Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müşaviri Murat Bahadır Akkoyunlu’nun ilginç açıklamaları:
MÜŞAVİRDEN ŞOK EDEN SÖZLER
Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müşaviri Murat Bahadır Akkoyunlu’nun internette yayınlanan “Kıbrıs Tiyatrosu” isimli makalesi Annan Planı dönemine ilişkin ve yeni döneme dair büyük itiraflar içeriyor.
· “Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Sayın Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin vakıf uzmanlarından bir heyet teşkil ederek, Kıbrıs'taki bütün vakıfların ve malvarlıklarının tespit edilmelerini talimatladı.
Heyet KKTC'ndeki çalışmaları esnasında İLGİNÇ engellerle karşılaştı. Bazı KKTC yetkilileri heyetten belge esirgediler. Heyetin arşivlere ulaşmasını engellemeğe çalıştılar.”
· “Yıl 2004... Beş arkadaş Kıbrıs’tayız. Kıbrıs'taki Türkleri, Kofi Annan planına ''HAYIR'' demeleri için ikna etmek maksadıyla çalışma yapacağız.”
· “Türkiye Türklerinin yoğun oldukları Karpaz bölgesinde çalışıyoruz. Rauf Denktaş o bölgede çalışmamı istedi. Gitmediğimiz köy yok. Şaşkınlık içindeyim. Türkiye Türkleri asabi bir tavırla Kofi Annan planına 'EVET' diyeceklerini haykırıyorlar.”
· “Kıbrıs' ın eğitimini oranın Milli Eğitim Bakanlığı yönetmiyor. Öğretmenler sendikası isimli bir kuruluş yönetiyor. Tabi KKTC'de Türkiyeli bir Türk' ün öğretmenlik yapabilmesi, öğretmen olması hemen hemen imkansız. Orada doğmuş ta olsa.”
YENİDÜZEN (Haber Merkezi)
Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müşaviri Murat Bahadır Akkoyunlu’nun internette yayınlanan “Kıbrıs Tiyatrosu” isimli makalesi Annan Planı dönemine ilişkin ve yeni döneme dair büyük itiraflar içeriyor.
2008 yılında iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) tarafından bakanlık müşavirliğine atanan Akkoyunlu yazısında 2004 yılında Kuzey Kıbrıs’ta plana hayır kampanyası yürüttüklerini açıklıyor.
Akkoyunlu yazısına “Yıl 2004... Beş arkadaş Kıbrıstayız. Kıbrıs' taki Türkleri, Kofi Annan planına ''HAYIR'' demeleri için ikna etmek maksadıyla çalışma yapacağız. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın yanındayız. Bilgi ve strateji alıyoruz” diye başlıyor.
Akkoyunlu yazıda Karpaz’la ilgili şunları söylüyor: “Türkiye Türklerinin yoğun oldukları Karpas bölgesinde çalışıyoruz. Rauf Denktaş o bölgede çalışmamı istedi. Gitmediğimiz köy yok. Şaşkınlık içindeyim. Türkiye Türkleri asabi bir tavırla Kofi Annan planına 'EVET' diyeceklerini haykırıyorlar. Bu yanlışı yapmamaları için anlatıyor, anlatıyoruz.”
Sanal ortamda yer alan makalenin bir bölümünde de yeni döneme ilişkin bazı yorumlar yer alıyor. Örneğin Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun TC Dışişleri Bakanlığı heyeti ile Kıbrıs’taki vakıf mallarını araştırdığı anlatılıyor. Söz konusu çalışmanın yapıldığı sırada KKTC’li yetkililerin birçok belgeyi Türkiyeli yetkililerden gizlediği iddia ediliyor. Akkoyunlu Davutoğlu’nun KKTC’li yetkilileri “hizaya getirdiğini” de yazıyor.
Bakın Akkoyunlu bu konuda neler yazmış:
“Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Sayın Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin vakıf uzmanlarından bir heyet teşkil ederek, Kıbrıs' taki bütün vakıfların ve malvarlıklarının tespit edilmelerini talimatladı.
