‘Ekonomik program’ (II)
Yeni kuşaklar “miras” devraldı.
Kinle bezenmiş, çatışmacı dille örülmüş, ganimetle kirlenmiş, siyasal ve sendikal popülizmle kemirilmiş bir miras.
***
Örneğin ‘ekonomi’ tam da kanser!..
“Erken teşhis hayat kurtarır” derler ya.
Oysa ‘körleşme’ engelliyor ‘teşhis’i…
***
“Haksızlık” diyor yüzleşme sırası gelen, adaletsizlikle sarsılan, canı yanan.
Bugüne bakıyor.
Oysa “dün”e baksa anlayacak, nasıl da bugününden yendiğini.
***
“Gelecek” görmeyen toplumların kaçınılmaz sonudur bu: “Günü kurtarmak!..”
***
• 1974 -1985 arası kamuya girenlere yaş haddi aranmaksızın 10 yılda emeklilik hakkı verildi.
• Bu hak memnuniyetle kabul edildi.
• 1985 -1987 arası kamuya girenlere bu kez yaş haddi aranmaksızın 15 yılda emeklilik hakkı verildi.
• Kimse reddetmedi.
• Bir gün arayla işe girenlerin biri 10, diğeri 15 yılda emekli oldu.
• 18 yaşında işe giren 28 yaşında emekliydi.
• Bugün bu ‘genç emekliler’in çocukları ne halde?!
• 1987 öncesi kamuya giren kadınlar ilk 30 yıl sıfır primle çalıştı.
• 1987 öncesi kamuya giren erkekler % 2.5 prim ödedi.
• 1987 sonrasında kadın ve erkek tümünün primi % 9’a çıkarıldı.
• 2008’de ‘Tek Sosyal Güvenlik Sistemi’ hayata geçti, bu kez kamu özel ayrımı olmaksızın emekli yaşı ve prim oranları eşitlendi.
• 2011 sonrası kamuya girenlerin maaşları yarı yarıya düşürüldü.
***
‘Bir gün arayla işe girenler’ son 30 senedir hep isyan etti, ‘adaletsizlikle’ yüzleşti.
‘Sonuç’a baktık, ‘sebep’le yüzleşmedik.
İşte böyle yükseldi vesayet!..
İşte böyle giderek ‘hiçleştik’…
***
Dün, bugünden yedik.
Bugün, yarından!
Çaldık, oynadık ha bire!
* ( 1985’te gazeteci olsaydım ve 10 yılda emekliliğe karşı yazılar yazsaydım, bana ‘memur düşmanı’ derlerdi... Oysa sadece, 2015’te yarı maaşla çalışmak zorunda kalacakların hakkını arıyor olurdum. Tıpkı bugün, 2025’teki çocukların hakkını ve geleceğini önemsediğim gibi... )