Futbolda bağırıp çağırıp tehdit eden değil de üretken insanlara ihtiyaç var. Koskoca ara bir dönem geçti. Futbol federasyonundan tıs çıkmadı. Beklentim, aileyi toplayıp futbolun içerisindeki sorunları tartışıp çözüm önerileri bulup yol haritası çizmekti. Biz ne yaptık? Antalya’yı gezip geldik. Ya sonra? “BAL” ligini “ballı börek” yiyerek her zamanki tembelliğimizle tartıştık.
KKTC’de makam sahibi olmak bireylerin geleceği adına çok önemlidir. Makamlar ya hayat garantisidir ya da daha üst bir makama sıçrama tahtası. Genelde siyaset ile iç içe yaşadığımız için de spor her dönemde birileri tarafından kullanılmıştır. Sporun geleceği, yaşadığı sıkıntılar, dünya sporu ile entekresi hiç önemli olmamıştır. Aklına esen günlük karar veririr ve spor şekillenir. Böylece sporu yönettiğimizi sanırız.
Spor Bakanlığı’nın olmadığı, Spor Dairesi’nin yalnızca kukla olduğu KKTC’de spora şekil vermek neredeyse imkansızlaşmıştır. “Pısırık” insan topluluğunun yaptığı işler, yalnızca talimatları yerine getirmek ve uygulamaktır. Sporun dünü, bugünü, yarını onlar için önemli değil. Önemli olmadığı için de hiç bir veri tabanımız, istatistik alt yapısı, uzun vadeli çalışmamız yoktur. Hal böyle olunca günlük işler peşinde koşuşturur, onun bunun köleliğini yapıp bir karış suda boğuluruz.
Sporun her alanında ve özellikle futbolda yaşananlar, tüm bu olumsuz birikimlerin bir parçasıdır. Doğru “adam”, doğru “planlama” mantığından uzaklaştık. Sporun dibe vurmasını el birliğiyle destekledik. Baktık gördük ki işler kötüye gidiyor, hep beraber bağırıp ağlamaya başladık. (Tipik Kıbrıs hikayeleri)
Hasan Ecer sporcuyu adamızda tutma adına ne yapılmasını dün yazdı. Geçmiş haftalarda da ben yazmıştım. Aklın yolu birdir. Sporculara verilmeyen değer, çocuklarımızın başka kapıları zorlamasını getirir. Bizler bu çocukları ülkede tutabileme adına ne yapmalıyız sorusunu gündeme taşımalıyız. Son dönemlerde “BAL” Ligi tartışmaları görmek istemediğimiz büyük ayıbın yansımasıdır. İyi ki tartışılıyor. Çünkü almamız gereken çok önemli mesajlar var. Fakat ne üzücüdür ki, mesajı veren biliniyor. Mesajı alan ortada yok.
Yapacağınız iş çok basit! Spor Dairesi (eğer akıl işliyorsa) oturup Futbol Federasyonu ve diğer federasyonlarla askerliğini bitirmiş işsiz sporcuların listesini çıkartıp, bir çalışma başlatır. Gerisi mi? Siz bu çalışmayı başlatın... Gerisini de anlatırız.
Spor artık sırf seçim malzemesi olmaktan, birilerine mevki sağlamaktan, “boş” insan topluluğu yaratmaktan kurtarılmalıdır. Aksi halde, spor yapacak ne bir spor dalı, ne de sporcu bulacağız.