Heyet KKTC'ndeki çalışmaları esnasında İLGİNÇ engellerle karşılaştı. Bazı KKTC yetkilileri heyetten belge esirgediler. Heyetin arşivlere ulaşmasını engellemeğe çalıştılar. Bu heyet vakıfçılık konusunda dünyanın en ehil uzmanlarından teşkil edilmesine rağmen, Türkiye’de bürokrat olup bu heyete dahil olmuş bazı şahıslar, bu işi bu heyetin yapamayacağını iddia ederek, işi ya başka bir heyetin yapmasını veya 20 milyon dolara dışarıya yaptırılmasını teklif ederek işi engellemeğe çalıştılar. Her defasında, Sayın Davutoğlu müdahale ederek yetkilileri hizaya getirdi.”
İşte söz konusu yazının tam metni:
(Yazım ve Türkçe hataları kendinden, düzeltmeden aynen yayınlıyoruz)
Kıbrıs Tiyatrosu
Yazar Murat Bahadır AKKOYUNLU
PERDE - 1
Yıl 2004... Beş arkadaş Kıbrıstayız. Kıbrıs' taki Türkleri, Kofi Annan planına ''HAYIR'' demeleri için ikna etmek maksadıyla çalışma yapacağız. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş' ın yanındayız. Bilgi ve strateji alıyoruz.
Rauf Denktaş bize; '' Kıbrıs' ta Türklerin sayılarını çoğaltmak için Türkiye'den 80.000 Türk getirdik. Ama şimdi ''BAŞIMIZA BELA OLDULAR'' Kofi Annan planına evet oyu vereceklerini söylüyorlar, dedi.
Kalbime iki bıçak saplandı. Biz zannediyorduk ki, Talat'ı n taraftarları solcular, zaten Rumlarla birlik olmak istiyorlar, onun için plana evet diyecekler. Kıbrıs' taki Türkiye Türkleri nasıl olur da, bu plana evet diyebilirler! Rauf Denktaş nasıl olurda onlar için baş belaları diyebilir!
Türkiye Türklerinin yoğun oldukları Karpas bölgesinde çalışıyoruz. Rauf Denktaş o bölgede çalışmamı istedi. Gitmediğimiz köy yok. Şaşkınlık içindeyim. Türkiye Türkleri asabi bir tavırla Kofi Annan planına 'EVET' diyeceklerini haykırıyorlar. Bu yanlışı yapmamaları için anlatıyor, anlatıyoruz. Saygılı bir tavırla dinliyorlar. Çok kırgınlar ikna olmuyorlar.
Niye mi? Diyorlar ki;
''KKTC devleti yönetimleri, Denktaş' ta, diğerleri de bize ikinci sınıf insan muamelesi yapıyorlar. Sağcısı da, solcusu da. Rumların bırakıp kaçtıkları, bizim yerleştirildiğimiz, bizim işlediğimiz toprakları bize vermiyorlar. Türkiye' den gelen paradan bize vermiyorlar, 'kırışıyorlar'. Bizi KKTC vatandaşı yapmıyorlar. Bizim okumuş çocuklarımızı memuriyete almıyorlar. Türkiye Türkü- Kıbrıs Türkü ayrımı yapıyorlar.''
Hem anlatıyorlar hem gözleri yaşarıyor. Sonra tüylerimi diken diken eden şu sözü her yerde çoğunlukla bir inanç gibi haykırıyorlar.
Diyorlar ki ; ''EĞER TSK ADADAN ÇEKİLİRSE, O GÜN BİZİ EVVELA KKTC' NİN POLİSİ ÖLDÜRÜR''
“AKÇA’YI ATAYANLARI TEBRİK EDİYORUM”
PERDE - 2
Kofi Annan planı Kıbrıs' ta oylandı. Türkiye Türklerinin yoğun yaşadıkları Karpas bölgesinde halkın %45’i hayır dedi. Kahraman Denktaş' ın Kıbrıs Türkleri dediği kesimin yoğun yaşadığı Lefkoşe halkının ancak % 20'si plana "hayır" diyebildiler.
Bu durum Denktaş’ın Kıbrıs Türkü diye isimlendirdiği kesimin, Denktaş' ın başının asıl belası olabileceğini ortaya çıkardı. Her şeye rağmen Kıbrıs' taki Türkiye Türkleri misyonları ile mütenasip bir duruş göstermeğe yaklaşmışlardı.
