Ve meşhur 'büyük av' başladı.
Av ki ne av!
Vuran vurana, vurulan vurulana…
İlk günkü haberler hiç iç açıcı değil.
Yine yanılmadık.
Yine her zamanki gibi oldu.
“Böyle av olmaz olsun” dedirten olaylar yaşandı.
“Kültür” diye memleketin doğasının içine eden grup, yine eline silah alarak önüne ne gelirse ateş etti!..
Aklı başında avcıları tenzih ederim.
Ancak genel manzara gerçekten korkunç.
Bırakın sürdürülebilir avı, sürdürülebilir doğayı, insanlık adına ürkütücü şeyler oldu.
Onlarca köpek zehirlendi İskele tarafında…
Acı çekerek öldüler!
Acı çekerek…
“Avlamayan” köpekler vuruldu, tam kalbinin üzerinden…
Kıp kırmızı kanlar buladı beyaz tüylerini…
“Av kuşu” olmayan binlerce kuş türüne ateş edildi, öldürüldü.
“Avlamayan” birçok köpek arazide bırakıldı, açlığa mahkum edildi.
Yeni açılan av bölgelerinde adeta katliam yaşandı.
Avcı kılıklı yasa tanımaz adamlar içlerindeki kural tanımaz yaratığı çıkardı, 3 tavşan, 10 keklik vuran oldu.
Vuran oldu da, denetleyenler neredeydi peki?
Ben, Kormacit bölgesinde dolaştım av günü, manzarayı daha iyi görebilmek için…
“Hedef tahtasına” dönen trafik tabelaları gördüm.
Ürkek ürkek dolaşan terk edilmiş köpekler gördüm.
Ava kapalı bölgelere can havliyle akın eden keklikleri izledim.
Ava kapalı alanlara girmeye teşebbüs eden ve şahsen benim uyarımla oradan uzaklaşan avcıları gördüm.
Ama ne hikmetse HİÇ POLİS ve AV KORUCUSU görmedim.
Büyük av diye diye içlerindeki yok edicileri gün yüzüne çıkaran vahşilerin, canlılar üzerindeki bu büyük şölenine “av” dediklerini gördüm yine bu sene…
Ve yine lanet okudum böyle insanlarla aynı havayı solumak zorunda bırakıldığım için.
Köpeğine ateş eden, her havalanan canlının bedenine şaşmalar dizen, devletin trafik tabelalarında 'hedef' denemesi yapan insanlarla aynı yurdu paylaştığıma lanet okudum.
“Büyük av” yine büyük nefretler doğurdu yüreğime…
Hiç dinmeyecek, hiç küçülmeyecek büyük nefretler…
Ve dedim ki kendi kendime “Son nefesine kadar bu rezil düzenle savaşmazsan eğer, sen de insan değilsin, insan değilsin… ”
----------------------------------------------
Facebook’ta bir uyarı mesajı: “Resmiye Canaltay seni (beni) Dr. Derviş Eroğlu’nu beğenmeye davet etti” Burdan cevap vereyim: Ben almayayım Resmiye Hanım, pek beğenmiyorum babanızı. Tanrı uzun ömür versin ama, o makamla alakası yok, Derviş Bey’i de yarattığı rejimi de beğenmiyorum.
***
Avcılar kusuruma bakmasın ama parçalanmış tavşan ve keklikleri görünce 'bunun neresi spor' diye söylemekten kendimi alamadım. Hele o vurulan köpekler var ya tam bir facia. Allahlarından bulsunlar. Gününüz aydın haftanız bereketli olsun...
LEVENT ÖZADAM
***
Özel ilkokullarda Kıbrıslı öğretmenlerden İngilizceyi anadili gibi öğrenen öğrenciler neden devlet ilkokullarında İngilizceyi anadili gibi öğrenemiyor? Bilimsel açıklaması nedir gerçekten merak ettim.
DEVRİM BARÇIN