dönüşmese artık.
Liderler ilk müzakereyi buna ayırsın bence, bir çırpıda çözülsün bu rezelet.
Haftaya mı?
Haftaya da “sigortalar meselesini” ele alsınlar!
Bir tarafta başka sigorta, diğer tarafta başka!
Boşu boşuna para!
Sigortacılar da katılsın “yoğunlaştırılmış” müzakereye…
Her iki taraftan sigortacılar.
Liderler de bu görüşmede çatır çatır pazarlık etse.
Ama bu görüşmenin de sonunda “sigorta sorununda çözüm” sonucu çıksa, fena mı olur?
Diğer hafta mı?
Konumuz çok…
“Telefonlar meselesinde” yoğunlaştırılmış bir müzakere süreci başlasa…
Kuzeydeki operatörün hattı Baf’ta da çekse!
Güneyinki Karpaz’da da kullanılabilse!.. Limasol karnavalında bir birini kaybeden Kıbrıslı Türkler sorunumuz vardı mesela, neden telefonlar çekmiyor diye!.. Dedim ya bu telefon meselesini görüşse liderler…
Bunun için çetin pazarlıklar olsa, ama çok fazla uzun değil, birkaç hafta.
Ve bu müzakerenin de sonunda “telefonlar sorununa çözüm” sonuncu çıksa…
Ben elimdeki cep telefonu ile Limasol’dan Girne’deki arkadaşımı arasam artık!
Fena mı olur?
Müzakerelerde yeni yeni başlıkları ele almaya devam etse liderler.
Bıraksalar mülkiyeti, garantileri, toprağı!
Yeni barikatların açılması için “yoğunlaştırılmış” müzakereler yapsa keşke!..
Lefkoşa’ya 5 yeni geçiş kapısı için 2017 yılı sonuna kadar sözleşse liderler!
Ve bunun için ciddi ciddi çalışsa, iki tarafın belediyeleri de ortak olsa bu sürece, kötü mü olur Allah aşkına?
Ya da iki toplumun geçiş yapabileceği, Kermiya’daki askeri bölgeyi bir barış parkı yapmak için yeni bir müzakere başlasa örneğin!
Yemyeşil o alana hem kuzeyden hem de güneyden geçişlerin yapılabileceği, büyük dinlence alanlarının olduğu bir merkez park projesi için 2 ay yoğun müzakere etse liderler olmaz mı?
Bu 2 ayın sonunda başkente güzel bir park kazandırsak, ‘BARIŞ PARKI’, fena mı yani?
Yeni yeni müzakere konuları ele alsa artık liderler.
Ve bu örnekler günden güne çoğalsa…
Her yeni haftaya günlük çözümlerle başlasak!
Hayatımıza dokunan, savaş nedeniyle günlük yaşamımızı çatışma-ayrılık koşullarına göre düzene sokan bu eski düzenleri yenisi ile değiştiren bir müzakere süreci olsun bu…
Mülkiyet, toprak, garantiler, güvenlik, yönetim teknik ekipler tarafından görüşülmeye devam etse… Devamında belki Maraş gelir, belki Ercan gelir masaya, kim bilir…
Ama artık Kıbrıs sorunu denen bu çirkinliğin hayatımıza kötü yansımalarını olsun silmeyi müzakere etmeye başlasak, daha iyi olmaz mı? ‘Bütünlüklü’ olmuyorsa, parça parça çözmeye başlasak bu sorunu artık, olmaz mı?
Bilmem anlata bildim mi?