Bizzat tanık oldum. Merhum ve inşallah mağfur Sayın Muhsin Yazıcıoğlu, Derviş Eroğlu'na, Türkiye'den gelen maddi yardımdan yeterli pay verilmeyen Kıbrıs' taki Türkiye Türklerinin şikayetlerini iletti. Derviş Eroğlu,'' Bizim bir ilgimiz yok. Yardımlar Türkiye'nin Kıbrıs büyükelçiliğine geliyor. Onlar dağıtıyorlar.'' diye cevap verdi.
Türkiye' de Devlet Bakanlığına bağlı bir Kıbrıs yardım heyeti var. Yardımı bu heyet kontrol ediyor.
Türkiye'de kendilerini TÜRK MİLLİYETÇİSİ OLARAK NİTELEYEN birçok bürokrat ve askerin Kıbrıs' ta ev ve arsalarının olduğunu gördüm. Daha ilginci İnsan Hakları Derneği Başkanı Akın Birdalı vurup, meşhur Rahşan affı ile dışarı çıkan şahsa, Denktaş' ın KKTC vatandaşlığı verdiğini tespit ettim. KIBRIS'TAKİ TÜRKİYE TÜRKÜ ÇİFTÇİLER VE ÇOCUKLARI İŞLEDİKLERİ TOPRAKLARININ TAPULARINI VE VATANDAŞLIK HAKKININ VERİLMESİNİ BEKLEYE DURSUNLAR. O sebepten Devlet Bakanı Cemil Çiçek, KKTC Hükümetine ''Sizin daha nüfusunuz belli değil'' dedi. KIBRIS YARDIM HEYETİ CEMİL ÇİÇEK' E BAĞLI. Sayın bakan yardım heyetine atadığı personeli gözden geçirmeli. Bu personelin KKTC' de kimlerle kol kola, neler yaptıklarını, personelin ve yakınlarının servetlerindeki artışları ve sebeplerini araştırmalı. Yoksa bizzat Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Sayın Dr. İbrahim Akça' yı, neden KKTC ne, Türkiye'yi temsilen TEK YETKİLİ OLARAK ATAMA MECBURİYETİ DUYDUĞU TAM OLARAK ANLAŞILAMAZ. Ve Sayın Akça'nın KKTC' deki uygulamalarına bazı Kıbrıs Türkü oldukları zannedilen kesimin eylemlerle karşı çıkmasının sebebi bilinemez. ALÇAKÇA ''HAS- TİR'' PANKARTI AÇILMASININ, Denktaş' ın oğlunun Sayın Akça'nın KKTC' de köyleri gezerek halkla doğrudan temas etmesinden rahatsızlık duymasının nedeni tam olarak değerlendirilemez. Yıllar yılı bu durumun Cemil Çiçek' in gözleri önünde nasıl olup da cereyan edebildiğinin cevabı tam olarak bulunamaz. Tanıdığımız, MİLLİ GÖRÜŞ jenerasyonundan yetişmiş, Türkiye'de DEVLET PLANLAMA TEŞKİLATI MÜSTEŞAR YARDIMCILIĞI görevindeyken e-devlet projesini tekemmül ettiren Sayın Dr. İbrahim Akça'yı ve onu atayan merciyi tebrik ediyorum.
“PANKART AÇAN KARAKTERSİZLER…”
PERDE - 3
Yıllar yılı Türkiye' deki sağcı ve solcu olarak kendilerini tanımlayan iktidarlar dönemlerinde, Kıbrıs’ta kahraman Denktaş ve TS Kuvvetlerinin Kıbrıs barış kuvvetleri komutanları generallerin gözleri önünde yapılan katliama seyirci kalındı. Binlerce öğrenci katledildi, Türkiye’den çalındılar.
Kıbrıs' ın eğitimini oranın Milli Eğitim Bakanlığı yönetmiyor. Öğretmenler sendikası isimli bir kuruluş yönetiyor. Tabi KKTC'de Türkiyeli bir Türk' ün öğretmenlik yapabilmesi, öğretmen olması hemen hemen imkansız. Orada doğmuş ta olsa.
