İki devletli bir çözümün masaya gelme ihtimalinin bile bulunmadığını ifade eden Candan, Kıbrıs Türk halkının adanın güneyindeki kaynaklarda da hakkı olduğunu, dolayısıyla bölünme ve iki devletli çözümden bahsedenlerin bunları da göz önünde bulundurması gerektiğini söyledi.
CTP milletvekili Armağan Candan, Dışişleri Bakanlığı nezdinde yurt dışında çalışan meslek memuru, temsilci ve diplomatlarımızın sahip olduğu imkanların arttırılması gerektiğini ifade etti. Kıbrıs Türk halkının sesinin dünyaya duyurulması için Dışişleri Bakanlığı’nın önemine işaret eden Candan, kendilerinin de Avrupa Konseyi Parlamemterler Asamblesi'nde Kıbrıslı Türklerin varlığını ve görüşlerini duyurmak için yaptıkları çalışmalara değindi.
AKPA’nın Kıbrıslı Türklerin Avrupa coğrafyasında statüye sahip olduğu en önemli kurum olduğuna dikkat çeken Candan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde, Taşımaz Mal Komisyonu’nun yeniden sorgulanmaya başlamasının Kıbrıslı Türkler ve Türkiye için bir tehlike arz ettiğini söyledi. 2020 bütçesinde TC kaynaklarından 100 milyon TL'nin Taşınmaz Mal Komisyonu'na aktarılmasının öngörüldüğünü vurgulayan Candan, bu kaynağın tazminatların ödenmesinin hızlandırılması için önemli olduğunu dikkate getirdi.
Başbakan Ersin Tatar’ın Maraş konusunda 2020 yılını işaret eden bir açıklaması olduğunu, bu konuda netliğe ihtiyaç olduğunu düşündüğünü ifade eden Armağan Candan, BM’nin de uzun bir aradan sonra Maraş ile ilgili olarak eski kararlara atıfta bulunarak Türk tarafına uyarıda bulunduğunu hatırlattı.
Maronit açılımının ne noktada olduğunu soran Candan, Kıbrıs Türk tarafına daha çok Maronit yurttaşımızın dönebilmesinin koşullarının yaratılmasının önemli olduğunu vurguladı.
Armağan Candan, Avrupa Birliği Koordinasyon Merkezi’nin ülke için önemine işaret ederek, Meclis AB'ye Uyum Komitesi olarak ellerindeki bütün tasarıları yoğun bir çalışma ile tamamlayıp geçirdiklerini ve topluma kazandırdıklarını, AB ile uyumlu yeni yasa tasarılarının hükümet tarafından Meclise gecikmeksizin gönderilmesini beklediklerini ifade etti.
Candan, Kıbrıs konusuna da değinerek, mevcut sürece sahip çıkılması gerektiğini, bu sürecin yeni bir referandum aşamasına taşınmasının çok önemli olduğunu, bu fırsatın elden kaçmasına izin verilmemesi gerektiğini vurguladı. Candan aksi halde mevcut durumun devam edeceğini ve bunun da Kıbrıslı Türklerin çıkarına olmadığını, Kıbrıslı Türklerin bu sıkışmışlığı ve çıkmazı kabullenmeyeceğini söyledi. Candan Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs'ın eşit ortağı olduğunu, bu ortaklığın federal çözüm yoluyla yeniden tesis edilmesi ve uluslararası toplumda Kıbrıslı Türklerin hak ettiği yeri almasının elzem olduğunu ifade etti. Kıbrıs adasının federal çözüm dışında bir çözüme kavuşmasının öngörülebilecek bir gelecekte mümküm olmadığını vurgulayan Candan, halka boş hayaller satılmasının kimseye bir yarar sağlamayacağını ifade etti.
İki devletli bir çözümün masaya gelme ihtimalinin bulunmadığını ifade eden Candan, Kıbrıs Türk halkının adanın güneyindeki doğal kaynaklardaki haklarının adanın bütünü üzerindeki ortaklığından kaynaklandığını vurgulayarak adanın bölünmesinden bahsedenlerin bunları da göz önünde bulundurması gerektiğini söyledi.