Aycan SARAÇOĞLU
Fotoğrafın karşımda.
Hala fotoğraftaki yaştasın.
Büyümene fırsat vermediler
Büyümemiş çocuk.
Fotoğrafın karşımda...
Gözlerin pırıl pırıl umut,
Yüzün sonsuz mutluluk,
Dudakların, müjdecisi aydınlığın.
Fotoğrafın karşımda,
Balikitreli çocuk, Yannis.
Çocukluğuna, oyunlarına,
Evine, okuluna doyamamış çocuk.
Fotoğrafın karşımda.Savaş mı, intikam mı,
Cinayet mi, katliam mı,
Barbarlık mıydı yaşadıkların?
Sen de anlayamadın değil mi?
Ben de anlayamadım Yannis.
Ben de anlayamadım.
Aklıma, yüreğime sığmadı.
Hala gözlerimi her kapayışımda, seni görüyorum.
Rum, Türk, tüm çocuklar,
bütün büyümemiş çocukları geliyor Yurdumun,
Mahsun ve şaşkınsınız.
Kiminiz Rumca,
Kiminiz Türkçe…
Gözlerimin içine bakıyorsunuz.
Aycan Saraçoğlu
30 Nisan 2014 – Londra
-------------------------
BİR ÇİFT KELAM...
Derman Saraçoğlu
“Yukarıdaki şiirin şairi benim hem hayat arkadaşım, hem de 30 yıldır aynı yolun yolcusu olduğum, en temelde sahip olduğu insani değerleri ile hep gurur duyduğum bir insan. Bu şiirin geçtiğimiz günlerde bir etkinlikte kitle önünde okunması kimi çevreler arasında kapalı kapılar ardında paparalar kopmasına yol açtı. Ne yazık ki bir “Eğitim Kurumu”nun yönetimi, konuyu “acil bir toplantıda” görüşüp bu şiiri duymamaları için, bu şiirle buluşmamaları için Kıbrıslıtürk çocukları bir okulda odalara kilitlemeyi bile tartıştı! Sandığınız gibi değil… Bu iş ne Afrika’da ne de Asya’nın ücra bir köyünde yaşandı. AB üyesi İngiltere’nin başkenti Londra’da yaşandı tüm bunlar!...
Kendilerini iyi bilen bu çevrelerin utanma meziyetleri kalıp kalmadığını ölçebilmek için o şiiri ve bir şaire bu şiiri yazdıran o çakmak gözlü çocuğun 1974 yılındaki halini yansıtan fotoğrafıyla yeniden yayınlıyorum… Siz bu gözlerde Muratağa ve Sandallar’da öldürülmüş Kıbrıslıtürk çocukları da göremeyecek kadar kör… Bu şiirde onları hissedemeyecek kadar duygusuzsunuz…
Bu şiirin yazarına bedel ödetmeye çalışanlar iyi bilsinler ki boynumuz kıldan ince değildir bu ilkellik karşısında. Gerekirse bu bedel ödenir, şair İNSAN kalarak onuruyla mücadelesine devam eder ama bu ayıp onların boynunda bir ömür sallanır durur. Çünkü bu şiiri Kıbrıslıtürkler arasında şeytanlaştırıp şairini de “hain” ilan etmeye çalışanların işledikleri suç, bir insan hakları ihlaline, Birleşik Krallık’ta cezası büyük olan bir ırkçılık propagandasına dönüşmüş durumdadır bugünden…”
FOTOĞRAFTAKİ “KAYIP” ÇOCUK KİMDİR?
Bazı Kıbrıslıtürkler’in kadın-çocuk demeden Palekitre (Şimdiki adıyla Balıkesir) köyünde topluca katlettikleri çocuklar arasındaydı… Palekitre’deki toplu mezardan naaşı çıkmadı… 9 yaşındaki Yannis Suppuris hala “kayıp”…
Öyküsüne bu sayfalarda pek çok kez yer verdiğimiz Yannis’in kardeşi Petros Suppuris’in babası Andreas Suppuris, öldürüldüğü zaman henüz 48 yaşında idi, annesi Areti ise 39 yaşında idi. Halası Thekla ise 45 yaşında bir kadındı. Suppuris’in erkek kardeşi Dimitris, öldürüldüğünde henüz 5, kızkardeşi Julia ise henüz 3 yaşında idi. Petros Suppuris’in 9 yaşındaki erkek kardeşi Yannis de bu katliamda öldürülmüştü ancak Kayıplar Komitesi’nin Palekitre’de (Balıkesir) bulduğu toplu mezardan küçük Yannis’in kemikleri çıkmadı. 9 yaşındaki Yannis Suppuris’in nereye gömülmüş olduğu hala bilinmiyor.
Abohor (Cihangir-Ebiho) ve Mora (Meriç) köylerinden dört Kıbrıslıtürk, Suppuris ailesine ait çiftliğe giderek önce inekleri çalmışlar, ertesi günü de Suppurisler’in evine sığınmış olan Kıbrıslırum kadınlara ve genç kızlara tecavüz ettikten sonra, evde bulunan herkesi kurşuna dizmişlerdi. Palekitre’deki (Balıkesir) evde 21 kişi bulunuyordu. Bunlardan 17’si öldürülmüş, Suppuris’in küçük kardeşlerinden Kostas kaçarak saklanmış ve katliamı yara almadan atlatmıştı. Kurşuna dizilen 13 yaşındaki George Liasi yaralanmış ancak ölmemiş ve katliamı gerçekleştiren Kıbrıslıtürkler’i teşhis etmişti. George Liasi’nin ablası Yanulla ise katliamdan ağır yaralı olarak kurtulmuş, altı ay süreyle Doğu Almanya’da oldukça sofistike ameliyatlar ardından tekrar yürüyebilmeyi başarmıştı çünkü Yanulla Almanya’ya götürüldüğü zaman bacaklarından vurulması nedeniyle felç olmuş vaziyetteydi. Yanulla Liasi’nin iki yaşındaki oğlu da katliamda öldürülenler arasındaydı. Aynı şekilde 13 yaşındaki George Liasi ile ablası Yanulla’nın annesi, kızkardeşleri, nineleri ve dedeleri de katliamda öldürülmüştü.
13 yaşındaki George Liasi, katliamı gerçekleştiren dört Kıbrıslıtürk’ü teşhis ettikten sonra bu kişiler Miamilya’da (Haspolat) askeri mahkemede yargılanmak üzere tutuklanmışlardı. Ancak Abohor’un (Cihangir – Ebiho) ileri gelenleri Miamilya’ya (Haspolat) giderek buradaki Türk askeri yetkililerini onları serbest bırakmaya ikna etmişlerdi.
Palekitre (Balıkesir) katliamı konusunda yıllardır bu sayfalarda tanıklıklara yer veriyoruz. Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum okurlarımızın ve Palekitre’den (Balıkesir) yakınlarını kaybetmiş Kıbrıslırum ailelerin yardımıyla “Palekitre katliamı” konusundaki tabuları yıkmaya ve orada neler olup bittiğini öğrenerek toplumsal bilince çıkarmaya çalıştık.
Aycan Saraçoğlu’nun şiiri de işte bu “kayıp” çocuğa ve savaşta öldürülmüş tüm masum çocuklara adanmış…