Hükümet, 2024 yılında, gelirlerini artırmak için, gelir vergisi oranlarında artışa gitti.Hem Kamu, hemde özel sektör çalışanlarının gelir vergisi matrah dilimleri ve oranları yeniden düzenlenirken, en üst gelir vergisi oranının yüzde 37’den yüzde 40’a çıkarılması birçok kesimde büyük tepki yarattı.
Düzenleme, 1 Ocak 2024 itibarı ile uygulamaya girdi.Bu düzenlemenin, ülkede kayıtdışılığı artırma riski de bulunmaktadır.
Vergi ve benzeri mali yükümlülüklerin, ancak yasa ile konulduğunu, Anayasa açıkça vurgulamaktadır.Ayrıca, yeni mali yükümlülüklerin, yasa gücünde kararname ile getirilemeyeceğini, yine Anayasa açıkça belirtmektedir.
Bu bağlamda, bahse konu vergi düzenlemesi, yasa ile değilde, yasa gücünde kararname ile yapılınca, sendikalar söz konusu yasa gücünde kararnamenin iptali ve yürütmenin durdurulması için, yasal süreç başlatılması yönünde karar aldılar.
Ülkemizde, halihazırda çok yüksek düzeyde kayıt dışı ekonomi bulunmaktadır.Hükümet, zaten kayıt dışı ile yeterince, ciddi mücadele etmemektedir. Bunun en başta nedeni, Memlekette, etkin ve verimli denetim yapılmamasıdır.
Vergiden kaçınmanın önemli bir nedeni de, vergi oranlarının yüksek olmasıdır. Hal böyle iken, gelir vergisi oranlarının artırılması, vergi kaçağını yani kayıtdışılığı daha da artırabilecektir.
Maaşlı ve dar gelirli kesimin oldukça fazla olduğu ülkemizde, vergi oranlarını artırmak, yoksullaşmayı ve geçim derdini daha da artıracaktır.
Yapılması gereken, halkın gitgide satın alma gücünün düştüğü bir dönemde, çalışanların vergi dilimlerini ve oranlarını daha da aşağıya çekmek olmalıdır.
Elektriğe ve akaryakıta 2023 yılı içinde oldukça fazla ve okkalı zamlar gelirken, bütün mal ve hizmetlere, özellikle de, gıda ve temel tüketim mallarına yağmur gibi zam yapılırken, yeni yılla birlikte, devletteki birçok vergi, resim ve harca da( seyrüsefer, kimlik, ehliyet vb) yeni zamlar yapılacaktır.Böylece, maaşlı çalışanların ekonomik durumu daha da kötüleşecektir.
Vergi oranlarının yükseltilmesi ile, gelirler artırılmak istenirken, bu uygulama ile özel sektörden elde edilecek verginin artması da garanti değildir.
Hatta, maliyet artışlarından dolayı, mal ve hizmetlerde yeni zam furyası ile de karşılaşabiliriz.Ayrıca, sosyal güvenlik kurumlarına yatacak primlerde de sıkıntılar yaşanabilir.
Vergilerin artması, çalışanların motivasyonunu kıracak, halihazırda kur arışlarından dolayı çoğalan emekliliği daha da teşvik edecek ve kamuda emeklilik sayıları artacaktır. Zira, çalışan biri ile, emekli olan biri arasındaki maaş farkı azalacaktır.
Bu da, zaten son dönemlerde hızla azalan, Kamudaki tecrübeli memurların sayısını daha da azaltacak ve bürokrasideki kurumsal hafıza daha da kaybolacaktır.
Öte yandan, emekliliklerin çok fazla artması, halkın kamudan alacağı hizmet kalitesini azaltacak, Maliye’nin emeklilik ikramiyesi ödeme yükünü de yıl boyunca artıracaktır.
Serbest piyasa ekonomisi, herkesin dilediği herşeyi yapabileceği, bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler diyebileceği, kuralsız bir sistem değildir.Hükümet, halkı ezdirmemek için, yapacağı düzenleme ve denetimlerle halkı pahalılığa ve düzensizliğe karşı korumalıdır.
Ülkemizde çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınması prensibine uyulmalı, çiftçiler, hayvancılar, küçük işletmeler ve esnaflar ile maaşlı çalışanların üzerindeki vergi yükü hafifletilmelidir.
Son yıllarda, gelir üzerinden alınan kurumlar vergisi ve gelir vergisi rakamları yeterli oranda artmazken, harcama, tüketim üzerinden alınan Katma Değer Vergisi ile fiyat istikrar fonu ve diğer fon vergileri çok daha fazla artmaktadır.
Bu durum, vergi literatüründe adaletsizliği göstermektedir. Zira, tüketim, harcama üzerinden alınan vergileri, toplumun geliri ne olursa olsun tüm kesimleri( yüksek gelir, dar gelir gözetilmeden) ayni oranda ödemektedir.
Öte yandan, Ülkemizdeki vergi kültürü ve bilinci eksikliğinin giderilmesi ve gelişmiş ülkeler düzeyine gelmesi, kayıtdışılıkla mücadeleyi geliştirecek, vergi kayıplarını azaltacaktır.
Her yıl yayınlanan vergi listelerinde, ödenen gelir ve kurumlar vergisi rakamlarının bir çoğunun yetersiz, düşük olduğunun halk arasında tartışılması, ülkede gelir ve vergi adaletsizliği olduğu algısını artırmakta ve bu durum da, toplumda maalesef vergi ödeme isteğini olumsuz etkilemektedir.
Netice itibarı ile, yapılan bu yeni vergi düzenlemesine, hem özel sektördeki ekonomik örgütler, hemde kamu’ daki sendikalar ve çalışanlar karşı çıkmalı, seslerini yükseltmelidir.
Hükümet, gelen tepkileri dikkate alarak, vergi artışı kararından süratle vazgeçmelidir.Hatta, dar gelirli bordrolular üstündeki mevcut vergi yükü azaltılarak, satın alma güçleri artırılmalıdır.