Bu sendika KKTCndeki öğrencileri HER YIL, BEDAVA, YUNANİSTAN' A TATİLE GÖTÜRDÜ.
KUR'AN EĞİTİMİ, İSLAM HAKKINDA BİLGİLENDİRME AMAÇLI HER GİRİŞİM YASAKLANDI.
Türkiye düşmanı Fransız Sarkozy' i sevinçten havalara uçuracak bu uygulamalar sonucunda, Türkiye' ye ''HAS-TİR'' PANKARTLARI AÇAN VE AÇTIRAN AÇILMASINA MÜSADE EDEN KARAKTER(siz)LER Kıbrıs' ın maliki oldular.
Belkide Kıbrıs barış kuvvetlerimizin komutanları bu menfur gidişata, o zaman TSKnden ihraç edilmemek için müdahale edememişlerdir, kimbilir.
Anası ve babası Türkiye' den gitmiş, kendisi orda doğmuş büyümüş gençlerimize, bazı Kıbrıslı güya Türkler nereli olduklarını sorup 'Kıbrıslıyım' cevabı aldıklarında,''HAYIIIRR, SİZ KKTC' LİSİNİZ KIBRISLI DEĞİLSİNİZ'' deme derekesine düşmüş bulunuyorlar.
Maalesef Kıbrıslı güya Türklerin önemli bir kısmı İngiltere vatandaşlığı peşinde. Zaten şimdi ingiltere KKTC nden İngiltereye gidecek her KKTC vatandaşı Türk'e ev ve para veriyor.
200 yıllık ingiliz işgali Kıbrıs Türklerinin önemli bir kısmını ingiliz lordarının ve leydilerinin HAYRANI yapmış.
İngiltere leydilerinin etekleri altında veya lordlarının pantolon kıvrımlarında sürdürülen bir hayata nail olmak için takla atan Kıbrıs Türkleri'nin sayısı hayli kabarık. Sanki Türkiye'de ki bazı üst düzey yöneticilerin onlardan farkları varmış gibi atıp tutuğumun farkındayım.
BÜTÜN BU OLANLARDAN, TÜRKİYE'MİZE YAPILAN HAKARETLERDEN DENKTAŞ' IN, TALAT' IN, EROĞLU' NUN ÜZGÜN OLDUKLARINI FALAN ZANNEDİYORSUNUZDUR HERHALDE.
“DAVUTOĞLU KKTC’Lİ YETKİLİLERİ HİZAYA GETİRDİ”
PERDE - 4
Rumları AİHM ne açtıkları davalarda KKTC sınırları içindeki topraklar için tazminat kazanmaları Türkiye' ye önemli bir strateji kazandırdı. Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Sayın Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin vakıf uzmanlarından bir heyet teşkil ederek, Kıbrıs' taki bütün vakıfların ve malvarlıklarının tespit edilmelerini talimatladı.
Heyet KKTC' ndeki çalışmaları esnasında İLGİNÇ engellerle karşılaştı. Bazı KKTC yetkilileri heyetten belge esirgediler. Heyetin arşivlere ulaşmasını engellemeğe çalıştılar. Bu heyet vakıfçılık konusunda dünyanın en ehil uzmanlarından teşkil edilmesine rağmen, Türkiyede bürokrat olup bu heyete dahil olmuş bazı şahıslar, bu işi bu heyetin yapamayacağını iddia ederek, işi ya başka bir heyetin yapmasını veya 20 milyon dolara dışarıya yaptırılmasını teklif ederek işi engellemeğe çalıştılar. Her defasında, Sayın Davutoğlu müdahale ederek yetkilileri hizaya getirdi. Ekip çalışmayı maharetle ikmal etti.
Sonuç; Kıbrıs adasında ecdadın 2981 defterde 756 adet vakfiyesi arazileri, 400 e yakın arazileri ile mescit ve tekkenin varliği ortaya çıktı. Tabi arazilerin çoğu Rum ve Türklerin işgali altında, vakıf amaçlarından uzak kullanılıyor. NEREDEYSE KIBRIS' IN YARISI VAKIF MALI, DOKUNULAMAZ, AMACI DIŞINDA KULLANILAMAZ. Bu kurallar uluslarası hukukta geçerlidir.
Birdenbire Rumların tazminat davaları son buldu. Çünkü Rumlar vakıf arazilerini işgal etmiş pozisyonlarını ifşa etmiş olacaklardı. Tazminat tersine işleyebilirdi.
Türkiye' nin acilen azınlık vakıfları yasasını çıkarmasının sebebi, arşivlerimizde mevcut Balkan' dan Ortadoğu' ya kadar ecdat vakıflarının ve arazilerinin mevcudiyetini yabancılara karşı koz olarak kullanma imkanına kavuşmaktır. Bu vakfiyeler bizi yabancı ülkelerdeki topraklar üzerinde hukuken hak sahibi yapmakta.
PERDE - 5 ( KAPANIŞ )
1974 Kıbrıs harekatından sonra Türkiye' den Kıbrıs’a götürülen insanlar, genelde Türkiye' de naçar kalmış, eğitim seviyesi düşük, suç işleme potansiyeli barındıran insanlarımızın çoğunluğu teşkil ettiği yurttaşlar olmuştur. 1980' den sonra Kıbrıs' a gönderilen insanlarımızın önemli bir kısmından KKTC vatandaşlığı esirgenmiştir. Kıbrıs' a gönderilen insanlarımızın gerek sosyal statüleri, gerek bazılarının çeşitli davranış bozuklukları Kıbrıs Türklerinin Türkiye Türklerine karşı olumsuz tepkilerini geliştirmiştir. KKTC nde siyasi inisiyatifi Türkiye Türkerine kaptırmaktan korkan Kıbrıs Türkleri, Türklerini KKTC vatandaşı, işledikleri toprakların sahibi, cocuklarını memur yapmamış, aşağılamış, hatta "KIBRISLI RUMLARI TÜRKİYELİ TÜRKLERE TERCİH ETTİKLERİNİ'' aleni olarak seslendirmişlerdir. Bu tutum için sağcı solcu, şucu bucu Kıbrıslılar aynı tavrı takınıyor olarak görünüyorlar.
Buna mukabil Kıbrıs Türklerine karşı, Kıbrıs' taki gerek 3. nesile kadar Türkiye Türkleri, gerek KKTC de görev yapan TS Kuvvetleri personeli, gerek KKTC'nde üniversitelerde okuyan öğrenciler arasında nefret gelişmiştir.
Tiyatronun daha önceki bölümlerinde de belirtildiği gibi, KKTC' nin sağcı - solcu yetkililerinin bu gidişattan rahatsızlık duyduklarına şahit olunmadı. Hatta bazı KKTC yetkilileri Türkiye'yi ''aptal'' yerine koyan bir taktik uyguladılar. Kıbrıs’ta Rumlarla birlikte olmayı istemek rolü oynayanlara karşı güya Türkiye' nin Kıbrıs' ta eli kolu olma rölünün oynayarak, bir nevi örtülü şantajla Türkiye' den maddi nimetler sövüşlemek.
Türkiye Başbakanı KKTC ye sitemle yüklenerek onların bu komik hezeyanlarını deşifre etti. Olan budur . Aman KKTC ni küstürürüz diye kimse endişe etmesin. Onların önemli bir kısmının 1974 öncesi Rumlara bile küsecek karakter yapısı gösteremediklerini bazı güvenlik personelinden dinlemiştim. Türkiyeye' ye, Türkiye Türklerine hakaret ve şımarıklıklarının dersini vermek zaruridir. şu gerçeği herkes bilsin; KIBRIS' TA TEK BİR TÜRK KALMASA DAHİ TÜRKİYE KIBRIS' I ASLA BIRAKMAYACAKTIR. Gerek Kıbrıslı güya Türk, gerek Rum, gerek bilmem kim, Türkiye' nin verdiği şehitlerin bedelinde maliyet ödemeğe hazırlarsa, Türkiye 'yi Kıbrıs' tan çıkarmayı umut etsinler.
Murat Bahadır AKKOYUNLU
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Bakanlık Müşaviri